TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkisinin Kaynakları > - Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri > - C. Zamanaşımı > Madde 72 - I. Kural
Zarara yol açan eylemin, aynı zamanda suç sayılan bir eylemden doğması durumunda olayda uygulanacak zamanaşımı süresi, o suçun bağlı olduğu ceza zamanaşımı süresi olup, ceza davası açılmamasının veya mahkumiyet karı verilmemiş olmasının ceza zamanaşımı süresinin uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği-
Haksız eylem nedeniyle uğranılan zararın ödetilmesi istemine ilişkin davada, zamanaşımı süresinin olay tarihinde yürürlükte bulunan BK'nun 60/1-2. maddelerine göre belirlenecek olup, fakat, davalının eyleminin aynı zaman da suç teşkil etmekte olduğundan, eylemin gerçekleştiği tarihte yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'nun 265 inci maddesine göre görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturduğu, bu suçta zamanaşımı süresinin 8 yıl olup, eylem tarihine göre zamanaşımı süresinin geçmediği-
Davalı tarafından haksız alıkonulan konteynerler nedeniyle uğranılan zararın tazminine ilişkin davada, TBK'nın 72. maddesinde belirtilen zamanaşımına ilişkin hükümlerinin uygulanması gerekliği- Mahkemece, "konteynerlerin davacının elinde bulunduğu süre zarfında kira ücreti alacağının devam edeceği" gerekçesiyle zamanaşımı def'i reddedilmişse de, bu gerekçenin konteynerlerin mülkiyetinin talep edilmesi halinde uygulanabilir nitelikte oluğu- Mahkemece; davanın haksız fiil niteliğindeki eylemlerden kaynaklandığı, davalının süresinde zamanaşımı def'inde bulunduğu gözetilerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken hatalı hukuki nitelendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Davalı bakanlık yazısı uyarınca turizm teşvik belgesi bulunan dava dışı firmaya indirimli tarife uygulanmadan verilen elektrik bedeli nedeniyle yapılan fazla ödemenin rücuen tahsiline-
Trafik kazası sonucunda bir kimsenin yaralanmasına veya ölümüne neden olunmasının, ona karşı işlenmiş bir haksız fiil niteliğinde olduğu- 2918 s. K. mad. 109/II uyarınca, ceza kanununda öngörülen daha uzun (uzamış) zamanaşımı süresinin tazminat talebiyle açılacak davalarda uygulanabilmesi için, eylemin ceza kanununa göre suç sayılması gerekli ve yeterli olduğu; fail hakkında mahkumiyet kararı verilmesi veya bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması şartının aranmadığı- Ceza Kanunu’nda öngörülen daha uzun (uzamış) zamanaşımı süresinin, olay tarihinden itibaren işlemeye başlayacağı; sürenin işlemeye başlaması için, zarar görenin, zararı ve onun failini öğrenmesi koşulunun aranmadığı, ancak, zarar veya onun faili, uzamış zamanaşımı süresinin bitmesinden sonra öğrenilmiş ise, davanın, öğrenme tarihinden itibaren, 2918 s. K. mad 109'daki iki yıllık süre içerisinde açılması gerektiği- Davalı sürücü hakkında, Ceza Mahkemesince hükmolunan hapis ve para cezasının ertelendiği, 1 yıl süre ile denetim süresine tabi tutulduğu, yasal yollara başvurulmaksızın hükmün kesinleştiği anlaşılmakta olup, 2918 s. K. mad.109/2 gereğince, işleten hakkında da uzamış ceza zamanaşımının uygulanacağı ve buna göre, haksız eylemin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mülga 765 s. TCK. mad. 459'da öngörülen suça ilişkin cezanın üst sınırı dikkate alındığında, aynı Kanunun 102/4. maddesi uyarınca uzamış ceza zamanaşımı süresi beş yıl olduğu ve bu durumda; haksız eylemin gerçekleştiği tarih gözetildiğinde, davada maddi tazminata ilişkin ıslahın, beş yıllık uzamış zamanaşımı süresi dolmadan yapıldığı anlaşıldığından, ıslah edilen miktar yönüyle dava zamanaşımı süresi dolmamış olduğu-