Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin davada, murisin sürücüsü olduğu aracı kullanırken karıştığı trafik kazasında kendisinin vefatı ve birden fazla kişinin yaralanması ile sonuçlanan eylemin 5237 sayılı TCK 85/2 maddesinde tanımlanan taksirle öldürme kapsamında “cezayı gerektiren bir fiil” olarak düzenlendiği, uyuşmazlıkta, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/2. maddesi uyarınca ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği, taksirle öldürme suçuyla ilgili ceza davasının TCK'nun 66/1-d maddesi uyarınca onbeş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu-
KTK'nın 109/II. maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresinin uygulanması için kamu davasının açılmış olması veya mahkumiyet kararı verilmiş bulunması aranmayıp cezayı gerektiren fiilin varlığının yeterli olduğu, bir kişinin yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasının da bu anlamda cezayı gerektiren bir fiil niteliğinde olduğu ve sürücü hakkında şikayet yokluğu nedeniyle dava açılmamış olmasının sonuca etkili olmadığı, eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'da öngörülen ceza zamanaşımı süresi dikkate alındığında dava tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından işin esasına girilip, tarafların delilleri toplanıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
TCK. mad. 85 kapsamında taksirle öldürme suçunun varlığı sabit olduğundan, 2918 s. KTK. mad. 109/2 uyarınca ceza zamanaşımının uygulanması gerektiği ve kazaya neden olan kişi hakkında ölümü nedeniyle bir ceza davasının açılmamış olmasının, uzamış ceza zamanaşımının uygulanmasına engel olmayacağı- Davacının desteğinin tam kusuru ile neden olduğu ve kendisinin ölümü ile sonuçlanan trafik kazasının aynı zamanda TCK'nun 85/2 maddesinde düzenlenen ve taksirle öldürme suçuyla ilgili ceza davasının TCK. mad. 66/1-d uyarınca on beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olması; 2918 s. KTK. mad. 109/2 uyarınca bu sürenin görülmekte olan maddi tazminat davası için de geçerli olması; davanın olay tarihi üzerinden on beş yıl geçmeden açılmış olması karşısında, somut olayda zamanaşımının gerçekleşmediği-
Haksız eylemden doğan zararın tazminine ilişkin davaların, zarar görenin zararı ve zarar vereni öğrendiği tarihten itibaren bir sene ve her halde haksız fiil tarihinden itibaren on senede zamanaşımına uğrayacağı-
Haksız eylem tarihinde yürürlükte bulunan 765 s. TCK. mad. 240.gereğince, görevi kötüye kullanma suçunun zamanaşımı süresi ise, beş yıl olup, davacının alacağı zamanaşımına uğramış bulunduğundan, haksız eylem nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkin davanın reddi gerekeceği-
Olay tarihi itibariyle yürürlükte olan 818 s. BK. mad. 60/1 uyarınca zamanaşımı süresinin fiil ve failin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl, her halükarda on yıl olduğu- Davacı üniversite bir kamu kurumu olup, kamu kurumları yönünden zamanaşımı süresinin, o kurumun dava açmaya emir vermeye yetkili makamının zararın varlığını ve zarar vereni öğrendiği tarihten, yani yetkili makamın olur tarihinden başlayacağı, Dava, "Devlete ve Kişilere Memurlarca Verilen Zararların Nevi ve Miktarının Tespiti Komisyonu" tarafından verilen karar üzerine açıldığından, davacının zararı ve zarara neden olan kişiyi bu komisyon kararı ile öğrendiğinin kabulü gerektiği-
Haksız eylem nedeni ile uğranılan zararın ödetilmesi istemine ilişkin davada, olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK'nın 60/1-2 maddelerinin (TBK. 72) uygulanacağı, fiilin ceza kanunları uyarınca daha uzun zamanaşımı süresi bulunan cezayı gerektiren bir eylemden doğması halinde ise ceza zamanaşımı süresinin uygulanacağı, buna göre aynı zamanda suç teşkil eden davalının eylemi için TCK'da 5 yıllık zamanaşımı süresinin öngörüldüğü, bu sürenin de eylem ve dava tarihi gözönüne alınarak dolduğunun kabulü gerekeceği, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verileceği-
Kamu davası ile küçükbaş hayvanın karar kesinleştiğinde sahibi sanık-davacıya iadesine karar verildiği ve kararın onanarak kesinleştiği ve ilam niteliği kazandığı anlaşıldığından, İİK. mad. 39/1 ve  olay tarihi itibari ile yürürlükte bulunan 818 s. BK. mad.135/2 uyarınca  uyuşmazlığa 10 yıllık ilam zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği, haksız fiile ilişkin bir yıllık zamanaşımı süresinin esas alımasının isabetsiz olduğu- Davaya konu küçükbaş hayvanlara menşei şahadetnameleri ve sevk belgeleri olmadığı için kaçak zannıyla el konulduğu, bu itibarla davacının da zararın oluşumunda müterafik kusuru bulunduğu anlaşıldığından, tazminat miktarından uygun bir indirim yapılması gerektiği-
Manevi tazminat istemi-
818 sayılı Borçlar Yasası'nın 60/2. maddesi (6098 sayılı TBK m.72) gereğince zarara yol açan eylemin, aynı zamanda suç sayılan bir eylemden doğması durumunda olayda uygulanacak zamanaşımı süresinin, o suçun bağlı olduğu ceza zamanaşımı süresi olması gerektiği- Ceza zamanaşımı süresinin uygulanabilmesi için haksız eylemin suç niteliğinde olmasının yeterli olduğu-