Tazminata konu eylem aynı zamanda suç teşkil ediyorsa, ceza zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği- Ceza davası devam ederken açılan eldeki birleşen tazminat davalarında zamanaşımının dolduğundan söz edilemeyeceği-
Haksız eylemin (hacizn) gerçekleştiği tarih gözetildiğinde, beş (5) yıllık dava zamanaşımı süresinin dolduğu ve buna göre, eldeki davanın, dava zamanaşımı süresi geçtikten sonra açıldığı; davacılar, daha öncesi ceza davasına katılmış iseler de, şahsi hak talebinde bulunmadıklarından, ceza davasına müdahale talebinin dava zamanaşımı süresini kesmeyeceği- "Kusur sorumluluğunun bir gereği olarak, haczin haksızlığının bir mahkeme kararı ile saptanmasından sonra zamanaşımı süresinin işlemeye başlayabileceği,böyle bir mahkeme kararı bulunmadığından, zamanaşımı süresinin başlamadığı; tazminat davası, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir (1) yıllık süre içinde açıldığından zamanaşımı süresinin geçmediği"ne yönelik görüşün HGK çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
818 sayılı BK'nın 53. (6098 sayılı TBK'nın m. 72. ) maddesi hükmüne ve yerleşik Yargıtay uygulamasına göre, hukuk hakimi, delil yetersizliğine dayalı beraat kararı ile bağlı değil ise de, sanığın isnat edilen eylemi işlemediğinin kesin olarak tespiti olgusuna dayalı beraat kararı ile bağlı olduğu gibi, o eylemin hukuka aykırılığını ve failini belirleyen mahkumiyet kararının bu yönleri ile bağlı olduğu-
Zarar henüz gerçekleşmemişse bir fiilin salt işlenmiş olmasının zamanaşımı sürelerinin başlaması için yeterli olmadığı- S.anın kullanılamaz hale getirilmesi nedeniyle kira kaybından kaynaklanan tazminat davası açıldığı,, daha sonra aynı nedenle farklı dönemlere ilişkin kira bedeli talep edildiği anlaşılmakla, lehine geçit hakkı kurulan ve imar uygulaması sonucu oluşan parsellerin malikleri olan davacılar, taşınmazlarının üzerinde bulunan geçit ve intifa hakkına konu olan sinemanın, aleyhine geçit hakkı kurulan davalıların maliki olduğu parselde kalan kısmının yıkılarak giriş kapısının örülmek suretiyle kullanımının imkansız hale getirilmesi nedeniyle zarara uğradıklarını iddia ederek, talep edilen tespit sonucu alınan bilirkişi raporunda belirlenen zarar bedelinin tazmini için maddi tazminat istem davayı açtıklarından mahkemece, davanın zamanaşımına uğraması nedeniyle reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, davacılar tarafından zararın halen devam ettiği ileri sürüldüğüne göre, zararın gerçekleşip gerçekleşmediği ve halen devam edip etmediği tespit edilmeden zamanaşımının gerçekleştiği kabul edilemeyeceği-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
Mülkiyet hakkı elinden alınan kimseye bir bedel ödenmesi gerektiği tartışmasız olup, davacının zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca kendi âkdine müracaat etme olanağına sahip olması, haksız eylemi nedeniyle ya da kusursuz sorumluluktan ötürü Hazine'ye karşı dava açmasını engellemeyeceği gibi Anayasanın 129. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan memurlar ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken işledikleri kusurlardan doğan tazminat davalarının, kendilerini rücu edilmek kaydıyla ancak Devlete karşı açılabildiği şeklindeki hüküm gözetildiğinde, davanın müstakil olarak Hazine'ye karşı açılması mümkün olduğu gibi, taşınmazı satan kişilere karşı da açılmasının mümkün olduğu-
Taraflar arasındaki birleşen alacak davaları-
Mahkemece, kooperatif yetkilileri hakkında açılan ceza davasının mahkumiyetle sonuçlandığı, davacının öğrenme tarihi itibariyle bir yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de henüz ceza mahkemesi kararının kesinleşmediği- Ceza yargılaması sonucu verilen karar kesinleşmediğinden, davacının zararı ve faili henüz öğrenmediği ve bir yıllık zamanaşımı süresinin başlamadığı hususu gözardı edilerek yanılgılı gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Hukuk davası, ceza davası derdest iken açıldığına göre zamanaşımı süresinin geçmediği, ceza mahkemesinde istenebilecek bir hakkın, hukuk mahkemesinde zamanaşımına uğramış olacağı ve istenemeyeceği-
Dava, desteğin trafik kazasında ölümü nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesine ilişkin olup, dava uzamış ceza zamanaşımı süresi olan 5 yıl dolduktan sonra açıldığı, zamanaşımı definin süresinde olduğu kabul edilerek davalı hakkındaki dava zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi gerekeceği-