“Belediyelerin vergi ve resimleri ile kamuya tahsis edilmiş ve akar olmayan taşınır/taşınmaz malları, harç gelirleri ve kamu hizmetinde fiilen kullanılan malları” (5393 sayılı K. 15/son) ile “belediye gelirleri kanunu ve diğer kanunlarla belediyelere kamu hizmeti ifa etmeleri için verilmekte olan payların, vergi ve resim hükmünde olup, bu paylarında 6183 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsili gereken borçlar dışında” haczedilemeyecekleri-
Köyün orta mallarının devlet malı gibi korunacağı, yani köye ait taşınır ve taşınmaz tüm malların haczinin mümkün olmadığı, ancak, köyün mal varlığından kaynaklanan “akar” niteliğindeki özel gelirlerin haczedilebileceği-
İİK’nun 82/I-12. maddesi gereğince borçlunun haczedilemeyecek olan evinin “haline münasip olup olmadığı”nın belirlenmesi için, evin, borçlunun haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulması gerekeceği, buradaki “aile” teriminin geniş anlamda olup “borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan bakmakla yükümlü oldukları kişileri” kapsadığı- Borçlunun bulunduğu yerin daha mütevazi semtinde, ihtiyacı olan haline uygun bir evin değerinin bilirkişiden rapor alınarak saptanıp, haczedilen evin değerinin bu miktardan fazla olması halinde, evin satılmasına karar verilip, satış bedelinden kendisine mesken alması için gerekli miktarın borçluya bırakılıp, kalan tutarın alacaklıya ödenmesi gerekeceği-
Borçlunun almakta olduğu “döner sermaye ücreti” nin “maaş” sayılacağına dair 209 sayılı Kanun’da bir düzenleme bulunmadığından, döner sermaye ücretinin tamamının haczedilmesine yasal bir engel bulunmadığı-
Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında daha sonra haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için, ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, ziraat kredisi gibi «zorunlu olarak kurulmuş» ipoteklerden olması gerektiği–