“Taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi” tapu kütüğüne şerh edilmiş olsa dahi, lehine satış vaat edilen kişi adına tescil işlemi gerçekleştirilmedikçe, mülkiyetin alıcıya intikalini sağlamayacağı; sicile şerh verilen taşınmaz satış vaadi sözleşmesinin 5 yıl süreyle 3. kişilere karşı ileri sürülebileceği; haczin kaldırılması için anılan süre içerisinde alıcının “tescil davası” açıp, adına taşınmazı tescil ettirmesi gerekeceği-
Yabancı ülkede (İsviçre'de) yaşayan Türk vatandaşı borçluya kıymet takdiri raporu Tebligat Kanununun 25/a maddesine göre tebliğe gönderildiği, Bern Büyükelçiliği- Konsolosluk Şubesince düzenlenen usulüne uygun bildirimin 16.07.2009 tarihinde borçluya –İsviçre’nin mevzuatına uygun şekilde- ulaştırıldığı, Konsolosluktan evrakın borçlu tarafından 30 gün içinde alınmamış olması nedeniyle gönderilen tebligatın 17.08.2009 tarihinde yapılmış sayılacağı-
Kapı ve pencerelerin binanın bütünleyici parçası sayılabilmesi için, binaya takılı vaziyette bulunmaları gerekeceği; depo veya mağazada haczedilen kapı ve pencerelerin “bütünleyici parça” veya (“teferruat”) olarak kabul edilemeyecekleri-
Kullanım şekli kayıtlarda “yolcu nakli” olarak belirtilmiş olan aracın fiilen kamu hizmetinde kullanılıp kullanılmadığının araştırılarak sonucuna göre –belediyenin borcundan dolayı haczedilip edilemeyeceği konusunda- bir karar verilmesi gerekeceği-
5510 s. Kanununu 93. maddesindeki “sosyal güvenlik kurumundan alınan gelir, aylık ve ödeneklerin borçlunun muvafakatı bulunmadıkça, nafaka borçları dışında haczedilemeyeceğine ilişkin düzenlemenin kamu düzeni ile ilgili olduğu ve bu konuda yapılacak haczedilmezlik şikayetinin herhangi bir süreye bağlı bulunmadığı-
İİK’nun 82/I-12. maddesi gereğince borçlunun haczedilemeyecek olan evinin “haline münasip olup olmadığı”nın belirlenmesi için, evin, borçlunun haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulması gerekeceği, buradaki “aile” teriminin geniş anlamda olup “borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan bakmakla yükümlü oldukları kişileri” kapsadığı- Borçlunun bulunduğu yerin daha mütevazi semtinde, ihtiyacı olan haline uygun bir evin değerinin bilirkişiden rapor alınarak saptanıp, haczedilen evin değerinin bu miktardan fazla olması halinde, evin satılmasına karar verilip, satış bedelinden kendisine mesken alması için gerekli miktarın borçluya bırakılıp, kalan tutarın alacaklıya ödenmesi gerekeceği-
“Köy orta malı” nın, köy tüzel kişiliğinin taşınır ve taşınmaz tüm mallarını kapsayan bir kavram olduğu, köye ait taşınır ve taşınmaz mallarının haczi mümkün değilse de, köyün mal varlığından kaynaklanan akar niteliğindeki –köy kahvesinin kira geliri gibi- özel gelirlerinin haczinin mümkün olduğu-