Yargılama gideri, harç ve vekalet ücreti alacaklarına kararın kesinleşme tarihinden itibaren faiz yürütülmesi gerektiği yönündeki diğer itiraz nedeni hakkında olumlu olumsuz karar verilmediğinden onanan hükmün karar düzeltme yoluyla düzeltilmesi gerektiği-
Yardım nafakası ilamının kesinleşmeden takibe konulabileceği-
Alacaklı tarafından borçlu aleyhine ilamlı takip başlatıldığı, borçlunun icra müdürlüğünden 4572 sayılı Kanun'un Geçici 7. maddesi gereğince takibin durdurulmasını ve konulmuş tüm hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, tasfiye işlemleri tamamlanmadan hacizlerin kaldırılmasına karar verilemeyecek olup, borçlunun isteminin hacizlerin kaldırılmasına yönelik olduğu, taşınmazların satışı halinde satış bedellerinin icra dosyasına aktarılması yönünde bir talebi olmadığı halde ve hacizlerin kaldırılması talebiyle çelişir şekilde karar verilmesi ve icra müdürlüğüne böyle bir görevin yüklenmesinin doğru olmadığı-
Takip tarihinden önce takip dayanağı ilamın boşanma hükmü yönünden kesinleştiği, ilamda hükmedilen tazminat ve vekalet ücreti alacağının icra edilebileceği-
Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmasa da mahkemece, takibe konu yapılan ilamda davalı olarak iş ortaklığının gösterildiği, dayanak ilam anılan hata yönünden bozulmuş olmadıkça takibin ortak girişim hakkında da başlatılması ilama uygun olup icra emirleri ortak girişimi oluşturan şahıslara ayrı ayrı tebliğ edilerek takibe devam olunabileceğinin kabulü gerektiği-
Alacaklının açıkça feragat etmediği sürece zamanaşımı süresi içinde tahsilde tekerrür olmamak üzere ilama dayalı eksik kalan asıl ve faiz alacağını ayrı bir takip yaparak talep edebileceği, alacaklının ayrı bir takip yapmasında yasaya uymayan bir yön bulunmadığı- Kamulaştırma bedelinin arttırılması ilamlarında olduğu gibi, kamulaştırmasız elatma ilamlarında da ilamın kesinleştiği tarihe kadar geçen dönem için ilam uyarınca yasal faiz, kesinleşme tarihinden sonraki dönem için ise, 17.10.2001 tarihinde yürürlüğe giren 4709 sayılı Kanunla değişik Anayasa'nın 46/son maddesi hükmü uyarınca, kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gerektiği-
Kal'e ilişkin davalar sonunda verilen kararların kesinleşmeden icrası ve daha sonra hükmün bozulması halinde, telafisi imkansız zararların meydana geleceği nazara alınarak, bu konuda verilen kararların kesinleşmeden icra edilemeyeceğinin kabul edilmesinin gerekeceği-
Takip konusu ilam temyiz aşamasında Yargıtay 18.Hukuk Dairesi tarafından düzeltilerek onanmış, yapılan düzeltme ile tahliyeye ilişkin bölüm hükümden çıkartılmış ve ilam bu haliyle kesinleşmiş olduğuna göre hüküm sadece eski hale getirme yönünden infaz edilecek olup, borçluya “bir işin yapılması” hususunu içeren örnek 4-5 icra emri çıkartılması gerekeceği-
İlamda alacağın faizi belirlenirken “04.08.2010 tarihinden Merkez Bankası'nın bir yıllık döviz mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faiz oranı” şeklinde hüküm kurulması karşısında, hükmedilen faiz oranının ne şekilde uygulanacağı ve faiz başlangıç tarihi müphem olup, bu hususlarda tereddüt oluştuğu; Merkez Bankası sitesinden alınan faiz tablosunun, fiilen uygulanan değil uygulanması muhtemel olan en yüksek mevduat faiz oranlarını göstermekte olduğundan buna göre hesap yapılamayacağı-
Tarafları aynı olan ve aynı alacaktan kaynaklanan ilamlar için itiraza konu takip dosyası üzerinden harcı yatırılarak alacağın tahsili mümkün iken makul ve kabul edilebilir bir gerekçe olmaksızın takip başlatılmasının usul ekonomisine aykırılık teşkil edeceği, kötü niyetli olmasa da alacaklı tarafından yasadaki boşluktan yararlanılarak bir ilamdaki haklar için ayrı ayrı takip başlatılarak sebepsiz zenginleşmeye neden olacak şekilde fazladan avukatlık ücreti talep edilmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu- İtirazın kaldırılması yada itirazın iptali ilamında yer verilen vekalet ücreti, yargılama gideri ve tazminat alacakları için ayrı bir ilamlı takip başlatılamayacağı-