Davacının kendisine ilk etapta fark edilemeyecek şekilde ayıplı araç satmasından dolayı açılan tazminat davasında, aracın tamir ve onarımından kaynaklanan maddi zararın, tespit giderinin ve ihtarname masraflarının davalıdan alınarak davacıya ödenmesi yönünde verilen kararın isabetli olduğu- 
Taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı gecikme tazminatının tahsili istemine ilişkin davada, bilirkişi kurulundan ek rapor alınarak, asansör imalatının inşaat süresine ne ölçüde etki ettiğinin ve buna bağlı olarak işin teslimi gereken tarihin ve gecikme tazminatı miktarının belirlenmesi gerektiği- Gecikme tazminatı ile eksik ve ayıplı iş bedeline ilişkin olarak, ıslaha konu miktarlar yönünden ıslah tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerektiği-
Davanın satış sözleşmesinden kaynaklanan edimin zamanında ifa edilmemesi nedeniyle meydana gelen zararın tazminine ilişkin olduğu, sözleşmede taraf olarak davacı ile davalı şirketin yer aldığı, diğer davalının dava konusu boruların dağıtımını yapmakta ise de doğrudan satış sözleşmesine imza atmadığı gibi malın zamanında teslim edilmesine dair davacıya yönelik bir taahhüdünün bulunmadığı, mahkemece açıklanan bu hususlar çerçevesinde değerlendirme yapılarak varılacak uygun sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Eksik ifa nedeniyle taşınmazın değerinin %25 oranında azaldığını belirtilerek açılan belirsiz alacak davasında; davacının site tamamlandıktan sonra ve belediye ile ilgili sorunlar mevcutken taşınmazı satın aldığını, 31/12/2012 tarihli davacının da imzasının bulunduğu site yönetimi faaliyet raporunda belediyeye ecrimisil ödendiğinin yazılı olduğu, davacının durumdan 04/02/2013 tarihinde haberdar olduğunu ve iradesinin sakatlandığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddinin isabetli olduğu-
Taşınmaz alım-satımı sözleşmesi gereğince müteahhide isabet eden daireyi davalı müteahhitten satın aldığını, ancak tapu devrinin yapılmadığını ileri sürerek, dairenin dava tarihindeki gerçek bedelinin tahsiline ilişkin açılan davada on yıllık zamanaşımı süresinin sözleşme ile kararlaştırılan edimin ifasının imkansızlaştığı tarihten itibaren işlemeye başlayacağı-
Dosya kapsamına göre, davalı Kurum ile davacı ... arasında Sağlık Hizmetleri Protokolü imzalandığı; Kurumca, bir kısım faturalarda kesinti yapılarak ödeme yapılmadığı, temyize konu davanın da bu nedenle açıldığı, sözleşme hükümlerine aykırılıktan kaynaklanan bu davanın yasal dayanağının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 112. Maddesi (818 sayılı Borçlar Kanununun 96. maddesi) ve devamı maddeleri olduğu anlaşıldığından, davanın iş mahkemesinde değil, genel mahkemede görülmesi gerektiğinin kabulü gerekeceği-
Davalı taşınmazı davalı arsa maliki ile davalı yüklenici arasındaki sözleşmeye dayanarak yükleniciden kaba inşaat olarak temlik alıp kullanılabilir hale getirdikten sonra tasarrufta bulunduğundan davalının kötüniyetli olduğu-  Bilirkişilerden dava tarihi itibariyle taşınmazın kaba inşaat rayiç değeri ile kaba inşaattan sonra yapılan imalatların bedeli tespit edilerek sonuca gidilmesi gerekirken taşınmazın temel inşaatından sonra yapılan tüm imalatlardan davalı arsa malikinin sorumlu tutulmasının doğru olmadığı-
TKHK. mad.4 uyarınca, davacının, teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmadığı; hal böyle olunca bu eksikliklerin açık ayıp niteliğinde olmasından ve süresinde ayıp ihbarında bulunulmamasından dolayı bu taleplerin reddine karar verilmesi gerektiği-
Davacı kiracının da işyerinin mühürlenmesine müteakip kiracı olarak faaliyetini yürütebileceği yeni bir işyeri bulma konusunda gerekli çabayı göstermek zorunda olduğu; bunun bir sonucu olarak da davacının aynı şart ve koşullarda kiracı olarak faaliyetini yürütebileceği aynı nitelikli başka bir taşınmazı yeniden kiralayabileceği sürenin belirlenmesi gerekeceği, davalı kiraya verenin de bu süreye ilişkin kazanç kaybından sorumlu tutulması gerektiği-
Erken tahliye halinde kural olarak TBK. 325. maddesine göre kiracının anahtar teslim tarihine kadar kira bedelinden anahtar teslim tarihinden itibaren ise kiralananın aynı şartlarda kiraya verileceği makul süre kira bedeli ile sorumlu olduğu, bununla birlikte TBK.112 (Borçlar Kanunun 96. ) göndermesi ile aynı kanunun TBK. 52 (BK. 44) maddesi uyarınca, davacı kiralayanın bu yerin yeniden kiralanması konusunda gayret göstermesi, böylece zararın artmasını önlemesi için kendisine düşen ödevi yapmak durumunda olduğu, bu durumda davacının zararının, tahliye tarihinden kiralananın aynı koşullarla yeniden kiraya verilebileceği tarihe kadar boş kaldığı süreye ilişkin kira parasından ibaret olduğu-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • kayıt gösteriliyor