«Muvazaa» ve «tenkis» isteklerinin ayni davada kademeli olarak yer alabileceği gibi, ayrı davalara da konu edilebileceği -
«Tenkis davası» açıldıktan sonra, «muvazaa davası»nın 22.5.1987 tarih 4/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince ayrı bir dilekçe ile her zaman açılabileceği -
Ölünceye kadar bakma sözleşmelerinin MK. 565/1, 2, 3 gibi doğ-rudan doğruya tenkise tâbi olmayıp, ancak 565/4’de öngörüldüğü şekilde, «saklı pay kurallarını zedelemek» kasdı ile yapılmış olmaları halinde tenkis edilebilecekleri -
Önceden «tenkis» davası açılmış olmasının, «muvazaa» nedeniyle dava açılmasına engel teşkil etmeyeceği -
MK. 565/4 ile BK. 18’nin (şimdi; TBK. mad. 19) ilişkisi -
Bakma borcunun yerine getirilmiş olması halinde, mirasbırakanın mirasçılarının açtığı dava üzerine, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin tenkisine karar verilemeyeceği -
Miras bırakan tarafından tapuda «satış» şeklinde gösterilerek, da-valıya (davalılara) temlik edilen taşınmaz(lar)ın «tapuda gösterilen satış bedelleri» ile satış tarihindeki «gerçek değerleri» arasındaki açık nisbetsizliğin (aşırı farkın) «saklı payı ortadan kaldırma amacının (kasdının) objektif delili (karinesi)» sayılacağı (MK. 565/4) -
Ölünceye kadar bakma akdi, «ivazlı» bir akit olduğundan, «mahfuz hisse kurallarını ihlal amacıyla yapılmış olduğu» kesin biçimde kanıtlanmadıkça, bu akdin tenkisine karar verilemeyeceği -
Bankada miras bırakan ile davalı adına açılmış ortak hesaptaki paranın yarısının davalıya bağışlanmış sayılacağı -
Taraf muvazaasına konu işlemlerin 5.2.1947 tarih 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca sadece yazılı delille kanıtlanabileceği -