Borçlunun istemesi halinde borcunu para (nakit) yerine ayin olarak ödeyebileceği-
Her iki tarafın eşit veya denk maaş almak suretiyle çalışmaları halinde, gelirlere sahip olduklarının ve davacının katkısının bulunduğunun kabulü gerekeceği-
Katkı payı alacağına ilişkin davada, davalının evlendikleri tarihten önce kooperatife ödediği peşinat ile aidatların toplamının davalının tasarruf ettiği miktara eklenmesi, toplam tasarruf miktarı karşısında davacının katkı payı oranının saptanması, saptanan bu katkı payı oranının eldeki davanın açıldığı tarihteki bağımsız bolümün keşfen belirlenecek gerçek değerleriyle çarpılması sonucu davacının katkı payı alacağı miktarının bulunması ve bu miktarın hüküm altına alınması gerekeceği-
Mal rejimi sona ermeden edinilmiş mallara katkı alacağı davasının dinlenmeyeceği-
Davacı eş tarafından davalı eşe yapılan satışın aslında gerçek bir satış değil gizli bağış olduğunun anlaşılması halinde katılma alacağı davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
TMK'nın 239/son maddesi ise 01.01.2002 tarihinden sonra evlilik birliği içinde edinilen malların tasfiyesi, katılma alacağı talep edildiği takdirde sürüm değerinin tespiti ile faize de karar tarihinden itibaren hükmolunacağını kararlaştırmış olup, faiz talebinin bağlı bulunduğu katkı payı alacağına ilişkin davada uygulama yeri bulunmadığından davanın bu nedenle de reddi doğru olmamıştır. Mahkemece yapılacak iş, talep gözönünde tutularak, davanın açıldığı 14.11.2006 tarihine kadar asıl alacağın ödenip ödenmediğinin tespiti; ödenmemiş veya ödenmiş ise de davacı-alacaklı tarafından ihtirazi kayıt konulmuş olduğunun belirlenmesi halinde, talep dönemine ilişkin faiz isteğinin hesaplanarak hüküm kurulmasından ibarettir
Asıl alacak için açılan davada faize ilişkin hakkın saklı tutulmamış olması, daha sonra faiz için ayrı bir dava açılmasına engel teşkil etmez ise de, faiz isteğinin ayrı bir davaya konu yapılması halinde, dava tarihi itibariyle asıl alacağın ödenmemiş olması, ödenmiş ise de ihtirazi kayıt konulmasının şart olduğu, yoksa, faiz alacağının da sona ermiş sayılacağı-
Evlilik birliği içinde edinilen taşınmazların alımına katkının yapıldığı ileri sürülerek tapu kaydının iptali istenemeyeceği- Davacı kadının taşınmazların edimine katkısının bulunduğu sonucuna varılması durumunda toplam tasarruf miktarı karşısında davacı kadının tasarruf oranının tespit edilmesi, bulunan bu oranın taşınmazların dava tarihindeki değerleri ile çarpılarak davacı kadının katkı payı alacağının saptanması gerekeceği-
Usuli kazanılmış hakları da dikkate alarak yukarıda belirtilen açıklamaları da gözetmek suretiyle yeniden bilirkişi incelemesi yaptırmak, davacının, dava konusu malların edinilmesine yaptığı katkı oranını davacı adına olan iki kooperatif payı bulunduğu hususu da gözetilerek tüm deliller birlikte değerlendirilerek bulmak, katkı oranlarının, malların dava tarihindeki "sürüm değerleriyle" çarpımı sonucu bulunacak "katkı payı tazminatına" hükmedilmesinin gerekeceği-
1.1.2002 tarihine kadar kocanın iaşe yükümlülüğü de gözetilerek rejimin sona erdiği 24.5.2002 tarihine kadar devam eden ödemelere kocanın geliriyle sağlayabileceği katkıyı belirlemek, rejimin sona erdiği 24.5.2002 tarihi itibariyle inşaatın fiili gerçekleşme oranını tespit etmek, bu gerçekleşme oranına göre dava tarihindeki değerini belirlemek bu değer içerisinde kocanın katkısının bulunmasının gerekeceği-