Haksız rekabetin tespiti, meni ve tazminat istemi-
Hâkim şirketin zaman içerisinde bağlı şirketi özenle yönetmediği ve kâr edemez duruma düşürdüğü ileri sürerek TTK. 202'eye dayalı denkleştirme tazminatı talebi- TTK 202/1- (e) uyarınca, hâkim şirket merkezinin yurtdışında, dava dışı bağlı şirket merkezinin ise İstanbul Kadıköy ilçesinde bulunduğundan davaya bakmakla yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Adliyesi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verilmiş ise de, dosya içerisinde bulunan ticaret sicil kaydına göre bağlı şirketin merkezinin İstanbul Şişli ilçesinde olduğu anlaşılmakla, yetkisizlik kararı verilmesi doğru görülmediği-
11. HD. 28.11.2016 T. E: 13189, K: 9150-
Davacı tarafından iş mahsulünün eser vasfında olduğu ve 5846 sayılı FSEK'te düzenlenen eser sahipliğinden kaynaklı haklarının ihlal edildiği veya aynı Kanunun haksız rekabete ilişkin hükümlerinin ihlal edildiği ileri sürülmeyip FSEK'ten doğan bir uyuşmazlık söz konusu olmadığından Fikrî Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin görevli olduğundan söz edilemeyeceği-
Haksız rekabetin tespiti, men'i ile maddi ve manevi tazminat istemlerine-
Haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve maddi tazminat istemine ilişkin davada; haksız rekabetin varlığı için, haksız ve hukuka aykırı bir fiil ile iktisadi rekabetin kötüye kullanımı yoluyla bir zarar veya zarar tehlikesinin yaratılmış olması gerektiği; bu nedenle, davalının eyleminin haksız rekabet teşkil ettiği doğru olarak tespit edilmesine rağmen haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi talebi yönünden de davanın reddedilemeyeceği-
11. HD. 15.06.2016 T. E: 2015/15275, K: 6637-
Limited şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkin davada, davalı şirketin 2014 yılı ticari defterleri de dahil olmak üzere tüm ticari defterleri ve banka hesapları üzerinde inceleme yapılıp, taraflar arasındaki güven ilişkisinin sona ermesinde davacı ortağın daha ziyade kusurlu olup olmadığının tespitinin yapılıp, davacı ortağın daha az kusurlu kabulü halinde ise TTK'nın 636. maddesi uyarınca şirketin fesih ve tasfiyesi yerine duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer çözüm yollarının bulunup bulunmadığına dair bir karar verilmesi gerektiği-
Davalıların davacı şirketi ve işlerini kötüleyici, davacı şirket hakkında yanıltıcı ve gereksiz yere incitici faaliyetlerde bulunduğuna dair bir maddi vakıa mevcut olmadığı halde, tanık beyanları doğrultusunda bu sonuca varılmasının doğru olmadığı-
Davalının eylemlerinin haksız rekabet ve marka hakkına tecavüz ettiğinin tespiti ile davalının bu markaları kullanmak suretiyle elde ettiği gelir üzerinden hesaplanmasına ilişkin davada, davalının elde ettiği karın tamamının davacının markalarına tecavüz oluşturan fiilin neticesinde elde etmediği, yani davalının başka marka adı altında üretim yapmış olsaydı belirli bir miktar kar elde etmesinin muhtemel olacağı, kar elde edilmesinde sermaye, amortisman, mal üretim, satış ve pazarlama ağı, personel politikası, eğitime verilen önem, istihtamın niteliği, faaliyet gösterilen yerin niteliği, reklam politikası, davalının bir çok üretim çeşidinin bulunması gibi ana marka olan anı markasının da kara etkili faktörlerden bulunduğu gözetilmek suretiyle hesaplamanın yapılması gerektiği-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • kayıt gösteriliyor