Davacı tarafından davalıya ait reklamın yanıltıcı olması nedeniyle haksız rekabetin varlığının tespiti ve önlenmesinin talep edildiği, davalının ise kendisine ait ürünün ihbar olunan şirket tarafından yapılan test ve denetim sonucu belirlenen oranda enerji tasarrufu sağladığını savunduğu, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda  teknik yönden %71'e varan enerji tasarrufunun mümkün olmadığının ve reklamın yanıltıcı olduğunun tespit edildiği, bu durumda farklı bir cihaz geliştirdiğini ve fazladan tasarruf sağladığını iddia eden davalının savunmasını kanıtlaması gerektiği, yapılan yargılamada davacının ispat yükünü yerine getirdiği ve cihazın %71'e varan oranda enerji tasarrufu sağlamadığının sabit olduğu, o hâlde davalının yapılan reklamın doğruluğunun kanıtlaması gerektiği, ispat yükü kendisinde olan davalının ise iddiasını kanıtlayamadığı-
Davalı şirket ünvanındaki ibarenin TTK 52 uyarınca değiştirilmesine veya silinmesine, tecavüzün sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına ve bu ünvanı taşıyan ticari emtia ve belgelerin imha edilmesine, dava konusu işaretin kullanıldığı iş evrakı, reklam, mal ve ambalajlar üzerinden kaldırılmasına, bu kullanımdan kaynaklı TTK’nın 54 ve 55. maddeleri gereğince haksız rekabetin tespiti ve men’ine karar verilmesi talepleri-
Marka hakkına tecavüz- Telaffuz olarak ayniyet oluşması-
Ayırt edici işaretler arasında benzerlik ve karıştırılma ihtimalinin değerlendirilmesi yapılırken karşılaştırmaya konu ibareler arasında görsel, sescil ve kavramsal unsurların bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği- İbareler arasında önemli ölçüde kavramsal farklılık bulunduğu ve vasıf bildirici nitelikleri itibariyle ayırt ediciliği zayıf olan bu tür işaretlerin ortalama tüketiciler tarafından karıştırılmayacağı, haksız rekabet ve ticaret unvanına tecavüz oluşturmayacağı kabul edilerek davanın tamamının reddine karar verilmesi gerektiği
Mali hakları davacıya devredilen dava konusu grafik tasarımın davalı tarafından marka başvurusuna konu edilmek suretiyle izinsiz çoğaltıldığı, fiziki ve internet ortamlarında tanıtımlara konu edilmek suretiyle ve internet ortamında yayınlanarak umuma iletildiği, böylece davacının grafik eserden doğan mali haklarının ihlal edildiği, logonun aynı zamanda bir iş ürünü olduğu ve ekonomik anlamı bulunduğu, bu eylemlerin aynı zamanda haksız rekabet hükümlerine de aykırılık oluşturduğu, TTK'nın haksız rekabete ilişkin hükümleri gereğince de koruma sağladığı, ihlal konusu olan logonun -FSEK 84. madde anlamında- "işaret" olarak koruma konusu olabildiği, davacının ekonomik değer taşıyan iş ürününden, davalının haksız yararlanmasının da bulunduğu-
Tescille kazanılan tasarım hakkının, tasarım üzerindeki ve tasarımdan doğan inhisari yetkilerle donatılmış mutlak bir hak olduğu ve herkese karşı ileri sürülebileceği- Davacıya karşı açılan davada davacının eyleminin davalının tasarım hakkına tecavüz teşkil ettiği mahkeme kararıyla sabit olursa, ihtarname gönderilen şirketlerin eylemleri de davalının tasarım hakkına tecavüz teşkil edeceğinden, davalı tarafından davacının müşterilerine gönderilen ihtarnamelerin içeriğinde yer alan hususların davacıyı kötüleme boyutunda olmadığı, ihtarname gönderilen şirketlerin taraflar arasındaki çekişmeyi bildiği ya da bilmeleri gerektiği dikkate alındığında dava konusu ihtarnamelerin uyarı niteliğinde olduğu ve şikâyet hakkı kapsamında kaldığı, dava konusu ihtarnamelerin haksız rekabet oluşturmadığı-"Davalının açtığı dava derdestken dava konusu ihtarnamelerin davacının müşterilerine gönderilmesinin yasal hakkı kullanma erkini ziyadesiyle aştığı, anılan mahkemece davanın reddine dair verilen kararın kesinleştiği, davacının davalıya yönelik eyleminin tasarım hakkına tecavüz teşkil etmediğinin kesinleştiği, dolayısıyla dava konusu ihtarnamelerin içeriğinin yanlış, yanıltıcı ve incitici beyanlardan oluştuğu" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Dava, marka hakkına tecavüz ile haksız rekabetin tespit ve men’i ile maddi ve manevi tazminata ve davalı adına tescilli markanın hükümsüzlüğü istemleri- Tecavüz edildiği ileri sürülen markanın Türkiye’de ciddi biçimde kullanılıp kullanılmadığı- Ön sorun-
Davalı ile davacı arasında sözleşmesel ilişkiye dayanan araç takip cihazlarının satışı ve montajı işinin bulunduğu olayda, davacıya bildirimde bulunmadan, davalının müşterilere internet sitesinde "bilgilendirme" başlıklı bir duyuruda bulunması üzerine, "haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi" isteminde bulunulmuş olup; anılan bu duyuruda yer alan açıklamaların, davacının faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla "kötüleme" niteliğinde olup olmadığı hususu tespit edilerek haksız rekabetin oluşup oluşmadığına karar verilmesi gerektiği- 
Taksi hizmetinin haksız rekabet teşkil ettiği iddiasından kaynaklanan, haksız rekabetin tespiti, ref'i ve men'i ile kararın ilanı istemine ilişkin davada; haksız rekabetin tespiti ve men'ine karar verildiğinde, erişimin engellenmesi hususu hükmün infazı kapsamında olup, bunun hükmün infazı sırasında değerlendirilmesi gerektiği nazara alınmaksızın ve yargılama sırasında reddedilmesine rağmen gerekçesi yazılıp ihtiyati tedbir kararı olduğu da belirtilmeksizin, hüküm şeklinde karar verilmesinin doğru görülmediği- HMK' nın 113. maddesinde düzenlenen topluluk davası ile, dernekler ve diğer tüzel kişilere statüleri çerçevesinde; üyelerinin veya mensuplarının yahut temsil ettikleri kesimin menfaatlerini korumak için, kendi adlarına, ilgililerin haklarının tespiti veya hukuka aykırı durumun giderilmesi yahut ilgililerin gelecekteki haklarının ihlal edilmesinin önüne geçilmesi için dava açabilme hakkı tanınmışsa da, asıl dosyada davacı derneğin statüsünde(dernek tüzüğü) üyelerinin ekonomik menfaatlerini korumaya yetkili bulunduğuna dair bir düzenleme bulunmadığı gib; tüzel kişiye dava açma yetkisi tanınmadığı, bu haliyle, davacının TTK'nın 56/3. maddesi uyarınca, dava açma hakkının dolayısıyla aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gözetilerek, davanın bu sebeple reddine karar verilmesi gerektiği- Taksilerin, taksi plakasına sahip olanlar tarafından kullanıldığı, UberTaksi operatörlerinin verdiği taşımacılık hizmetinin, ilgili uygulamayı kullanmayan taksi operatörleri ile aynı iş ve mevzuat şartlarına tabi olduğu, İstanbul'da faaliyet göstermek için gerekli tüm izin ve ruhsatlara sahip ticari taksi operatörleri tarafından hizmet verildiği, ücretin taksimetre ile belirlendiği, haksız rekabetin tespitinde; bir hizmetin kuruluş ve işleyişindeki eksiklikler, rakiplere karşı haksız rekabet oluşturacak şekilde hizmetin işleyişini (fiyat gibi) etkilemesi ve bundan faydalanana, rakipleri aleyhine bir avantaj sağlıyorsa bu hususların dikkate alınması gerektiği, buna göre; davalı tarafça yapılan aracılık hizmetine yönelik ileri sürülen hususlardan davacı değil, İTaksi'nin etkilenebileceği, davacının sıfatı ve temsil ettiği meslek grubu dikkate alındığında, mevzuat gereği çağrı merkezine sahip olmamak ve otomasyon sistemine kayıtlı üye ticari taksicilerden komisyon bedeli alınamamasının haksız rekabet teşkil ettiğinin davacı tarafça ileri sürülemeyeceği, UberTaksi'ye yönelik haksız rekabet teşkil ettiği öne sürülen başka bir aktif ya da pasif fiil ve iddia da bulunmadığı dikkate alınarak, davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
... Ticaret ve Sanayi Odası ile Esnaf Sanatkarlar Odası tarafından 250 gram ekmeğin satış fiyatının 1,00 TL olarak saptandığı, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporları ile 250 gram ekmeğin maliyetinin 0,87 TL olarak saptandığı, davalı şirkete ait ticari defterler üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda davalı şirketin 250 gram ekmeğin 2015 yılı ve davacı tarafından gönderilen ihtarname tarihi olan 22.01.2016 tarihi itibariyle 0,70-0,75 TL üzerinden satışa arz edildiği, bir an için Ticaret Odası ile Esnaf Sanatkarlar Odası tarafından belirlenen 1,00 TL'inin azami satış fiyatı olduğu kabul edilse dahi 6102 sayılı TTK'nın 55/1-a-6 maddesinde belirtildiği şekilde 250 gram ekmeğin asgari maliyeti olan 0,87 TL'nin altında satışa arz etmiş olması nedeni ile haksız rekabetin oluştuğu-
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • kayıt gösteriliyor