Önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada Önalım hakkının kullanılması ile bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım hakkını kullanan paydaş bu payı satın almak isterken tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masraflar toplamından ibaret önalım bedelini depo etmesi gerekir. Ancak davacı tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delille kanıtlayabileceği-
Arazi sahibinin mülkiyet hakkını ileri sürerek tapu kaydına şerh edilen muhdesat hakkında müdahalenin önlenmesi talebinde bulunmasının mümkün olmadığı-
Taşınmaza sadece çukur açılmak suretiyle el atıldığı anlaşıldığından, öncelikle el atılan bölümün yer bedeli tespit edilip, taşınmazda meydana getirilen çukurun eski hale getirme masrafları da belirlenip, eski hale getirme masraflarının, yer bedelinden fazla olması halinde taşınmazın yer bedeline hükmedilip, bu kısımdaki tapu kaydının iptali ile davalı idare adına tesciline; yer bedelinin fazla olması halinde ise el atmanın önlenmesi ve kal talebinin kabulüne, eski hale getirme bedeline ve el atıldığı zaman taşınmaz üzerinde ürün var ise bu ürünün bedeline de hükmedilmesinin gerekeceği-
Dava konusu taşınmazın el konulan bölümünün dava tarihi itibariyle bedeli ile taşınmazın kal bedelleri ayrı ayrı tespit ettirilerek, el konulan bölüm bedeli, kal masraflarından fazla ise kal kararı verilmesinin; şayet kal masrafları zemin bedelinden fazla ise bu durumda el konulan zemin bedelinin davalı idareden tahsili ve el konulan bölümün davacı üzerindeki tapusunun iptali ile davalı idare adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesinin gerekeceği-
E.tmanın önlenmesi ve yıkım davasında öncelikle görevsizlik kararına esas alınan dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu zorunluluk yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekirken, anılan husus gözardı edilerek hüküm kurulmasının bozmayı gerektireceği-
E.tmanın önlenmesi ve yıkım davasında, öncelikle davada elatıldığı ileri sürülen arzın ve üzerinde yıkımı istenilen zeytin ağaçlarının keşfen değerlerinin saptanması ve saptanacak bu dava değeri üzerinden peşin harcın alınması, bu gereklilik davacı tarafında yerine getirildiği takdirde davaya devam edilmesi gerekeceği-
Dava konusu davacı Hazineye ait 22 parsel sayılı çaplı taşınmaza bina ve bahçe,28 parsel sayılı çaplı taşınmaza bina ve taşlık alan yapmak suretiyle elattığı uzman bilirkişi aracılığı ile yapılan çap uygulaması ile saptanmış,yine davacı hazinenin 22 parselde 330 m2'lik ve 28 parselde 40 m2'lik kısım için davalıya 1985 tarihinde tapu tahsis belgesi verdiği ve bu belgenin tapu kayıtlarına şerh verildiği,yerel mahkemece 22 ve 28 parsel bakımından tapu tahsis belgesine konu olan ve harita mühendisi bilirkişinin 08.12.2010 tarihli raporunda davalının binasının 22 parselde C harfi ile işaretli 69,66 m2'lik kısmı ile 28 parselde B1 harfi ile işaretli 40 m2'lik kısmı hakkında 7.6.1986 günü yürürlüğe giren eldeki davalara uygulanması öngörülen 2981 sayılı Yasanın 22/b maddesini değiştiren 3290 sayılı Yasanın 13. maddesi hükmü gözetilerek davalılar hakkındaki davanın durdurulmasına karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece sadece tazminat bedeli esas alınmak suretiyle karar ve ilam harcı alınması, el atmanın önlenmesi ve yıkım yönünden nisbi harç alınmaksızın davanın ikamesi ve yürütülmesi yasal olarak olanaklı değildir ve elatıldığı iddia edilen taşınmazların tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, belirlenen taşınmazların tecavüzlü kısımlarının zemin değerinin ve yıkımı istenen muhtesatın değerinin tespiti ile bu değerler üzerinden, yukarıda değinilen ilkeler ve düzenlemeler gözetilmek suretiyle, harç ikmali yaptırılması, bu koşul yerine getirildiği takdirde davaya devam edilerek işin esasına girilmesi, soruşturmanın eksiksiz tamamlanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği, davanın harçsız görülmesi sonucunu doğuracak şekilde hüküm kurulamayacağı-
Çaplı taşınmaza elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle çap kaydının ya da kayıtlarının getirtilerek tarafların tüm delilleri toplanılmalı, dosya keşfe hazır hale geldikten sonra yapılacak uygulamada, çekişmeli yer ile tarafların ellerinde bulunan kısımların sınırları alınacak ortak beyanlarına göre açıklığa kavuşturulmalı, gerektiğinde bu yön taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişi ve tanık sözleri ile kuşkuya yer bırakmayacak biçimde saptanmalıdır. Daha sonra belirlenen bu durum gözönünde tutularak hazır bulundurulan kadastro fen memuru veya mühendisi sıfat ve yeteneğini taşıyan uzman bilirkişi veya bilirkişilere kadastro sırasında konan nirengi noktalarından, bunlar yoksa hem paftada hem arazide mevcut sabit noktalardan yararlanılarak takometrik aletlerle kadastral yöntemlere uygun biçimde ölçüm yaptırılmalı; bilirkişilerden uygulamayı yansıtan, infazı sağlamaya yeterli ve özellikle davacı tarafın taşınmazına bir tecavüzün bulunup bulunmadığını, varsa miktarını açıkça gösteren kroki ve rapor alınarak karar verilmesinin gerekeceği, öncelikle davaya konu edilen 44 ve 831 parsel sayılı taşınmazların ilk tesisinden itibaren tedavülü ve tüm maliklerini gösterecek şekilde ve dayanak belgeleriyle birlikte çap ( tapu ) kaydının dosya içine alınması, içlerinde harita mühendisinin de bulunduğu üç kişilik bilirkişi kurulu aracılığıyla yerinde yeniden keşif yapılması, yerel bilirkişi ve tanıkların taşınmaz başında dinlenerek, davacının iddia ve davalının savunmasının eksiksiz bir şekilde soruşturulması, tüm taraf delillerinin toplanması; bunların sonucunda eğer tecavüzün Hazineye ait 831 parsel sayılı taşınmaz sınırları içerisinde kaldığı tespit edilir ise parsel numarası bakımından ıslah edildiği ve harç yatırma zorunluluğu olmadığından sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
E.tmanın önlenmesi, yıkım ve zararın tazmini isteklerine ilişkin davada yıkımı istenilen muhdesatın istenildiği taktirde kolayca sökülüp, yıkılabilir nitelikte bulunduğu, bu durumda yıkımın da fahiş zarar doğurmayacağı-