Taşınmazın çapa bağlanmasından sonra yapılan yapı ve dikilen ağaçlar nedeniyle malzeme sahibinin iyi niyetli olarak kabul edilemeyeceği, ‘motor evi’nin sürekli yapı niteliğinde olmadığından buna dayanarak tescil istenemeyeceği, dikilen ağaçlar için ise ağaçların, arazi maliki için taşıdığı en az değerle sınırlı olmak kaydıyla, tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekeceği-
Muhtesat şerhinin, muhtesat konusu ile arazinin bütünleşmesine engel olacağı ve muhtesat sahibine muhtesatı araziden ayrı olarak kullanma ve kullanmaya karşı üçüncü kişilerin haksız, elatması varsa bunun kaldırılmasını isteme yetkisi tanıdığı-
Dava konusuna ilişkin hak sahipliğinin aktif husumet koşulu olduğu- Taşınmazlarda sicil kaydının mülkiyeti gösteren kesin karine olduğu-
Davacı idare adına yasal düzenlemelere uygun tesis edilmiş bir irtifak hakkının bulunmadığı sabit olup, taraflarca da aksi ileri sürülmemiştir, idarece kamulaştırma işlemlerinin başladığı savunulmuş ise de, tamamlanmış bir irtifak hakkının varlığını gösteren belge sunulamadığından davanın reddinin gerekeceği-
Başkasının taşınmazına inşa edilen sera, sökülüp götürülebilir nitelikte olduğundan, yıkımının fahiş zarar doğuracağını söyleyebilme olanağı olmadığından, seranın yıkımına karar verilmesi; ağaçların ise kal ’inin aşırı zarar doğurup doğurmayacağının araştırılıp sonucuna göre hüküm kurulmasının gerekeceği-
Davalının, dava konusu taşınmaza merdiven yapmak suretiyle müdahale ettiğinin keşfen belirlendiği" gerekçesiyle merdivenin kaldırılmak suretiyle müdahalesinin menine dair verilen kararın "kâl" talebi yönünden doğru olduğu-
İrtifak hakkı yoksa, zarar gören malik taşmayı öğrendiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde, taşkın yapıyı iyi niyetle yapan kimsenin, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devredilmesini isteyebileceği, Medeni Kanunun 725. maddesinin uygulanabilmesini haklı gösterecek en önemli koşulun yapı malikinin iyiniyetli olması olduğu,(Durum ve koşulların haklı göstermesi) şeklinde açıklanan ikinci koşuldan ise imar durumuna göre ifrazın mümkün olması, ifraz halinde arsa malikinin uğrayacağı zarar ile taşkın yapı malikinin elde edeceği yarar arasında aşırı bir farkın bulunmaması, gibi hususların anlaşılması gerekeceği, temlik davacısının çap satın alan kişi olduğu, başka bir deyişle taşınmazı kesinleşmiş çap sınırlarına göre edinmiş olduğu, mülkiyet hakkının çap ile sınırlı olduğu-
Haksız inşaat nedeniyle taşınmazın mülkiyetinin yapı malikine verilebilmesi için öncelikli koşul iyi inanç olup, temliken tescil isteme hakkının ancak, yapı yapıldığı sıradaki taşınmazın maliki olan kişiye karşı açılacak davada ileri sürülebilecek bir kişisel hak olup, yenilik doğurucu bu dava sonunda, verilen kararın kesinleşmesinden sonra ayni hakka dönüşebileceği-
İnşaat izni olmasına karşın bir başkasının taşınmazına yapılaştığı sabit olan kimsenin iyi niyetinin varlığından söz edilemeyeceği- Temliken tescil isteğinin savunma yoluyla dinlenmesinin olanaksız olduğu–
Sahibinin rızası olmaksızın kullanılmış olan malzemenin sökülmesi aşırı zarara yol açamayacaksa, malzeme sahibinin, gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere bunların sökülüp kendisine verilmesini isteyebileceği, hakimin kal’ın (yıkımın) fahiş zarar doğurup doğurmayacağına karar verirken, bilirkişilerin vardıkları sonuçla bağlı olmayacağı–