Çekişmeli taşınmazın davalıya mirasbırakanın ikinci eşine devredilmek üzere temlik edildiği iddia edildiğine göre, bu iddianın aydınlatılmasının gerektiği ve mahkemece bu iddia aydınlatılmadan sonuca gidilmesinin doğru olmadığı- Taraflarca getirilme ilkesi ihlal edilerek re’sen mahalli bilirkişilerden uyuşmazlığın esasına yönelik beyan alınarak, bu beyanların hükme esas alınmasının hatalı olduğu-
Mahkemece, tapu müdürlüğüne müzekkere yazılarak dava konusu taşınmazlara komşu en az 10 adet taşınmazın sahibini gösterir tapu kayıt malikinin bildirilmesinin istendiği, isimleri bildirilenlerin kamu tanığı sıfatıyla dinlenilmelerine karar verildiği, taraflarca tanık olarak gösterilmedikleri halde mahkeme tarafından ..., ..., ...'ın re'sen tanıklıklarına başvurulduğu ve adı geçenlerden ...'ın ifadesine dayanarak muvazaa iddiasının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddi şeklinde hüküm kurulduğu görüldüğünden, re'sen araştırma ilkesinin de geçerli olmadığı eldeki davada hakimin tarafların yerine geçerek davanın yanlarınca getirilmeyen delilleri toplaması özellikle de gerekçesini ve hükmünü söz konusu delillere dayandırması tasarruf ilkesi, taraflarca hazırlanma ilkesi ile davanın ve delillerin somutlaştırma yüküne açıkça aykırı olduğu-
Şikayetçi borçlu, "vekiline yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulsüz olduğunu" açıkça ileri sürmediğinden, satış ilanı tebliğ usulsüzlüğü nedenine dayalı olarak ihalenin feshine karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Şikayetçi borçlu vekili satış ilanı tebligatının usulsüz olduğunu açıkça ileri sürmediği halde, mahkemece borçlunun, şikayet dilekçesinde dayandığı vakıaların dışına çıkılıp, kamu düzeniyle ilgili olmayan, re'sen dikkate alınacak hususlar kapsamında da bulunmayan; "satış ilanının usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesi" nedenine dayalı olarak ihalenin feshine karar verilmesinin doğru olmadığı- Satış bedelinin taşınmazın muhammen bedelinin üzerinde anlaşıldığından, borçlunun açık bir fesat iddiası da bulunmadığından zarar unsuru gerçekleşmemiş olup, ihalenin feshini istemekte hukuki yararının olmadığı-
Davacının dayanmadığı vakıaların kusur belirlemesinde hükme esas alınmayacağı- Affedilmiş, hoş görü ile karşılanmış olaylara dayanılarak boşanma talep edilemeyeceği-
İcra müdürlüğünce yapılan maaş hacizlerinin ve yapılması gereken kesintilerin İİK. mad. 355 uyarınca bildirilmesi üzerine, borçlunun çalışmakta olduğu kurum tarafından maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK. mad. 140/1 anlamında sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemeyeceği ve bu durumda "maaş haczinde birinci sırada yer alması gerektiğini, davalı alacaklının gerçek bir alacağı olmadığını" ileri süren davacı alacaklının açtığı davanın (TBK. mad. 19) muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü gerektiği-
HMK.'nun yürürlüğe girmesinden sonra açılmış olan davalarda tarafların dava ve cevap dilekçeleri ile delil listelerinde "sair deliller, her türlü delil, ve sair deliller" gibi ibarelerin bulunması halinde, tarafların yemin deliline başvurmuş sayılamayacakları ve bu kapsamda hâkimin ispat yükü kendisine düşen tarafa "yemin teklifinde bulunma hakkı"nı hatırlatamayacağı-
Paydaşlar arasında ecrimisil isteğine ilişkin davada, davacının talebi 2010 yılı ürün bedeli üzerinden 1 yıllık ecrimisil olduğu halde, davacının miras payı gözetilmeksizin 5 yıl için hesaplanan ecrimisilin hüküm altına alınmasının hatalı olduğu-
Taraflarca hazırlama ilkesinin geçerli olduğu davada tanık olarak gösterilmeyen kişilerin dinlenmesinin usule aykırı olduğu, dinlenen davacı tanıklarının davalı işverene karşı açmış oldukları alacak davaları bulunsa da, bu hususun tek başına tanıkların gerçeği söylemediklerini göstermeyeceği-
Yedek anahtarın davalı-kiracıda kalmasının, araç tesliminin usulüne uygun olmadığı anlamına gelmeyeceği, kira sözleşmesinde “yedek anahtar” ile ilgili bir hüküm de yer almadığından, mahkemece davanın kabulü gerektiği-