Hakimin, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlü olduğu (HMK. mad. 24/1, 25, 26; HUMK. mad. 74,75 ve 76)- Davacı tarafça, 24.12.2009 tarihli yönetim kurulu kararından sonra 02.03.2011 tarihinde yeni bir araç alındığı, çalışmak üzere davalı kooperatife ihtarname gönderildiği, koopratifçe bu isteme herhangi bir cevap verilmediği ileri sürüldüğüne göre, talebin 24.12.2009 tarihli yönetim kurulu kararından sonra meydana gelen gelişmeler sonucu, kooperatifçe yaratılan muarazanın giderilmesi istemine ilişkin olduğunun kabulü gerektiği- Davada taraf olmayanın durumu tartışılarak onun leh veya aleyhinde bir karar verilemeyeceği-
İ.lı işleme dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkin davada, ilk el durumundaki kişinin davada yer almasının sağlanması gerektiği- İ.lı işleme ilişkin tanık beyanı üzerinde durulması gerekeceği- Davacıların murisi tarafından yapılan temlikin, inançlı işlem olduğunun saptanması durumunda murisin herhangi bir borcunun bulunup bulunmadığının, borcun ödenip ödenmediğinin saptanarak herhangi bir borcunun olmadığının saptanması halinde, ara malikler davalılar ile son kayıt maliki olan davalının iyiniyetli olup olmadığının, bir başka ifadeyle TMK'nin 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağının saptanması gerektiği-
Davacı tarafından dava dilekçesinin ve cevaba cevap dilekçesinin “deliller” kısmında açıkça yemin deliline dayanıldığı belirtilmeyip, “her türlü yasal delil” denilmekle yetinilmiş olması, HMK'nın sair hükümleri uyarınca davacının yemin deliline dayandığını kabule imkan bulunmadığı gibi, mahkemece davacıya yemin teklif hakkının hatırlatılması da doğru olmadığı- Davacının akdî ilişkiyi ispatı gerekirken davalının sunduğu sözleşme, hakediş ve pursantaj belgelerinden davacı ile davalı arasında akdî ilişki bulunmayıp, akdî ilişkinin Kamu İhale Kanunu'na göre yapılan ihale sonucunda davalı ile dava dışı yüklenici şirket arasında kurulduğu kanıtlandığından, akdî ilişkinin varlığına yönelik olarak davacının yemin teklif etmesi ve davalının yemini eda etmesi gereksiz bir usuli işlem olduğu-
Maaş haczine ilişkin, maaş haczini uygulayan borçlunun maaş aldığı makamın (örneğin; ...Milli Eğitim Müdürlüğü'nün) yaptığı işlemlerin "sıra cetveli" yerine geçip geçmeyeceği, dolayısı ile bu işleme karşı "sıra cetveline itiraz davası" açılabilip açılamayacağı-
Kooperatifin feshi ve tasfiye memuru atanması istemine ilişkin açılan davada, dava dilekçesinde dayanak yasa maddesi bildirilmese dahi kooperatifin niteliğine göre ilgili Bakanlık Tarım Orman ve Köyişleri Bakanlığı (Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı) olduğu, davacı Bakanlığın, davalı kooperatifin feshi için dava açabileceği, dava dilekçesindeki anlatıma göre bu bent hükmüne de dayanıldığı, dava dilekçesinde 1163 sayılı Kanun'un 81. maddesine açıkça dayanılmış olduğu gözetilerek uyuşmazlığın esası incelenip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davacıların “ her türlü yasal delil ” demek suretiyle yemin deliline de dayandıkları gözetilerek, yemin deliline başvurup vurmayacakları hususunun kendilerine hatırlatılması, başvurmaları halinde yeminin usulüne uygun biçimde yerine getirilmesinin sağlanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Diğer mirasçıların usulünce temsil ya da katılımının sağlanması, taraf teşkili böylece tamamlandıktan sonra, inançlı işlem (nam-ı müstear) hükümlerine göre taraf delilleri toplanarak, uyuşmazlığın esası hakkında yukarıda açıklanan düzenleme ve ilkeler de gözetilmek suretiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir hüküm kurulması gerekirken, somut olay yönünden uygulama yeri olmayan mirasta iade hükümlerine göre karar verilmiş olmasının doğru olmadığı-