Uyuşmazlık, işçinin rekabet yasağına aykırı davranışı nedeniyle cezai şart alacağı istemine ilişkindir...
Anonim şirket hisse devrinden ve teminat mektubunun nakte çevrilmesinden kaynaklanan alacak istemi-
İşyeri devir ve teslimine dair sözleşmenin kurulduğu sırada, işyeri malikinin devre muvafakatini temin etme yükümlülüğünün davalı işyeri sahibinin üzerinde olduğu- Kasten yahut ihmalen bu yükümlülüklere aykırı davranılması durumunda ise ortaya çıkan sonuçlardan işyeri sahibinin sorumlu olacağı- İşyeri malikinin devre muvafakat vermemiş olmasının taraflar arasındaki sözleşmenin geçerliliğine herhangi bir etkisinin bulunmadığı- Taraflar arasındaki sözleşme ve ceza koşulun geçerli olduğu bu nedenle sözleşme ile işyerini boşaltmayı, teslim eden ve bu taahhüdünü yerine getirmeyen geçerli sözleşmede belirlenen dönme cezası koşullarının oluştuğu göz önüne alınarak davacı tarafından cezai şart istenebileceği-
Avansın (TBK 406/son) istenebilmesi için zorunlu bir ihtiyacın bulunması, işverenin avansı hakkaniyet gereği ödeyebilecek durumda bulunması ve işçinin hizmetiyle hak ettiği günlerin toplamı kadar avans talep edebilmesi koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerektiği- Davacıya yapılan ödemenin ücret alacağına mahsuben ödenen avans olmayıp iade edilmek üzere verilmiş borç (ödünç) olduğu- Genel müdür olan davacının işyerindeki konumu, işveren vekili sıfatıyla elinde bulundurduğu yetkiler, iş yaşamının gerekleri, genel müdür olarak çalışmaya başladıktan iki gün sonra tarihinde yapılan ödemenin davacının ücretinin yaklaşık dört katı olması ve davacının iş sözleşmesinin feshedildiği tarihine kadar kendisine ödenen parayı elinde bulundurduğu hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacının fesih tarihine kadar geçen süreç içerisinde kendisine ödenen parayı iade etmeyerek ve ayrıca bu amaca yönelik iradi bir davranışta da bulunamayarak doğruluk ve bağlılığa aykırı hareket ettiği- Davacının eylemi neticesinde taraflar arasındaki güven ilişkisinin sarsıldığı, davacının doğruluk ve bağlılığa bu aykırı davranışı sebebiyle İş K. m. 25/(II)-(e) uyarınca davalı işveren tarafından iş sözleşmesinin haklı nedenle feshedildiği- "Davacıya YK kararı doğrultusunda ödeme yapıldığı, davalı işverenin yapılan ödemeyi davacının ücretinden mahsup etme imkânı varken iş sözleşmesinin feshi yoluna gitmesinin son çare olması gerektiği, aksine kabulün ölçülülük ve orantılılık ilkeleriyle bağdaşmadığı, davalı işverence iş sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayanmadığı" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi sırasında davacı tarafından anılan sözleşme ve ekleri ilgili kayıtlara geçmiş haklar, borçlar ve fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakkının saklı tutulmuş olması karşısında icra takibine konu alacak kalemlerinin talep edilip edilemeyeceği- Davalı tarafından davacıya verilen taahhütnamede; bayilik sözleşmesinin devamı süresince her yıl satılacağı taahhüt edilen akaryakıt ve madeni yağın belirlenen miktarların altında kalması hâlinde satılamayan beher metreküp akaryakıt başına 50 USD, madeni yağlar için ise metreküp başında 600 USD ceza koşulunun ödeneceğinin kararlaştırıldığı ve bayilik sözleşmesinde davacının bayilik sözleşmesinin feshi ile ceza koşulu ve tazminat, bunun yanında edimin ifası yanında ceza koşulunu da talep edebileceğinin düzenlendiği- Davacı tarafından ise bayilik sözleşmesinin feshi sonrasında, fatura düzenleme ve icra takibi ile ceza koşulunun tahsilinin talep edildiği- Bayilik sözleşmesine ilişkin fesihnamede sözleşme ve ekleri ile alakalı davacının kayıtlara geçmiş hak ve borçlar ile fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı tutulduğu ve taahhütnamede; bayilik sözleşmesinin feshi durumunda davacının fesih tarihinin yer aldığı taahhüt yılı için taahhütnamede belirlenen miktarlarda ceza koşulunu talep edebileceği, yine davacının anılan taahhütnameden doğan haklarını bir veya birden fazla kereler geriye dönük olarak kullanmamış olmasının bahse konu haklardan feragat ettiği şeklinde yorumlanamayacağının davalı tarafından kabul edildiği- Bölge Adliye Mahkemesince; asgari alım taahhüdüne ilişkin fesihnamede herhangi bir ihtirazi kayıt konulmadığından ceza koşulunun talep edilemeyeceği kabul edilmiş ise de; fesihnamede davacı tarafından kayıtlara geçen hak ve alacaklara ilişkin talep ve dava hakları saklı tutulduğundan ve fesihnameden sonra alacağa dayanak faturaların düzenlenip bu faturalara dayalı olarak icra takibinin ikame edilmiş olması karşısında, davacının ceza koşulu talebinden vazgeçildiği yönünde davalı taraf nezdinde haklı bir güven tesis edecek kadar uzun bir süre suskun kaldığı söylenemeyeceğinden davalı tarafından verilen asgari alım taahhütnamesine dayalı olarak ceza koşulu talebinin dürüstlük kuralına aykırı olduğu söylenemeyeceği-
Davacı, sözleşmeye konu düğün organizasyonunun iptal edilmesi ve organizasyonun gerçekleşmemesi nedeni ile sözleşme gereğince yapılan ödemelerin iadesini talep etmiş olup sözleşmenin cezai şarta ilişkin hükümlerinin haksız şart niteliği taşıdığından geçersiz olduğu- Bölge Adliye Mahkemesince, "sözleşmeye konu düğünün iptalinde ve sözleşmenin feshinde davalının kusuru bulunmadığından davalının, düğünün iptali nedeni ile uğradığı zararı davacıdan talep edebileceği" haklı olarak kabul edildikten sonra, davalının beyanları ile "uğranılan zararın usulünce ileri sürülmediği" gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de; savunmasında ileri sürmesine rağmen davalının e-posta aracılığı ile kendisine sözleşmenin iptal edildiğinin bildirilmesinden sonra, kararlaştırılan gün için başka bir organizasyon tertip edip edemediği hususunun yeterince araştırılmamış olduğu-
Taşınır kira sözleşmesinden kaynaklı araç kira bedellerinin cezai şartla birlikte tahsiline ilişkin itirazın iptali istemi- Davalı şirketin cezai şarttan sorumlu tutulması, ekonomik açıdan mahvına sebebiyet verecek ise, cezai şartta indirim yapılmak suretiyle karar verilebileceği-
Şirketin ticari ve müşteri sırrı niteliğindeki bilgileri, Şirket e-posta hesabından kendi şahsi e-posta hesaplarına gönderip bu bilgileri ifşa ederek rakip firma ile paylaştığı ve bu şekilde ticari sır ve müşteri sırrı niteliğindeki bilgilerin açıklanması suçunu işlediği- Ceza dosyasında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı, mahkumiyet hükmü oluşturmasa da tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı işçinin, sözleşmenin devamı sırasında sır saklama yükümlülüğüne aykırı davrandığının hususu sabit olup taraflar arasındaki sözleşmede öngörülen ve somut olayın özelliğine göre koşulları oluşan cezai şart talebinin kabulü gerektiği-
“Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan olgunun mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği- Bozma ilamında belirtildiği üzere, sözleşmede öngörülen ve dava konusu yapılan cezai şart bedeli üzerinden indirim yapılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerektiği-
Sözleşmeden kaynaklanan dönme cezasının tahsiline ilişkin itirazın iptali davasında, sözleşmeyle iş yerini boşaltmayı ve teslim etmeye dair taahhüdünü yerine getirmemiş olan davalıdan sözleşmede belirlenen cezai şartın istenebileceği- İş yerinin sahibi olan dava dışı kiraya verenin devre onay vermemesi nedeniyle akit ifa edilemediğinden cezai şartın istenemeyeceğine ilişkin görüşün kabul görmediği-