Şuf’a bedeli, “satış günü tapuda gösterilen bedel”midir, yoksa “da-va tarihine göre belirlenecek bedel”midir? (satış tarihi ile dava tarihi arasında uzunca bir zaman geçmemişse, objektif değer artışı nazara alınmadan, davacının tapudaki satış bedeli ile tapu harç ve masraflarını, depo etmesi gerekeceği, buna karşın satıştan uzunca bir süre geçtikten sonra açılan şuf’a davalarında, davacının enflasyon gibi ekonomik ve objektif nedenlerle artan şuf’alı payın dava tarihindeki belirlenecek değerini tapu harç ve masrafları ile birlikte -depo etmesi gerekeceği- Şuf’a davasının, satışı izleyen üç ay (743 s. MK. döneminde, bu süre bir ay idi) içinde açılmış olması halinde, dava konusu taşınmazın (payın) “dava tarihindeki” değerinin değil, “tapuda gösterilen” satış bedelinin yatırılması gerekeceği -
Şuf’alı payın iki kez -farklı bedellerle- satılmış olması halinde, son satın alanın iyiniyetli olması halinde davacının son satış bedelinden, kötüniyetli olması halinde ise ilk satış bedelinden sorumlu olacağı -
Davacının şuf’a bedeli ile tapu harç ve masraflarını mahkemece verilen on günlük kesin mehilden sonra fakat duruşmanın bırakıldığı günden (daha doğrusu duruşma saatinden) önce yatırması halinde, “sü-resinde” yatırmış sayılacağı -
Davacının, dava dilekçesinde “keşifle belirlenecek değer üzerinden kendisine şuf’a hakkı tanınmasını” bildirmiş olması halinde, bu beyanın kendisini bağlayacağı -
Şuf’a hakkı sahibinin, şuf’a hakkının kullanılmasına kadar geçecek süre içinde taşınmazda meydana gelecek değişikliklerden -örneğin; ta-şınmaz üzerinde kurulacak ipoteklerden- etkilenmeyeceği, -davacının, şuf’alı payı ipotekle yükümlü olarak almak istemesi halinde, şuf’a bedelinin tamamını yatırmak zorunlu olmadığı -
Şuf’alı payın satış bedeli ile tapu harç ve masraflarının yatırılması (depo edilmesi) konusunda davacıya verilen mehilde, mehilin son gü-nünün de belirtilmesi gerektiği -