Kendi yoksul olan kişinin nafaka ile yükümlü tutulamayacağı-
İştirak nafakasından kaynaklanan talep, Aile Hukukundan (nafaka yükümlülüğünden) doğduğuna göre, açılan bu davanın 4787 sayılı yasanın 4. maddesi gereğince, Aile Mahkemesinde bakılması gerektiği, mahkemelerin görevinin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerektiği, bu nedenle o yerde ayrı bir aile mahkemesi varsa çekişmenin aile mahkemesinde görülmesi, aksi halde davaya aile mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği-
Nafaka artırım davasının açılması belli bir zaman geçmesine bağlı tutulmadığı gibi, her davanın açıldığı tarihe göre değerlendirilmesi gerekeceği, önceki dava tarihi ile bu davanın açıldığı tarih arasında 3 yıldan fazla sürenin geçtiği, bu süre içinde tarafların sosyal ve ekonomik durumları değiştiği gibi, çocukların yaşı ve ihtiyaçları da doğal olarak arttığından, mahkemece; müşterek çocukların yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, davacı anne ile nafaka yükümlüsü babanın ekonomik durumu gözetilerek, uygun bir nafaka artışına karar verilmesi gerekeceği-
Kural olarak; iştirak nafakası velayetin eylemli olarak kullanılmasına bağlı bir alacak olup, velayet hakkını eylemli olarak kullanmayan ana veya babanın diğerinden iştirak nafakasını isteyemeyeceği-
Mahkemece; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim nazara alınarak, daha uygun bir artışa karar verilmesi gerekeceği-
Menfi tespiti istenilen nafaka alacağı, Aile Hukuku'ndan (iştirak nafakası alacağı) doğduğuna göre açılan bu davanın, 4787 sayılı Yasa'nın 4. maddesi gereğince Aile Mahkemesinde bakılması gerekeceği-
Davalı babanın medeni hali, aylık geliri, bu günkü geçim şartları, nafakanın niteliği itibariyle ananın da buna katılma zorunluluğu ve çocuğun yaşı gözününde tutulduğunda iştirak nafakasının aylık 500 TL. olarak belirlenmesinin fazla olduğu-
Kadının, karşı dava dilekçesinde, "erkeğin kredi kartları borcu için babasından aldığı ve geri ödemediği paranın iadesini maddi tazminat" olarak talep etmesi halinde, bu istek, boşanmanın fer’isi niteliğinde olmayıp, bağımsız bir talep olduğundan, bu talebine ilişkin nispi peşin harcı tamamlaması için süre verilmesi, tamamlandığı takdirde Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek; bu taleple ilgili görevsizlik kararı verilmesi gerektiği- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak kadın için takdir edilen yoksulluk nafakasının az olduğu- Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuklar için takdir edilen iştirak nafakasının az olduğu-
Müşterek çocuk lehine takdir edilen iştirak nafakasının takdir edildiği tarihten itibaren geçen sürede enflasyon ve ekonomik nedenlerle değerinin düştüğü, yaşça büyüyen çocuğun, eğitim ve öğrenim koşullarının değişmesi nedeniyle, ihtiyaçlarının arttığı da açık olduğundan, tarafların tespit edilen sosyal ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocuğun yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim dikkate alındığında, mahkemece; artırılan iştirak nafakası miktarının az olup, TMK.nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun bulunmadığı-
Borç olmayan paranın tamamen ödendiği tarihten itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde istirdat davasının açılması gerektiği- Borcun ödenmesi takside bağlanmışsa, 1 yıllık dava açma süresinin son taksidin ödendiği tarihten itibaren işlemeye başlayacağı- İİK. mad 72 uyarınca, fazladan yapılan iştirak nafakası ödemesinin hesabında davacının dava tarihinden geriye doğru son bir yıl içinde ödediği fazla nafaka miktarın tespit edilmesi gerektiği-