Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine katılma yükümlülüğü mutlak olmayıp, mali gücü varsa söz konusu olması gerekeceği-
Velayeti anneye bırakılan müşterek çocuk ile baba arasında her hafta C.rtesi günü başlayıp Pazar günü sona eren kişisel ilişki tesisi anneyi eve bağımlı hale getirip velayet görevini gereği gibi ifasını da engelleyeceğinden baba ile küçük arasında ayın belirli hafta sonları kişisel ilişki kurulması gerekeceği-
Velayetleri davalı-davacı anneye verilen müşterek çocukların yargılama boyunca ve halen davacı-davalı baba yanında kaldıkları dikkate alındığında, müşterek çocuklar için takdir edilen iştirak nafakalarının, çocukların anneye teslim tarihinden itibaren başlatılması gerekeceği-
Davacı gelirinin azaldığını ileri sürerek, iştirak nafakasının azaltılmasını talep etmiş ise de; davacının boşanma davası sırasında ve şimdiki durumu arasında sosyal ve ekonomik yönden önemli bir değişiklik olmadığı, davacının yurtdışına çıktığı, spor klübü üyesi olduğu, birden fazla ev ve aracının bulunduğu, çocuğun yaşı ve ihtiyaçları dikkate alındığında nafakanın azaltılmasını gerektirecek yasal şartların oluşmadığı-
Velayet kamu düzenine ilişkin olup,yargılamanın her aşamasında yeni delil ibraz edilebilirse de mahkemece temyize konu direnme kararı sonucunda, verilen kararın usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı; ilk kararda değerlendirilmeyen yeni delillere ve tartışılıp,değerlendirilmemiş yeni gerekçeye dayalı, yeni hükmün temyizen inceleme görevinin Özel Daire'ye ait olacağı-
Yaklaşık 5 yıl önce takdir edilen iştirak nafakasının, bu davanın açıldığı tarih itibariyle, çocuğun büyümesi ve okula gitmesi, ihtiyaçlarının artması nedeniyle tarafların mali ve sosyal durumlarına göre çok düşük kaldığı-
Müşterek çocukların tümünün velayeti davacı babaya verildiği halde, müşterek çocuklar ile davalı anne arasında uygun bir kişisel ilişki kurulmamasının usul ve yasaya aykırı olacağı-
Velayeti anneye verilen müşterek çocuğun kemik iliği nakli olduğu ve tedavisinin halen devam ettiği, çocuk için daha uygun miktarda iştirak nafakası takdiri gerekeceği-
Anlaşmalı boşanma ile hüküm altına alınan iştirak nafakasının indirilmesini talep eden davacı fevkalade hal ve şartların çıkmasına (cezaevine girmesine) kendi kusuru ile sebebiyet vermiş olduğundan hiç kimsenin kendi kusurundan fayda sağlayamayacağı-