Aynı sıra cetveline yönelik farklı şikayetler hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmasının; kararların infazında da şüphe ve tereddütlere neden olması sonucunu doğurabileceği-
Aynı sıra cetveline yönelik farklı şikayetler hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmasının; kararların infazında da şüphe ve tereddütlere neden olması sonucunu doğurabileceği-
Davanın her aşamasında -henüz taraf teşkili yapılmadan da tensip aşamasında- HMK. mad. 114 ve 115/2 uyarınca davanın usulden reddine karar verilebileceği- Haczin konkordato mehli içerisinde konulması nedeniyle geçersiz olduğu- Şikayette hasım gösterilmemesinin ya da eksik veya yanlış kişiye husumet tevcih edilmesinin talebin reddini gerektirmeyeceği- Bedeli paylaşıma konu mal üzerinde haczi ya da rehni bulunmayan alacaklının, sıra cetvelinin iptalini istemekte hukuki yararı olmadığı-
Davalı SGK'nın kamu alacağı olan prim alacağının tahsili istenmekle, itirazın, alacağın esasına ve miktarına değil, takip hukukuna ilişkin olduğu gözetilerek, icra mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle HMK. mad. 114/1-c ve 115/2 uyarınca dava şartı noksanlığı sebebiyle, davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
İİK. mad. 268 uyarınca, ihtiyati haciz sahibi alacaklının, ilk hazce ancak İİK'nın 100. maddesindeki şartlar dairesinde iştirak edebileceği- Şikâyetçinin takibinin dayanağı olan kambiyo senedinin, İİK'nın 100. maddesinde sayılan belgelerden olmadığı ve bu nedenle şikayet konu sıra cetvelinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı- Şikayetçi aleyhine hüküm verilmesine ve yargılama giderleri isabetli olarak şikayetçi üzerinde bırakılmasına rağmen, şikayet olunan lehine yargılama giderlerinden olan vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğu-
Mahkemece, aynı taşınırların satış bedeline ilişkin düzenlenen sıra cetveli ile İcra Hukuk Mahkemesi kararının kesinleşmesinin beklenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Hem sıraya ve hem de alacağın esas ve miktarına yönelik itirazların birlikte ileri sürülmesi halinde mahkemece kural olarak, önce sıraya yönelik uyuşmazlığın çözülmesi, bu itirazın yerinde olmadığının anlaşılması halinde ise davalı alacağının varlığına ve miktarına yönelik itirazın incelenmesi gerekeceği- Davalı alacağının zamanaşımına uğradığı yönündeki iddiayı, sadece borçlunun ileri sürülebileceği ve icra mahkemesinin, bu ilkeyi nazara alarak bu yöndeki şikayeti reddedebileceği- Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline itiraz davalarında ise, davanın kabulü halinde kıyasen uygulanması gereken İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesi, sıranın değiştirilmesine ya da iptaline ya da sıra cetvelinin iptaline karar verilmemesi gerekeceği, sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hükmün, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğuracağı ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulması gerekeceği-