Sıra cetveline ilişkin şikayetin kendisine pay ayrılan ve şikayet sonucundan etkilenecek olan alacaklılara yöneltilmesi gerektiği- İhtiyati veya kesin haciz, tasarruf yetkisini kısıtlayan bir cebri icra müessesesi olduğudan, haczedilmiş paranın temliki, haciz alacaklısına karşı ileri sürülemeyeceği- Şikayet olunanın, hak ediş alacağının bir kısmını şikayetçi vergi dairesi ve diğer şikayet olunanların haczinden önce temlik aldığı, bu temlik nedeniyle temlik edilen miktar üzerinde diğer alacaklıların tasarruf yetkisinin kalmadığı görüldüğünden, bu miktar üzerine haciz koyduramayacakları, şikayetçinin hakediş alacağının bu kısmı yönünden geçerli bir haciz işleminin bulunmadığı, bu kısım yönünden de sıra cetvelinin iptalini istemekte hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, şikayet olunan yönünden şikayetin HMK'nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Bedeli paylaşıma konu paranın icra dosyasına girmesi ile birlikte, davacının, alacaklı bulunduğu icra dosyalarında hacizlerinin düşmesini engellemek amacıyla başkaca bir işlem yapmasına gerek bulunmadığı- Sıra cetveline itiraz eden alacaklının icra takibinin ve buna bağlı olarak geçerli bir haciz işleminin bulunması gerektiği- Sıra cetveline yönelik itirazda bulunma yetkisinin, bu itiraz üzerine düzenlenecek yeni sıra cetveline girme hakkı bulunan alacaklılara tanındığı- Davacı tarafın, kendisine pay ayrılmayan icra dosyasında ilk olarak düzenlenen aynı paranın paylaşımı ile ilgili sıra cetveline karşı itirazda bulunmamasıyla birlikte, bu sıra cetveli kendisi yönünden kesinleştiğinden, artık yeni düzenlenen davaya konu sıra cetveline girme hakkı olmadığından, sıra cetveline yönelik itizarında hukuki yararı da bulunmadığı-
Satış talebi ve satış masrafı yasal süre geçtikten sonra yatırıldığından davalının haczinin düştüğü, ancak davacıdan sonra gelen alacaklıların alacak miktarları nazara alındığında davacının sıra sebebine dayalı dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı-
Muvazaa iddiasının genel mahkeme tarafından sonuçlandırılmış olması halinde icra müdürlüğünce yapılması gerekenin bu kararın esas alınarak sıra cetveli tanzim edilmesi olduğu, bu hususun yerine getirilip getirilmediğinin denetlenmesinin icra hukuk mahkemesine ait olduğu-
Sıra cetvelinin satışı yapılan gayrimenkul üzerine ilk haczin konulduğu icra dosyasında düzenlenmesi gerektiği-
Muvazaadan söz edilebilmesi için kural olarak, muvazaalı tasarrufun diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerekli olup, bu davalarda ispat külfetinin davalı alacaklıya ait olduğu, mahkemece, davalı alacağının davacı alacağından daha önce doğduğu ve kronolojik olarak davalının davacının alacağına yönelik muvazaa yapmasının mümkün olmadığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacının ev adresinde tebligatı alan kişinin , Tebligat Kanunu mad. 16 ve Tebligat Tüzüğü mad. 22''de ön görülen şahıslardan olup olmadığının araştırılarak tebligatın geçerli olup olmadığının belirlenmesi gerekeceği-
İhalede tescil bir bildirim niteliğinde olduğundan taşınmaz kendisine ihale edilen alıcının ihale anında mülkiyeti iktisap edeceği, mülkiyetin alıcıya geçmesi için tapu siciline tescilinin gerekli olmadığı, ihalenin kesinleşmiş olması gerektiği-
Sıra cetveli düzenlenirken, ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü tarihlerin esas alınması gerektiği- Şikayet edilenin ihtiyati haciz kararı daha önceyse de, şikayetçinin ihtiyati haczinin kesinleşme tarihi daha önce olduğundan, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, şikayetin yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmiş ise de icra müdürlüğünce düzenlenen 22.12.2011 tarihli tutanakta "....şimdilik 1.000 TL satış avansının dosyaya depo edilmesine" karar verildiği, bunun icra müdürlüğünce de satış talebi olarak kabul edildiği dikkate alınarak şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, tutanakta yazılı sözcüklere yanlış anlam verilerek şikayetin kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-