Mahkemece sıra cetvelinin iptaline karar verilmiş ise de, sıra cetveline itiraz davalarında davanın kabul edilmesi hâlinde sıra cetvelinin iptaline karar verilmeyip, alacağının esasına itiraz edilen kişiye sıra cetvelinde ayrılan payın alacağına yetecek miktarda davacıya özgülenmesine karar verileceğinden, mahkemece sıra cetvelinde davalıya ayrılan paydan davalının alacaklı olduğu 316,31 TL dışındaki kısmın itiraz eden davacıya özgülenmesi bakiye kalan kısım olur ise, davalı idareye bırakılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Ticari işletme rehninde sabit derece ilkesi olmadığına göre, BK.'nın 83.(TBK.'nun 99.) maddesi dikkate alındığında yabancı para üzerinde ticari işletme rehninin kurulmasının mümkün olduğu, Ticari İşletme Rehni Kanunu'nun 20. maddesinde de taşınmaz rehinlerine yapılan atıf dolayısıyla yabancı para ile taşınmaz rehnine ilişkin TMK.'nun 851. maddesinin ticari işletme rehninde de geçerli olabileceği, buna göre davalı banka ve dava dışı müflis şirket arasında geçerli bir ticari işletme rehinin kurulduğu, 09.10.2012 iflas tarihi itibari ile bankanın dava dışı müflis şirketten toplam alacağının 12.727.414,56 TL olduğu, bankanın davaya konu sıra cetveline esas 12.705.789,19 TL alacak kaydı talebinde bulunduğu dikkate alındığında, fazla alacak kaydı yaptırılmadığı ve kaydedilen alacağın sıra cetveline rüçhanlı olarak girmesi gerektiği, iflastan sonra yapılan 283.828,95 TL muhafaza masrafları, masa masrafı olup sıra cetveline dahi girmeden İİK.'nun 138. madde hükmü uyarınca öncelikle rüçhanlı olarak masrafı yapan tarafa ödenmesi gerektiği-
Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davası-
23. HD. 17.04.2017 T. E: 2015/4312, K: 1139-
Sıra cetveline yönelik şikayet-
Avukatlık Kanununun vekalet ücreti için rüçhan hakkı tanımış ise de hiçbir şekilde İİK'nın 101. maddesinde tanınan hacze takipsiz iştirak hakkı tanımadı-
İşçilik alacağı, haciz sıra cetvelinde imtiyazlı olmadığından ve bu alacakla ilgili davanın açıldığı tarih şikayetçinin haczinden sonra olması nedeniyle şikayetin şikayet edilen kişi yönünden kabul edilmesi gerekeceği-
Muvazaalı olduğu ileri sürülen alacağın, kendisinden mal kaçırıldığı iddia edilen alacaktan daha sonra veya yakın tarihlerde doğmuş olması, diğer anlatımla kural olarak muvazaalı tasarrufun, diğer alacaklı lehine yapılan borçlandırıcı işlemden sonraki tarihi taşıması gerektiği, önce doğan alacak, sonra doğan alacak için muvazaa oluşturmayacağı, borçlu şirketin 03.10.2013 tarihinde davalıdan 2.200.000,00 TL tutarında bir tahsilat yaptığı, bu borcu borç senetleri hesabına atarak senede bağladığı, davalının alacağının dayanağı olan bononun en geç düzenlenebileceğinin kabulü gereken tarih olan takip tarihinin 27.12.2013, davacının alacağının dayanağı olan çekin en geç düzenlenebileceğinin kabulü gereken tarih olan takip 10.02.2014 tarihinden önce olduğu-
Mahkemece, iddia edilen hususlar hakkında şikayet edilene savunma hakkı verilip, varsa usule ya da esasa ilişkin savunma ve delilleri üzerinde durulması, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, duruşma açılmadan dosya üzerinden karar verilmesinin doğru olmadığı-