Tasarrufun iptali davasına konu taşınmaz üzerinde üçüncü kişi davalı lehine ipotek koymuş olan bankanın kötüniyetli olduğunun ispatlanamaması nedeniyle, mahkemece kabulüne karar verilen davaya konusu taşınmaz üzerinde cebri icra yoluyla taşınmazın haciz ve satışını isteme tanınan yetkinin "davalı banka lehine konulan ipotek hakkından önce geleceğine" karar verilemeyeceği-
Sıra cetveli yapılmaksızın ihale bedelinin dosya alacaklısına ödenmesine ilişkin kararının iptali istemiyle yapılan başvuruda, haczin kaldırılması istemine ilişkin şikayetin sonucunun beklenmesi gerektiği-
Aynı tarihli sıra cetvelinin iptaline ilişkin olarak açılan bir diğer davanın sonucunun eldeki sıra cetvelinin iptali istemine ilişkin davayı etkileyeceği anlaşıldığından mahkemece, bu dava dosyasının bekletici mesele yapılması gerektiği-
Sıra cetvelinin; İhtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü tarihlerin dikkate alınarak paylaştırma yapılması gerektiği- Aynı gün karara bağlanan tasarrufun iptali davalarında, farklı tarihlerde verilen ihtiyati hacizlerin, aynı gün kesin hacze dönüşmüş olacağı Açtığı tasarrufun iptali davası henüz kabulle sonuçlanmayan alacaklının ihtiyati haczinin de henüz kesin hacze dönüşmediği ve henüz bu dava kesinleşmeden garame yöntemi ile bütün paranın şikayet olunanlara paylaştırılmasının hukuka aykırı olduğundan sıra cetvelinin iptalinin istenemeyeceği-
Sözleşme ile kararlaştırılan vekalet ücretinin Avukatlık Kanunu 164/2 ve son fıkraları gereğince belirlenen sınırların altında kalıp kalmadığının incelenmesi gerektiği- Vekillikten azledildiklerinin beyan eden şikayetçi avukatlaırn azlinin haklı olup olmadığının tespiti bakımından şikayetçilere dava açmaları için süre verilerek buna göre hüküm tesis edilmesi gerektiği-
Alacağın miktarına itiraz edilmediği, diğer şikayetlerin ise ... Hukuk Mahkemesi'nin görev alanına girdiği, şikayetin ... Hukuk Mahkemesi' nde görülmesi gerekirken, görevsizlik kararı verilmiş olmasının doğru olmadığı-
İlama dayalı alacakların ilama uygun şekilde hesaplanmasının icra memurunun görev alanına girdiği- Şikayet dilekçesinde yer alan ‘‘alacak miktarı da yanlış olup bunun da düzeltilmesi gerekir’’ şeklindeki soyut beyanın alacağın hesabının doğru yapılmadığına ilişkin olduğu, alacağın miktarına itiraz edilmediği anlaşıldığından, sıra cetveline ilişkin bu uyuşmazlığın icra mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Şikayetçi üçüncü kişinin, "haczi yapılan menkuller üzerinde rehin alacağı olduğunu" ileri sürerek, "satış ve sonraki aşamalarda rüçhanlı alacaklı olarak kabul edilmesini ve paylaştırma aşamasında bu durumun göz önüne alınmasına" yönelik yaptığı başvurunun, satış sonrasında sıra cetveli yapılması halinde sıra cetveline itiraz olarak, icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılmaması durumunda ise memurluk işlemini şikayet yoluyla ileri sürülebilecek iddialar olup, mahkemece bu aşamada anılan şikayetin dinlenme olanağı bulunmadığından reddi gerekirken istemin esasının incelenerek reddinin isabetsiz olduğu-
İcra mahkemesinin  kararı ile şikayetçinin haczinin düşmemiş olduğuna karar verildiği görüldüğünden, şikayet konusu taşınmaz üzerinde 73.677,30 TL'lik haciz bulunduğu, taşınmazın satış bedelinin 55.000,00 TL olduğu ve paylaştırma sonucu borçluya iadesi gereken miktar kalmayacağı gerekçesiyle, birleşen dosyada şikayetin reddi gerektiği- Asıl dosyada ise, şikayet olunanın haczinin daha eski tarihli olduğu ancak şikayetçinin alacağının ilama dayandığı, İİK. mad. 100 gereği hacze iştirak ettiği, her iki alacağın da imtiyazlı alacak olmadığı, dolayısıyla paylaştırmanın garameten yapılması gerektiği-
İcra hukukunda şikayet yargılamasına asli müdahil olarak katılmanın mümkün olmadığı- Borçlunun üçüncü kişi nezdindeki doğmuş ve doğacak alacaklarının haczedilebileceği, haciz ihbarnameleri ile konulan haciz ile borçlunun alacaklı olduğu icra dosyası üzerine konulan hacizlerin birlikte değerlendirilerek sıra cetveli yapılması gerekirken sadece borçlunun alacaklı olduğu icra dosyası üzerine konulan hacizlerin dikkate alınmasının hatalı olduğu- Şikayetçi avukatın vekalet alacağının, Avukatlık Kanunu'nun 166/2. maddesi kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi ve Avukatlık Kanunun 164/2. maddesindeki sınır göz önünde tutularak gerekirse bu konuda denetime elverişli rapor alınıp sıra cetvelinin iptalinin gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerektiği-