Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, takip yapılmamış olması, İİK. mad. 284'deki 5 yıllık hak düşürücü sürenin geçmiş olması gibi sebeplerle TBK. mad. 19 uyarınca dava açabileceği- Davacı alacaklının gibi aynı işlem için İİK. mad. 277 vd. ya da TBK. mad. 19. uyarınca iptal davası açma konusunda seçimlik hakka sahip olduğu- Davacı ile arsa sahipleri arasındaki sözleşmenin fesh edilerek bu sözleşme gereğince davacının bir alacağının doğmuş olduğu ve daha ötesinde bu alacağı tahsil edememiş olması gibi bir durumun iddia ve isnat olunmadığı anlaşıldığından, davacının öncelikle sözleşmeden kaynaklanan şahsi alacak haklarını ancak sözleşmenin diğer taraflarından talep ederek somutlaştırması ve sonuçta doğan hakkını tahsil edememe durumunun gerçekleşmesi gerektiğinden ve alacak yeterli somutluğa ulaşmadığı gibi arsa sahiplerinin yeni yaptıkları sözleşme gereğince sahip olacakları dairelerden alacağın tahsili mümkün olduğundan, bu aşamada tasarrufun iptali davasının açılamayacağı-
Mirasbırakanın gerçek irade ve amacının diğer mirasçılardan mal kaçırma olmadığı, kendisine özenle bakan oğlu ve gelini davalılara duyduğu minnet duyguları ile çekişmeli taşınmazları temlik ettiği, temlikin, bakım, hizmet ve emek karşılığı gerçekleştirildiği anlaşıldığından, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davanın reddi gerektiği- Dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığından, ilk dava konusu 5 taşınmaz hakkında davanın reddine karar verilmesi, sonradan eklenen taşınmazların ise yargılamaya dahil edilmemesi gerektiği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil isteği- Dava konusu taşınmaza yönelik ilk satış işleminde taraf muvazaası olup olmadığı yönünde davacılara yemin teklif edildiği, bu yeminin öncelikle sonuca etkili olmadığı ve davacıların kendisinden kaynaklanan vakıalara da ilişkin olmadığı- Herkesin iddiasını ispatla mükellef olduğu, dinlenen tanıklar ve tüm dosya içeriğinden, davacıların temlikin mirasçıları terekeden mahrum etmek amacıyla yapıldığını şüpheye yer vermeyecek şekilde ispatladıklarını söylenemeyeceği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davada ispat yükünün kural olarak davacıya yüklendiği- Mirasbırakanın 1989 yılında çekişme konusu 288 m2'lik taşınmazını davalı kızına satış suretiyle temlik ettiği, mirasbırakanın 2004 yılında taşınmazları da 3. kişiye sattığı, mirasbırakanın terekesinde bir taşınmazın kaldığı ve mirasçılarına intikal ettiği, mirasbırakanın davacı çocukları ile herhangi bir anlaşmazlığının bulunmadığı, salt bedeller arasındaki farkın tek başına muvazaanın ispatı için yeterli bulunmadığı- Hal böyle olunca, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiası TMK'nun 6. ve HMK'nun 190.maddeleri uyarınca usulünce kanıtlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. Kabule göre de, davanın kabulü halinde keşfen belirlenen dava değeri üzerinden nisbi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken, maktu harca hükmedilmesi doğru değildir.
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteği- Kök mirasbırakanın 23/05/1985 tarihinde öldüğü, ölümünden kısa bir süre önce bacağını kırdığı, bu aşamada 11/04/1985 tarihinde dava konusu taşınmazı yeğenine ihtiyacı nedeniyle temlik ettiği, mirasbırakanın bu taşınmaz dışında başka taşınmazları da bulunduğu, davacıların mirasbırakan ile bir sorununun bulunmadığı, temlikin mirasçılardan mal kaçırma amacıyla ve muvazaalı olduğu iddiasının kanıtlanamadığı gibi son kayıt malikinin kötü niyetli olduğunun da kanıtlanamadığı-
3. HD. 07.11.2018 T. E: 2017/450, K: 11154-
Muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemi-
Mahkemece davanın İİK. mad. 277 vd. gereğince açılmış tasarrufun iptali davası olduğu kabul edilerek değerlendirilmesi gerekirken hatalı hukuki değerlendirme muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak hüküm tesisinin hatalı olduğu- Davacının, dilekçe içeriğinde ya da dosya kapsamında yer alan herhangi bir dilekçe ya da belgede TBK.'nun 19. maddesinden bahsedilmiş olmadığı; davasının muvazaa hukuki nedenine dayalı bir dava olduğunu ileri sürmediği; dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında davanın TBK m. 19'a dayandırdığına ilişkin bir bilgiye yer verilmediği; bu nedenlerle HMK'nın 26. maddesinde düzenlenen 'taleple bağlılık ilkesi' uyarınca yerel mahkemenin esasa ilişkin yargılama yaparken bu sınırı esas alması gerekeceğinden yargılamayı İİK'nun 277 ve devamı maddelerince inceleme yapmak suretiyle yürütmesi gerektiği, yani TBK 19. madde uyarınca karar veremeyeceği-
Hukuki dinlenilme hakkının açıklama ve ispat hakkını da içerdiği- Mahkemece her iki taraftan da üçer tanık dinleneceği belirtilerek tanık sayısına sınırlama getirilmiş ve bu nedenle davacı taraf dinlenen tanıklarının birinden vazgeçmiş, davalı tarafın bildirdiği tanıkların da bir kısmı dinlenmemiş olup mirasbırakanın dava konusu taşınmazlar dışında başkaca mal varlığı bulunup bulunmadığı üzerinde de durulmamış olduğu, taraflardan da bilgi alınmak suretiyle mirasbırakanın başkaca mal varlığı bulunup bulunmadığının araştırılması, varsa kayıtlarının dosyaya getirtilmesi; öte yandan, davalı tarafça bildirilen tüm tanıkların dinlenmeleri yönünde HMK'nın 243. maddesi uyarınca işlem yapılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, bir kısım davalı tanıkları dinlenilmeksizin savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Davalılar, karşı davalarında çekişme konusu 3 parsel sayılı taşınmazı 3. kişiden satın alırken satış bedelinin 1/3’lük kısmının mirasbırakan tarafından ödendiğini, kalan kısmın ise kendileri tarafından ödendiğini ancak tescilin mirasbırakan adına yapıldığını iddia etmiş olup bu iddia, namı müstear hukuki sebebine dayalı olduğundan, iddianın yazılı delille ispatı gerektiği, bu tür olaylarda HMK 203. maddesinin uygulanmayacağı- Davalılar savunmalarını kanıtlar nitelikte bir yazılı delil bildirmediklerinden, karşı davada 3 parsel sayılı taşınmazın 1/3 payının mirasbırakana ait olduğu şeklindeki istemin reddine; asıl dava yönünden ise davalılar adına paylı olarak kayıtlı 3 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile miras payı oranında davacı adına tesciline karar verilmesi gerektiği-