Hesap vermekle ve müvekkili hesabına kazandığı hakları ve aldığı şeyleri teslim etmekle yükümlü olan davalı vekilin, vekil eden davacıya satış bedelini ödendiğini ispat etmekle yükümlü olduğu- Davalı vekil, davacı ile arasındaki vekalet ilişkisinin muvazaalı olduğunu savunmuşsa da, vekil olan davalı, muvazaalı resmi işlemin tarafı olduğundan ve hiç kimse kendi muvazaasına dayanamayacağından muvazaa iddiasının dinlenmeyeceği- Davalı vekil tarafından muvazaa iddiası ispatlanamadığından ve davacı müvekkile ödeme yapılmadığı da sabit olduğundan davacının vekalete dayalı olarak talepte bulunabileceği-
Uyuşmazlığın tasarrufun iptali istemine ilişkin olduğu - Davalı-borçlu şirketin dava açıldıktan sonra iflas ettiği anlaşıldığından öncelikle davalı şirketin iflasına dair verilen ilamın kesinleşme şerhini içerir bir örneğinin dosya içine alınması, iflas işlerinin yürütüldüğü belirtilen İzmir İflas Müdürlüğü’nün 2017/26 İflas dosyasından 2. Alacaklılar toplantısının yapılıp yapılmadığının araştırılmasının gerektiği - Davanın, ikinci alacaklılar toplantısının yapılmasından 10 gün sonrasına kadar durdurulmasına karar verilmesi ve davacı alacaklılara davayı takip konusunda aldığı belge varsa sunması için süre verilmesi, sunulduğu takdirde davanın esasının incelenmesi, sunulmadığı takdirde davanın iflas idaresine ihbarı ile taraf teşkilinin sağlanması ve iflas idaresinin huzuru ile davaya devam edilerek davanın esasının incelenmesi ve hükmün iflas idaresi lehine veya aleyhine kurulması gerektiği - İflas söz konusu olduğunda iflas hükmünün kesinleşmesinin bekletici mesele yapılması ve sonucuna göre taraf teşkilinin doğru olarak sağlanması gerektiği, zira iflasın açılması ile şirketin tüzel kişiliğini yitirdiği ve taraf sıfatını kaybettiği -
Üçüncü kişi konumundaki davalının iyiniyeti ve tapu siciline güven ilkesi hususlarının göz önünde bulundurulduğunu belirterek reddedilen dava "aile konutu olduğu ve üçüncü kişiye muvazaalı şekilde satıldığı iddia edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı eş adına tescili istemine" ilişkin olup davacı; dava dilekçesinde aynı zamanda muvazaa hukuki sebebine (TBK m.19) dayandığından, davacının muvazaa hukuki sebebine dayalı istemi yönünden de inceleme yapılması gerektiği-
Muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali-tescil istemi- Taşınmazların birleşen dava tarihi itibariyle değerinin keşfen saptanmadığı anlaşıldığından, dava konusu taşınmazlar başında yeniden keşif yapılarak ya da ek rapor alınarak taşınmazların birleştirilen dava tarihindeki değerinin belirlenmesi, eksik peşin nispi harç varsa tamamlanması, ayrıca çekişme konusu... taşınmazların muristen asıl davada davalıya temlikine ilişkin resmi senetlerin merciinden getirtilmesi gerektiği-
Uyuşmazlık, sahtecilik, yolsuz tescil ve hile hukuki nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir... Gayrimenkulün aynına ilişkin davalarda taşınmazların keşfen belirlenen değeri üzerinden davacının payı oranında hesaplanan dava değerin üzerinden harcın ikmal edilmesi ve hüküm kurulurken bu değer üzerinden yargılama giderlerine hükmedilmesi zorunludur. Mahkemece öncelikle mirasçıları yönünden taraf teşkili sağlanmalı, daha sonra davaya konu taşınmazlardan her birinin ifraz görüp görmediği, ifraz sonra oluşan taşınmazların parsel numaraları ile bu taşınmazların güncel tapu kayıtları ilgili tapu müdürlüğünden temin edilmeli, daha sonra dosya bilirkişi heyetine tevdi edilerek her bir taşınmaz yönünden mirasbırakandan davacıya intikal edecek miras payı ile bu taşınmazların ifraz sonucu oluşturduğu parsel numaralarının ve bu taşınmazlardan hangilerinin DSİ hangilerinin davalılar adına kayıtlı olduğunun belirlendiği, ayrıca davacının mirasbırakandan gelecek miras payına isabet eden dava değerinin hesaplandığı rapor tanzim edilmesi istenmeli, düzenlenen bilirkişi raporu dosyadaki bilgi ve belgelerle denetlendikten sonra davacı tarafa eksik harcı ikmal etmek üzere süre verilmeli, hüküm kurulurken davalılar adına kayıtlı olmayan taşınmazlar yönünden mülkiyetin tespiti yönünde karar verilmesi gerektiği göz önünde bulundurulmalıdır.
Uyuşmazlık, muris muvazaası hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile tazminat, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir... Mirasbırakan tarafından devredilen eski parselin ifrazı ile oluşan parsel sayılı taşınmaz üzerindeki son kayıt maliki tarafından yapılan (bina ve ağaç bedeli olmak üzere) muhdesat değerleri düşülerek belirlenecek tazminata hükmedilmesi ve hakkındaki dava kabul edilen ... lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekir.
Davanın 5.000,00 TL değer gösterilmek ve harçlandırılmak suretiyle açıldığı, yargılama sırasında taşınmazın değeri keşfen saptanmaksızın belirtilen değer esas alınarak sonuca gidildiği anlaşıldığından dava değeri olarak istinaf ve temyiz sınırlarının belirlenebilmesi için çekişme konusu taşınmazın başında keşif yapılarak dava değerinin belirlenmesi ve belirlenen değer üzerinden peşin nispi harç tamamlatılarak davaya devam edilmesi gerektiği-
Tedavi edilemeyecek aşamada hasta olduğunu öğrenen murisin eşinin baskısıyla taşınmazını tek erkek evladı olan davalıya devrettiği, devre ilişkin resmî işlemlerin murisin hastalığı nedeniyle evinde gerçekleştirildiği, taşınmazın bedelini ödediğini savunan davalının devir tarihi itibariyle henüz on dokuz yaşında olduğu, torna işi ile iştigal ettiği tanık beyanlarından anlaşılsa da satım bedelini ödeyebilecek maddi imkâna sahip olmadığı, savunmada bahsi geçen taksim sözleşmesinin uygulanmadığı gözetildiğinde, "işlemin muvazaalı olduğu" kanıtladığından, devir tarihi ve murisin ölüm tarihi üzerinden 40 yılı sonra açılan muris muvazaasına ilişkin davanın kabulü gerektiği- "Miras bırakanın mirasçılara bıraktığı başka taşınmazlarının da bulunduğu, taşınmazların miras taksim sözleşmesine konu edildiği, miras bırakanın bir çocuğunu diğer çocuğuna tercih etmesi için bir nedeninin bulunmadığı, muvazaa iddiasının kanıtlayamadığı, tenkis yönünden değerlendirme yapılması gerektiği" görüşünün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Asıl davanın, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tesciline ilişkin olduğu; birleştirilen davanın vekalet görevinin kötüye kullanılması, hile ve muvazaa hukuksal nedenlerine dayalı satış vaadi sözleşmesinin iptali istemine ilişkin olduğu, dava dilekçesinde ve cevap dilekçesinde M. ile vekil İ. arasında tamamen bir vekalet ilişkisi olduğu ileri sürülmüş olmasına rağmen; ıslah dilekçesinde, M. ile eniştesi Mü. arasında bir inanç ilişkisi olduğu, bu anlamda Mü.’in gerçekte kendi parası ile satın aldığı taşınmazları M. adına tescil ettirdiği, M.’ın Mü. adına satış yetkisi içeren vekaletname düzenlediği, söz konusu vekaletname ile Mü.’in bu taşınmazlarda tasarruf işlemleri yaptığı; ancak dava konusu taşınmazda M. adına kayıtlı davaya konu hissenin M.’ın ailesinin birikimiyle satın alınarak M. adına tescil edildiği, Mü.’in bu hisseyi satmak istemesi üzerine aralarında uyuşmazlık çıktığı, bunun üzerine M.’ın dayısı İ.’in uyuşmazlığı sonlandırmak için araya girdiği ve M.’ın Mü. tarafından satın alınan ancak M. adına tescil edilen taşınmazların satışının yapılabilmesi için dayısı İ.’i vekil tayin ettiği, vekil İ.’in ise M.’ın bilgisi ve rızası dışında vekalet görevini kötüye kullanarak, hileli ve muvazaalı olarak dava konusu satış vaadi sözleşmesini düzenlediği ileri sürüldüğü, çelişkili davranış yasağı nedeniyle M'nin savunmasına itibar edilmemesinin gerektiği, M. ile Mü. arasında inanç ilişkisi olduğu, Mü.’in bedelini ödeyerek satın aldığı taşınmazların M. adına tescil edildiği, ancak bu taşınmazlara ilişkin tasarruf işlemlerinin M.’ın Mü.’e verdiği vekaletname ile Mü. tarafından yapıldığı, M. ile Mü. arasında ihtilaf çıkması ve M.’ın Mü.’i vekaletten azletmesi üzerine, M.’ın dayısı İ.’e vekaletname verdiği ve vekil İ.’in bir kısım taşınmazda M. adına kayıtlı hisseleri M.’a vekaleten Mü.’e satış yoluyla veya satış vaadi sözleşmesi düzenlemek suretiyle devrettiği dosya kapsamında sabit olduğu, satış vaadi sözleşmesine konu taşınmazın M. adına, ailesinin birikimleriyle satın alınmak suretiyle mi yoksa M. ile Mü. arasındaki inanç ilişkisi doğrultusunda ileride Mü.’e devredilmek üzere mi tescil edildiğinin tespit edilmesinin gerektiği, ikinci ihtimalde M.’ı zarara uğratma kastından söz edilemeyeceği, dosya kapsamı itibariyle, dava konusu taşınmazın M.’ın ailesinin birikimleriyle M. adına satın alındığının ispatlanamadığı ve dosyaya yansıyan olayların oluş şekline göre de M. tarafından vekil İ.’e vekaletname verilmesinin nedeninin Mü. tarafından satın alınarak M. adına tescil edilen hisselerin Mü.’e iadesi olduğu sonucuna varıldığı, bu nedenle, Bölge Adliye Mahkemesinin S. ile vekil İ.’in birbirini tanıyor olması ve dava konusu taşınmazın satış tarihindeki rayiç değeri ile satış vaadi sözleşmesinde yazılı satış bedeli arasında fark olması nedeniyle vekalet görevinin kötüye kullanıldığının kabulüne yönelik gerekçesinin somut olaya uygun ve yeterli görülmediği, ayrıca, satış vaadi sözleşmesinin M. vekili İ. ile S. arasında muvazaalı ve hileye dayalı olarak düzenlendiğinin de ispatlanamadığı, dolayısıyla hükmün bozulmasının gerektiği-
Muvazaa iddiasının usulünce ispat edilemediği ve muris muvazaası iddiası yönünden 01.04.1974 tarihli İçtihadı Birleştirme Kararında belirtilen şartların eldeki davada oluşmadığı uygulanamayacağı bu nedenle ileri sürülen böylesine bir kazandırmanın şartlarının varlığı halinde tenkis davasına konu olabileceği-