Davalı-üçüncü kişi lehine düzenlenen muvazaalı senedin ve yapılan icra takibinin iptali amacıyla açılan tasarrufun iptali davasında, davacının amacı alacağını tahsil etmek olduğundan -İİK.nun 283/I maddesi kıyasen uygulanarak- "dava konusu muvazaalı senet ve bu senede dayalı olarak yapılan icra takibinin -davacının dava konusu alacak ve fer'ileriyle sınırlı olarak- iptaline" karar verilmesi gerekeceği-
İ.lı işleme dayalı olup dinlenilirliği kabul edilen iddiaların ispatı, şekle bağlı olmayan yazılı delil olup, inanç sözleşmesi olarak adlandırılan bu belgenin sözleşmeye taraf olanların imzasını içermesi gerekeceği- Yazılı delille kanıtlayamayan kimsenin karşı tarafa yemin teklif etme hakkının bulunduğu-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davada, davacıların miras payları oranında tescile hükmedilmesi kalan payın da yine kayıt maliki olan (davalı) kişi üzerinde bırakılması gerekeceği-
İ.lı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkin davada, taraflar arasındaki çekişmenin inançlı işlemden kaynaklandığı davalının satın alma savunması ve davacının da bu ödemenin başkaca taşınmazların satışına ilişkin olduğuna dair iddiasının dinlenmesi gerekeceği-
Kamu tüzel kişilerinin, gerekli hallerde üretim, iletim ve dağıtım tesislerinin işletilmesi ve bakım onarım işlerini tabi oldukları ihale mevzuatı çerçevesinde hizmet alınması yoluyla yaptırabileceği- İşletim ve bakım onarım işi için hizmet alımının 5784 sayılı Kanun ile getirilen düzenlemeye uygun olduğu- Davacının davalı şirketin asıl işi olan elektrik üretim işinin bölünmesi sureti ile teşekküllerince var edilen bir işte çalışmasının sözkonusu olmadığı, elektrik üretim işinden tamamen bağımsız makine bakım ve onarım işi olduğu; makinelerin ve üretimin niteliği gözetildiğinde teknik iş yaptığı, davacının yaptığı işin, davacı ve diğer işçilerin eğitim ve öğretim durumları da gözönüne alındığında teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerden olduğu, bu nedenlerle de sözleşmelerin düzenlenmesinde muvazaadan sözedilemeyeceği-  Bir makinede çalışarak asıl üretim işi yapanlar ile aynı makinenin bakımını yapan işçilerin aynı yerde çalışması işin doğası gereği olduğundan, bu hususun kamu personeli ile aynı işi yaptıkları anlamına gelmediği ve muvazaanın delili olarak edilemeyeceği- Davalı tarafından ihale ile verilen işler -davacının çalıştığı tarihte yürürlükte olan 4628 s. Kanun uyarınca- uzmanlık gerektiren işler olduğundan; yapılan sözleşmenin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesine aykırı olduğundan sözedilemeyeceği ve davacının bağlı olduğu işveren şirket ile davalı Elektrik Üretim A.Ş. arasındaki ilişkinin alt işveren yönetmeliğinde belirtilen şartlara uygun olduğu- 4628 sayılı Kanun'un 15/g maddesi -14.03.2013 t. ve 6446 s. K. mad. 30. ile- yürürlükten kaldırılmış ise de, bir kanun hükmünün yürürlükten kaldırılmasının anılan hükme dayalı olarak yapılan tüm işlemlerin muvazaalı olduğu sonucunu doğurmayacağı- Geçerli bir asıl işveren-alt işveren ilişkisinde, alt işverenin işçisi, asıl işverenin tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden yararlanamayacağından alt işverenin işçisi olan davacının davalı asıl işverenin tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan alacak isteminin reddi gerektiği-"Davacıların asıl işte çalıştıkları; elektrik üretiminde kullanılan makinelerin bakım işinin de elektrik üretim işinin bir parçası olduğu, tüm ekipmanları davalının temin ettiği; alt işverenlerin teknik organizasyonunun olmadığı; asıl ve alt işveren işçilerinin aynı yerde çalıştıkları, buna göre alt işverenlik ilişkisinin unsurlarının bulunmadığı, kaldı ki Anayasanın 90. maddesi uyarınca onaylanarak üst norm haline gelen 194 sayılı ILO sözleşmesi uyarınca kamu işyerlerinde çalışanlara en az kamu işçilerinin şartlarının sağlanması zorunluluğu bulunduğu"na ilişkin görüşün HGK. çoğunluğu tarafından benimsenmediği-
Dava, öncelikle tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkin olup, yargılama sonunda iptal ve tescil isteminin reddi ile birlikte terditli istek olan tenkise hükmedildiği ve davacının davasının kabulle sonuçlandığı, bu durumda, davalı lehine avukatlık parasına hükmedilmemesi gerekeceği-
Davalının elektrik üretim görevini yapan kamu tüzel kişisi olduğu, bu sebeple 4628 sayılı Elektrik Piyasa Kanunu'nun 15. maddesinde düzenlenen imtiyazdan yararlandığı, sözü edilen düzenleme ile asıl işin tamamının ya da bir kısmının 4857 sayılı İş Kanunu'nun 2. maddesinde öngörülen sınırlamalara tabi olmaksızın alt işverene verilebileceği gözetildiğinde davalı ile alt işveren arasındaki ilişkinin hukuken geçerli olarak kurulduğu ve muvazaalı olmadığı anlaşıldığından, alt işverenin işçisi olan davacının davalı asıl işverenin tarafı olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan alacak yönündeki talebin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Mirasbırakanın çekişmeye konu taşınmazlarını davalıya temlikinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek suretiyle tapu iptal ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Mirasbırakanın gerçek irade ve amacının mirasçılardan mal kaçırma olmayıp down sendromlu oğlunu korumak ve kollamak amacıyla hareket ettiğinin kabulü ile mirasbırakanın oğlu hakkındaki davanın reddi gerektiği-
Zilyet, taşınmaz malı, kayıt malikinden veya mirasçılarından veya mümessillerinden tapu dışı bir yolla iktisap ettiğini, onların beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat ettiği ve ayrıca en az on yıl müddetle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduğu takdirde zilyet adına tespit olunması gerekeceği-