Mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, tarafların bu yönde toplanan ve toplanacak delillerinin birlikte değerlendirilmesi bu amaçla mirasbırakanın ölüm tarihi itibariyle adına kayıtlı taşınmaz veyahut başkaca malvarlığı bulunup bulmadığının, çekişmeli taşınmaz haricinde sağlığında davalıya, davacılara ve diğer mirasçılarına mal temlik edip etmediğinin araştırılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Davanın esastan reddi veya kabulünü içeren bozmaya uyularak tesis olunan kararın önceki bozmayı ortadan kaldıracak şekilde yeniden bozulması üzerine yerel mahkemece verilen kararın temyiz incelemesinin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunca yapılması gerektiği- Usuli kazanılmış hak kuralının istisnaları saptanırken genel ilkenin kamu düzeni olduğu- Muvazaa iddiasının yazılı delille kanıtlandığı gerekçesiyle ilk bozma kararı verilmiş, bozma sonrası tanık olarak dinlenen ve davacının dayandığı belgeyi davalı adına vekaleten imzalayan hakkında ceza davası açılmış olup, yapılan yargılama sonrasında davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmesi üzerine Özel Dairece bu ceza kararı değerlendirilmek suretiyle değişen delil durumuna dayalı olarak ikinci bozma kararı verilmiş olduğundan ve Özel Dairenin birinci bozma kararını verdiği tarihte açılmış bir ceza davası bulunmadığından, Yerel Mahkemece Özel Dairenin birinci bozma ilamına uyulmakla davacı yararına usulü kazanılmış hak doğduğundan söz etmenin mümkün olmadığı- Zamanaşımı nedeniyle ceza davasının düşmesine karar verilmiş olmasının hukuk davasına eylemin sübutu ve diğer maddi vakıaların tespiti noktasında bir etkisi bulunmadığı, davacının dayandığı sözleşmeye itibar edilmesi gerektiği ve bu sözleşme ile taraf muvazaasının kanıtlandığı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Gizli ortağın durumunun adi ortaklık olarak kabul edildiği ve limited şirket ortaklarının sorumluluğunun adi ortaklığa teşmil edilemeyeceği - Davalının hangi ortakla gizli ortak olduğu ve daha önce pay sahibi olup olmadığının belirsiz olduğu, üstelik muvazaalı işlemlere dair deliller varsa ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz yetkisinin davacı idarenin takdirinde olduğu - Kesinleşmiş bir yargı kararına gerek olmadığı - Delillerin takdirinde bir tespit kararına gerek olmadığı - İdarenin yapması gereken açık ve emredici bir hüküm olduğu - Tespit hükmü ile idari işlemlerden dolayı gidilecek kanun yollarında sorunlara neden olabileceği; ihtiyati tedbir istemi için de hukuki yararın olmadığı - Ayrıca idarenin tasarrufun iptali ve tüzel kişiliğin perdesinin aralanması gibi yollara başvurabilmesi için ihtiyati tahakkuk ve ihtiyati haciz kararı alması gerektiği -
TBK. 19 gereğince açılmış muvazaa nedeniyle tasarrufun iptali istemine ilişkin davanın asliye hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Dava dilekçesinde faiz isteğinde bulunulduğu halde faiz isteği yönünden olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olmasının isabetsiz olduğu-
1.4.1974 gün 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının mirasbırakanın mal kaçırma amacı ile temlik yaptığının saptanması halinde uygulanabileceği- TMK. mad. 6 uyarınca herkesin iddiasını ispat etmekle mükellef olduğu ve temlikin muvazaalı yapıldığına yönelik iddianın kanıtlanmadığı gibi tarafların kardeşlerinin beyanlarından davalılara yapılan temlikin gerçek satış olduğu murisin mal kaçırma amacı ile hareket etmediği sonucuna varılacağından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeler ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ile miras payı oranında tescil; birleştirilen dava ise çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı davalar sonucunda verilen kararların yenilik doğurucu değil açıklayıcı nitelik taşıdığı; böylece, murisin ölüm tarihi itibariyle hüküm ve sonuçlarını doğuracağı; başka bir ifadeyle, davacının mirasçılıktan kaynaklanan mülkiyet hakkının murisin ölümüyle oluşacağı- Uyuşmazlıkta davacının çekişmeye konu bağımsız bölümler hakkında açtığı muris muvazaası nedenine dayalı davası sonucunda murisin ölüm tarihi itibariyle mülkiyet hakkının doğduğu ve anılan tarihten itibaren ecrimisil isteyebileceği- Hâl böyle olunca, murisin ölüm tarihi ile dava tarihi arasındaki dönem için ecrimisil hesabı yapılarak bir karar verilmesi gerekirken, muris muvazaası davasının kesinleştiği tarihten itibaren ecrimisile hükmedilmesi isabetsizdir.
Davanın kural olarak son kayıt maliki aleyhine açılmasının gerekli ve yeterli olup, varsa ara malik ya da maliklerin(mirasçı sıfatı taşısın ya da taşımasın) davada yer alması zorunluluğu bulunmadığı-
Davaya dayanak yapılan sözleşmeyi davalı şirket imzalamış olup, davacının ayıp ihbarlarına davalı tarafından cevap verilerek iddia kabul edilmeyip bu cevaplarda husumete yönelik herhangi bir iddiada bulunulmadığından husumetin davalı ile aynı adreste faaliyet gösterip aynı yönetim kadrosuna sahip dava dışı ... Dış Tic. Ltd. Şti.'ne yöneltilmesi gerektiğinin kabulünün hatalı olduğu-
