Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde tenkis isteği-
Gerek taşınır, gerek taşınmaz mallara ilişkin olsun nam-ı müstear hadiselerinde, mesele bir istihkak ve mülkiyet davası niteliğini geçemeyeceğinden, ne resmi senet, ne de şekil meselesinin bahse konu olamayacağı, meselenin akitte ve isimde muvazaayı kapsamına alan TBK'nin 19. maddesi kapsamında düşünülmesinin kanunun amacına uygun düşeceği, nam-ı müstear davalarının dinlenebilir ve yazılı delil ile ispatının mümkün olduğu; nam-ı müstear için düzenleme getiren 1947 tarihli İçtihadı Birleştirme kararın, teminat amacıyla temlike dair inanç sözleşmelerini de kapsadığı-
Mirasbırakanın sağlığında tüm mirasçılarını kapsar bir biçimde paylaştırma yaptığı, dava konusu taşınmazları da paylaştırma kastı ile davalı oğluna aktardığı, davalıya yaptığı kazandırmanın kabul edilebilir ölçüde kaldığı, mirasçılardan mal kaçırmayı amaçlamadığı sonucuna varıldığından davanın reddi gerektiği-
Ehliyetsizlik ve muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı tapu iptal tescil olmadığı taktirde tenkis istemi-
Tasarrufun iptali davasının 5 yıllık hak düşürücü sürede açılması gerektiği- İİK. mad. 277 vd. uyarınca açılan davalar ile BK'nun 18. maddesine gereğince açılmış muvazaa nedenine dayalı davalarda, iptali istenilen tasarrufun borcun doğumundan sonra gerçekleşmiş olması gerektiği-
Birleştirilerek görülen tapu iptali tescil, ecrimisil davası-
Muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı tapu iptal tescil olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkin davada, miras bırakanın davalıya yaptığı bir temlik bulunmadığı gözetilerek davanın esastan reddi gerekirken, husumetten reddinin isabetsiz olduğu; tenkis davalarında seçimlik hakkın kullanıldığı tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerektiği ve tenkis davalarında mecburi dava arkadaşlığı bulunmadığından herbir davalı aleyhine hükmedilen tenkis bedeli üzerinden ayrı ayrı yargılama giderine hükmedilmesi gerektiği-
Muvazaa nedenine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davaları sonucunda, verilen kararların 'yenilik doğurucu' değil, 'açıklayıcı' nitelik taşıdığı, bu suretle oluşan kararlara konu işlemlerin yapıldıkları tarihten itibaren butlanla malul olup yapılmamış sayılacağı ve iptal hükmünün geriye etkili olarak sonuç doğuracağı-
Miras bırakanın dava konusu taşınmazları temlikinde gerçek irade ve amacının diğer mirasçılardan mal kaçırma olmadığı, yıllardır kendisi ile ilgilenen, bakımını yapan oğluna bakılmasından duyduğu minnet sonucu devri yaptığı sonucuna varıldığından, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Muvazaa iddiasına dayalı davaların da zamanaşımına ve hak düşürücü süreye tabi olmaksızın her zaman açılabileceğinin yargısal uygulamayla benimsendiği- Muvazaa sebebinin ortadan kalkması veya bir zamanın geçmesi ile görünürdeki işlemin geçerli hale gelemeyeceği kuşkusuz bulunduğundan, muvazaa iddiasının her zaman ileri sürülebileceği- İşlemin muvazaalı olduğunun belirlenmesi durumunda işlemin tarafı olan kişiler iyi niyetli olamayacakları gibi süre geçmekle de iyi niyetli kabul edilmelerine yasal olanak bulunmadığı- “Direnmeye konu 929 No.lu parselin geldisi olan 243 No.lu parseldeki payın 1968 yılında miras bırakan tarafından oğluna satış suretiyle temlik edildiği, taşınmazın ifraz edilerek anılan davalı tarafından miras bırakanın diğer oğlu davalıya satıldığı ve sonrasında da ifrazlar görerek başka parseller oluştuğu, dava konusu 929 No.lu parselin anılan davalı adına tescil edildiği, diğer parsellerin de dava dışı kişiler adına kaydedildiği; bir kısım davacıların babası tarafından sağlıklarında dava açılmadığı, bu nedenle temliklerden uzun yıllar sonra dava açılmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu” görüşünün kurul çoğunluğu tarafından benimsenmediği-