İş Kanunu'nun 73.maddesinin öngördüğü koşulları ve niteliğine göre bu işyerinde uygulanması gereken önlemlerin neler olduğu, hangi önlemleri alıp hangilerini almadığı,alınan önlemlere işçinin uyup uymadığı gibi hususları ayrıntılı biçimde irdeleyerek kusurun aidiyetini ve oranını hiçbir kuşku ve duraksamaya yer vermeyecek şekilde saptamadığı anlaşılan bilirkişi raporuna dayalı karar verilemeyeceği-
Haksız eylem sebebiyle oluşan zarar olay gününde gerçekleşmiş olduğundan, davalının sorumlu tutulacağı tazminat tutarının da olay günündeki verilere göre belirlenmesi gerektiği- 2330 s. K. mad. 3'te yaralanan görevliye ödenecek tazminatın karar günündeki en yüksek devlet memuru aylığı esas alınarak hesaplanacağı belirtilmekte ise de, buna göre hesaplanıp ödenen nakdi tazminatın tamamı davalıya rücu edilemeyeceği- Davacı idarenin, davalıdan kaynaklanmayan sebeplerle daha geç nakdi tazminat ödemesi, bu yüzden artan tazminat tutarından davalının sorumlu tutulmasını gerektirmediği- Ceza mahkemesinin kesinleşen kararına göre, dava dışı polis memurunu davalının yaraladığı, davacı, davalının eylemi sebebiyle tazminat ödediğinden, diğer davalı hakkındaki davanın tümden reddinin gerektiği-
İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilebileceği, üçüncü kişinin, ancak kusurlu bir hareketinin varlığı halinde rücu alacağından sorumlu olacağı, öte yandan sigortalının kesinleşen meslekte kazanma gücü kaybı oranı belirlenmeden hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Tarafların müşterek çocuklarının üç kez ameliyat olmasına rağmen davalı (koca)'nın bununla ilgilenmediği, aralarında çıkan bir tartışma sırasında da kadının sığındığı odanın kapısını kırmak suretiyle kadın üzerinde ciddi bir korku yarattığı anlaşıldığından bu olayların davacı (kadın)'ın kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği açık olup tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları (TMK md. 4, TBK 50,51,52,58) dikkate alınarak davacı (kadın) yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği-
Tazminat davası- Kâr mahrumiyetinden 818 sayılı BK. 42 ve 44 maddelerine göre tenkis yapılamayacağı-
Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin davada, hakimin, tarafların talep sonuçlarıyla bağlı olup, ondan fazlasına veya başkasına karar veremeyeceği hükmü gözden kaçırılarak talep aşılacak şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu-
Boşanmaya sebep olan olaylarda; maddi tazminat isteyen eşin diğerinden daha ziyade ve eşit kusurlu olmadığı, boşanma sonucu bu eşin maddi desteğini yitirdiği ve bu olayların davalının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşıldığından, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davalı (koca) yararına uygun miktarda maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Sigorta şirketi tarafından yapılan ödemeyi tazminat hesabının yapıldığı günden önce alan davacı, bu paranın tazminat hesabının yapıldığı güne kadar işleyen yasal faizi kadar kazanım sağlamış olacağından; zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, sigorta şirketi tarafından yapılan ödemenin, tazminat hesabının yapıldığı güne kadar geçen süreye ilişkin getirisinin yasal faiz ölçüsünde güncelleştirilip hesaplanan tazminattan indirilmesi gerekeceği-
Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan ve ihbar olunan istanbul il özel idaresi ile davalı arasında yapılan sözleşme uyarınca dava konusu yerden çıkarılan malzeme nedeniyle tazminat istemi-
Dava; haksız fiilden kaynaklanan maddi tazminat istemi-