Trafik kazasından kaynaklanan geçici ve kalıcı işgöremezlik tazminatı istemi-
Dava konusu tazminata neden olan hırsızlık olayının kimliği belirlenemeyen kişilerce meydana getirildiği, "davacı kurumda görevli davalıların gerekli önlemleri almayarak olayın meydana gelmesinde kusurları bulunduğu iddia edilerek zarardan sorumlu oldukları" belirtilerek tazminat talep edilmiş olup, davalıların savunmalarında, "güvenlik hususunda davacı kurum yetkili organlarından personel ve techizat eksikliği olduğunu belirterek istekte bulunduklarını, eksikliklerin giderilmediğini ve meydana gelen olayda bu durumun etkili olduğunu" savunduklarından, mahkemece konusunda uzman bir bilirkişiden rapor alınarak dava konusu olayda tarafların kusur oranları tespit ettirilerek hakkaniyet indirimi gerekip gerekmediği hususu tartışılarak karar verilmesi gerektiği-
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda BK.’nun 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması gerekeceği-Hâkim, tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekeceği, mahkemece, bu savunma üzerinde durularak, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları göz önüne alınarak araştırma ve inceleme yapılması, BK.’nun 43. maddesi hükmünce tazminattan indirim yapılıp yapılmayacağı karar yerinde tartışılarak, sonucuna göre hüküm tesisi gerekeceği-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin davada, aracın tamirinin ekonomik olup olmadığı değerlendirilmemiş olup, aracın tamirinin ekonomik olup olmayacağı, pert olup olmadığının tespiti ile şayet pert olduğu anlaşılırsa, aracın kaza tarihindeki ikinci el piyasa rayiç değerinden sovtaj bedeli mahsup edilerek gerçek zarar miktarının belirlenmesi, sonucuna göre de değer kaybı ve ikame araç bedelinin yeniden değerlendirilmesi için aynı bilirkişiden, ayrıntılı, açıklamalı, denetime elverişli ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği- -Kaza tarihinde yürürlükte bulunan davalı sigortalı ile davalı sigorta şirketi arasındaki yenilemeden önceki zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçe limiti tarifeye göre kaza tarihi itibariyle araç başına maddi zarar teminat limiti gözetilerek, mahkemece, davalı sigorta şirketi yönünden teminat limiti dahilinde zararın tahsiline karar verilmesi gerekirken, limit aşılmak suretiyle karar verilmesinin hatalı olduğu- Zorunlu mali sorumluluk sigortacısı meydana gelen zararı limit dahilinde gidermekle sorumlu olduğundan yargılama giderlerinden de limiti oranında sorumlu olduğu- Zarar miktarının limiti geçmesi halinde trafik sigortacısı hükmedilen miktara ilişkin yargılama giderlerinin tamamından değil, sadece poliçe limitinin tazminat miktarına oranına göre sorumlu olacağı-
Fazla çalışma, hafta tatili, ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının yazılı belgelere ve işyeri kayıtlarına dayanmayıp, tanık anlatımlarına dayanması halinde, hesaba esas alınan süre ve alacağın miktarı nazara alınarak takdir edilecek uygun oranda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği ve bu halde, tanık anlatımlarına dayanılarak hesaplanan alacak miktarından hakimin takdir yetkisine bağlı olarak yapılacak indirim oranı baştan belirli olmadığından, alacağın belirsiz kabul edileceği- Mahkemece hafta tatili, fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil alacakları bakımından davacının ıslah tarihinden itibaren faiz işletilmek suretiyle hüküm altına alınmış ise de, bu alacaklar bakımından davanın belirsiz alacak davası olduğu anlaşılmakla bu alacaklara dava tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiği-
Araç işleteninin veya araç işleteninin bağlı bulunduğu teşebbüs sahibinin, kendisinin veya eylemlerinden sorumlu tutulduğu kişilerin kusuru bulunmaksızın ve araçtaki bozukluk kazayı etkilemiş olmaksızın kazanın bir mücbir sebepten veya zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusurundan ileri geldiğini ispat ederse sorumluluktan kurtulabileceği; sorumluluktan kurtulamayan işleten veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibi ise kazanın oluşunda zarar görenin kusurunun bulunduğunu ispat ederse, hakimin durum ve şartlara göre tazminat miktarını indirebileceği-  Desteğin eşi ve çocukları olan davacılar arasında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunduğundan her bir davacı için kabul ve reddedilen tazminat yönünden ayrı ayrı nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği- Davacıların ölen murisinin sürücüsü olduğu araçta %100 kendi kusuruyla vefat ettiği anlaşıldığından ve davacılar 3.kişi konumunda olduğundan herhangi bir indirim yapılmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi gereğince, davacı eş ve çocuklara yapılan sigorta ödemesinin, ödeme günü ile destekten yoksun kalma tazminatının hesaplandığı güne kadar geçen süredeki işlemiş yasal faizi de hesaplanarak, ödeme tutarı ile birlikte hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatından indirilmesi gerekeceği-
Davalının, kantin başkanlığı yaptığı sırada kusuru ile zarara yol açtığı sabitse de, davalının esas görevinin polis memurluğu olduğu halde muhasebe ve ticaret bilgisi gibi özel bilgi ve beceri gerektiren kantin başkanlığı yaptığı göz önüne alındığında, tazminatın tamamından sorumlu tutulması yerine belirlenen tazminat miktarından uygun miktarda indirim yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin davada; ceza zamanaşımının uygulanması yönünden hukuk hakiminin tazminat davasını görürken, ceza hukuku kurallarıyla ve özellikle ceza mahkemesinin fail hakkında vermiş olduğu beraat veya mahkumiyet kararıyla bağlı olup olmadığının BK. mad. 51'de düzenlendiği; hukuk hakiminin ceza hukuku kurallarıyla bağlı olmadığı hükme bağlandığı gibi ceza mahkemesi kararlarıyla da bağlı olmadığı; bununla birlikte suçun işlendiğine veya işlenmediğine ilişkin ceza mahkemesinin kesin kararı varsa, hukuk hakiminin bu kararla bağlı olduğu; ceza mahkemesince haksız eylemin suç niteliği saptanmamış ise hukuk hakimine bunu kendiliğinden ve özgürce araştırma ve sonucuna göre karar verme yetkisinin tanındığı; ceza zamanaşımı süresinin uygulanması için kamu davasının açılmış olması veya mahkumiyet kararı verilmiş bulunmasının aranmadığı; bu durumda mahkemece davalı tarafın zamanaşımı itirazının reddine karar verilerek işin esasına girilip sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Hatır taşımalarının bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda (BK.’nun 43). TBK 51 uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş olduğu, hâkim, tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerektiği, o halde mahkemece, bu savunma üzerinde durularak, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları göz önüne alınarak araştırma ve inceleme yapılması, (BK.’nun 43) TBK 51. maddesi hükmünce tazminattan indirim yapılıp yapılmayacağı kararı yerinde tartışılarak, sonucuna göre hüküm tesisi gerektiği-