3. HD. 27.01.2016 T. E: 2015/12231, K: 868-
Davacının söz konusu yangın nedeniyle kusur oranının belirlenerek sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken aynı bilirkişi tarafından, aynı olay nedeniyle hazırlanan raporlarlarda çelişki oluşturan rapor esas alınarak hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Davalıya ait mağazada alışveriş için bulunan davacıların çantalarını alışveriş arabasına bıraktığı ve arabayla birlikte gezerek ürünleri inceledikleri sırada çantalarının yanlarında bulunan alışveriş arabasının üzerinden alınmak suretiyle çalındığı; bu hırsızlık olayının gerçekleşme şekli itibariyle davalı şirkete izafe edilebilecek bir güvenlik zaafiyeti bulunduğu, davacının da çantasını kontrolsüz bir şekilde alışveriş arabası içerisine bıraktığı dolayısı ile çantanın çalınması nedeni ile oluşan zararda tarafların müterafik kusurlarının bulunduğu anlaşıldığından, maddi tazminat istemi yönünden tarafların müterafik kusur oranlarının tespiti yönünde inceleme yapılarak hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerektiği-
Şart tasarrufun, önceden belirlenmiş hukuk kurallarının kişiler hakkında uygulanmasına dair işlemler olduğu ve bu tür işlemlerin, hukuk düzeninde değişiklik yapmayacağı yalnızca kişilerin durumunda değişiklik yaparak onları bir durumdan başka bir duruma geçirdiği- Bu nedenle bir şart tasarrufa dayanılarak yapılan yanlış intibak ve ödemeler yokluk ile mutlak butlan durumları ayrık olmak ve kişinin gerçek dışı bildirimi veya hilesi ile sebebiyet vermemiş olmak kaydı ile yönetimin; yanlış şart tasarrufunu, ancak iptal davası ya da yasalarda özel süre varsa bu süre içinde yahut iptal davası açılmışsa dava sonuna kadar geriye yürür biçimde geri alabileceği- Bu süreler geçtikten sonra yanlış işlemin geriye alınması halinde geri alma gününe kadar doğmuş durumların, parasal sonuçları da dahil olmak üzere hukuken kazanılmış durum olarak tanınması gerektiği-
Eşinin ailesi ile görüşmek istemeyen, ailesine karşı kırıcı davranışlar sergileyen, "çok da inandım, sevgilinin kollarındasın" şeklinde mesaj atmak ve dedektif tutmak suretiyle eşine karşı aşırı güvensizlik duyan davalı kadının evlilik birliğinin sarsılmasına neden olan olaylarda ağır kusurlu olduğu-
Haksız eylem nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkin davada maddi tazminat talebi ceza dosyasında hükme bağlanmış olup eldeki dosyada bu yöndeki istem yönünden davanın reddedilmesi gerektiği-
Davacının, arpacık soğanı ektiği taşınmaza, iş makinesiyle toprak dökerek zarar veren davalı aleyhine açtığı maddi tazminat davasında, davacı, ürününe zarar verilmesi sebebiyle yapması gereken toplama, nakliye ve satış giderlerinden kurtulduğundan, zarar ve yararın denkleştirilmesi ilkesi uyarınca, yapılmayan bu masrafların bilirkişiye hesaplattırılarak tazminat miktarından düşülmesi gerektiği-
Kısmi dava açılabilmesi için talep konusunun bölünebilir olması gerekli olup, açılan davanın kısmi dava olduğunun dava dilekçesinde açıkça yazılmasının gerekmeyeceği, dava dilekçesindeki açıklamalardan davacının alacağının daha fazla olduğu ve istem bölümünde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutması ya da alacağın şimdilik şu kadarını dava ediyorum demesinin, kural olarak yeterli olduğu- Davacı vekilinin, dava dilekçesinin sonuç kısmında talep ettiği her alacak için bir miktar yazdıktan sonra parantez içinde belirsiz ibaresini kullanarak işçilik alacaklarının tahsilini talep ettiği, ayrıca yargılama sırasında alınan bilirkişi raporuna göre alacak miktarının artırılması talepli dilekçesinde ise belirsiz alacak davasındaki taleplerini artırdığını belirterek davasının belirsiz alacak davası olduğunu açıkça beyan ettiği; davacı vekilinin talebinin açıkça belirsiz alacak davası olduğu halde mahkemece davanın kısmi dava kabul edilerek karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Davacının davasını, yürürlükte bulunan yasal düzenlemelere göre görevsiz yargı yerinde açması halinde "yargı yolu bakımından görevsizliğe" dair verilecek kararla birlikte; vekalet ücreti yönünden de hüküm kurulması gerektiği-
PTT gişesine gelerek kendisini hak sahibi gibi tanıtıp, bu şahsa ödeme yapan PTT görevlisine yönelik PTT'nin açtığı rücu davasında, olayın meydana geliş şekli, iş yoğunluğu, işyerinde güvenlik kamerasının bulunmaması gibi sebeplerle zarar miktarından uygun miktarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği-