TMK’nun 1007.maddesine dayanan tazminat davalarında, BK’nın 43. maddesi de değerlendirilmek suretiyle tapu sicilinin usulsüz tutulmasından dolayı uğranılan zararın kapsamı belirlenerek, davalının uygun bir tazminat ile sorumlu tutulması gerektiği-
Çocuğun yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde ifade ettiği görüşe gereken önem ve değer verilmesi gerekeceği; bu itibarla idrak çağında bulunan çocuğun mahkemece dinlenmesi ve tercihinin sorulması, velayete ilişkin tüm delillerin birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesi gerekeceği- Kadın yararına hükmolunan maddi tazminat az olup, hakkaniyet ilkesi (TMK. mad. 4) ile BK. mad. 42 dikkate alınarak daha uygun miktarda maddi tazminat takdirinin gerektiği- Müşterek çocuk idrak çağında olup, yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde ifade ettiği görüşe gereken önem ve değer verilmesi gerektiğinden çocuğun mahkemece dinlenmesi ve tercihinin sorulması, velayete ilişkin tüm delillerin birlikte değerlendirilip sonucu uyarınca karar verilmesinin gerektiği- Müşterek çocuk için takdir edilen nafakanın gelecek yıllarda artırılmasının karara bağlanmasına ilişkin bir talebi bulunmamasına karşın, nafakanın, gelecek yıllarda artışına karar verilmesinin hatalı olduğu-
Taşınmaz vaadi sözleşmesinde, sözleşme tarihi itibarıyla satış vaadinde bulunanın malik olmaması sözleşmeyi geçersiz kılmayacağı, bu durumda sözleşmenin karşı tarafı borcun ifa edilmemesinden kaynaklanan tüm zararlarının tazminini talep edebileceği-
Eşini evden kovan davacı-davalı koca tamamen kusurlu olduğundan ve boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan davalı-davacı kadın yararına uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekeceği-
Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğu- Çalıştırılan sigortalıları bildirme yükümlülüğü ile bu yükümlülüğün Yasanın aradığı sürede yerine getirildiğinin ispatı işverene ait olduğu-
"Akde aykırılık nedeniyle ölünceye kadar bakım akdinin feshi ve tapu iptali" istemiyle açılan davada, taraflar arasında düzenlenen akdin davanın imkansız hale gelmesi ve bu imkansızlıkta davalının kusurunun bulunmadığının anlaşılması halinde, davacı yararına münasip bir irada hükmedilmesi gerekeceği-
Davacıların trafik olayında ölen desteklerinin hatır yolcusu olarak araçta bulunduğu, alkollü sürücünün aracına bindikleri, alkollü sürücünün kullandığı araca binmenin, kabule göre fiile rıza ya da ortak kusur olarak ele alınsın, ölenler yönünden; BK.'nun 44. maddesine (şimdi; TBK. mad. 52) göre hesaplanacak tazminattan indirim sebebini oluşturacağı, ölenlerin hatır yolcusu olmaları nedeniyle BK.'nun 43. maddesi (şimdi; TBK. mad. 51) ile yapılan indirimin, aynı Yasanın 44. madde (şimdi; TBK. mad. 52) hükmünün uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği-
Bildirilmeyen sigortalılar için, zararlandırıcı sigorta olayı sonrasında sağlanan yardımların kusursuzluk ilkesine dayanılarak geri istendiği rücuan tazminat davalarında da; her sorumluluğun bir yerde bitmesi gerektiğinden, kişiler sonsuza dek dava tehdidi altında tutulamayacaklarından, hak ve nesafet kurallarına göre 506 sayılı Kanunun 26. maddesindeki "tavan"ın kıyasen uygulanmasının gerekeceği-
«K.ine noksan gelmeksizin sabit tenkis oranında taksimi kabil olmayan muayyen mala ilişkin murisin tasarrufunun tenkisi halinde, Medenî Kanunun 564. maddesi uyarınca ödenecek nakdin (kıymetin), aynı hükme göre kullanılan tercih hakkı günündeki fiyatlar dikkate alınarak belirleneceğine» ilişkin İçtihadı Birleştirme Kararı-