Kurum'a yapılan müracaat sonucunda 26.11.2001 tarihinde meydana gelen iş kazasında sürekli iş göremez hale gelen sigortalıya bağlanan gelirler nedeniyle oluşan Kurum zararının davalıdan rücuan tahsili istemi-
Davacı kurumun, davalının yersiz ödeme yapmasından dolayı kurumlarının ödemek zorunda kaldığı paranın davalıdan rücuen tahsiline ilişkin açtığı davada, olayın gerçekleşme biçimi, çalışma koşulları, iş yoğunluğu ve davalının bir çıkar elde etme amacı bulunmadığı gözetilerek, tahsiline karar verilen zarar miktarından uygun bir miktarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği-
Sahte kimlikler kullanılarak tanzim edilen vekaletname uyarınca yapılan araç satışları nedneiyle uğranılan maddi zararın davalı noterlerden ayrı ayrı tahsili istemi-
İhbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai ile ulusal bayram ve genel tatil alacaklarının ödetilmesine ilişkin davada; ihbar tazminatı ile yıllık izin alacağı bakımından, talep içeriğinden açıkça anlaşıldığı üzere, davacının çalışma süresini, en son ödenen ücreti, alması gerektiğini iddia ettiği aylık ücret miktarını, hak kazandığı yıllık izin süresini ve kaç gün ücretli izin kullandığını belirleyebilecek durumda olduğu; bu halde ihbar tazminatı ile yıllık izin alacaklarının, belirsiz alacak olmadığı; dava konusu edilen alacakların gerçekte belirlenebilir olmaları ve belirsiz alacak davasına konu edilemeyecekleri-
Davacının , davalının sürücüsü olduğu araca ücret karşılığı binmiş bir yolcu olmayıp sırf hatır için taşınmış olduğu anlaşıldığından, hatır taşımacılığında yalnızca yolcunun yararının bulunduğu ve taşıyanın karşılıksız olarak onu taşıdığı gözetilerek TBK. mad. 51 gereğince zararın bir bölümünün tazminat alacaklısının üzerinde bırakılması gerekeceği-
Yıllık izin, ikramiye, hafta tatili, fazla mesai, ulusal bayram ve genel tatil ile ücret alacaklarının ödetilmesine alacaklarının ödetilmesine ilişkin davada, davacı tarafından dava belirsiz alacak davası şeklinde açılmış ise de somut olayın özelliklerine göre davacının fazla çalışma ücreti ve bunun %5 fazlası alacağı, hafta tatili ücreti ve bunun %5 fazlası alacağı ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve bunun %5 fazlası alacakları ile ücretin %5 fazlası alacağı dışındaki talepler yönünden belirsiz alacak davası açılabilmesi koşullarının bulunmadığı ve söz konusu talepler dışındaki taleplerin hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği- Davacı iddia ettiği işe giriş tarihini ispat edememiş olup, dosyada yer alan davacının davalı adına haber yaptığına dair internet gazete çıktılarına göre konunun değerlendirilmesinin gerektiği-
Davacı, müteselsil sorumlu sıfatı ile üçüncü kişiye ödediği paranın halefiyet esasınca rücuen tahsilini istediğine ve davalı önceki davada davalı olarak yer almadığına göre iadenin kapsamının, davacının mahkum olup ödediği para, bu paranın kendisi hakkındaki davada verilen hükmün kesinleşmesine kadar işleyecek faizi, önceki davada hükmedilen avukatlık ücreti ve yargılama giderleri toplamından davalının payına düşen kısmı olduğu- Kendi kusurlu davranışı ile işin icraya düşmesine yol açan davacının, bu ihmali nedeniyle yapılmış olan icra giderlerini ve hükmün kesinleşmesinden sonra geçen sürede işleyecek faizi isteyemeyeceği, sözü edilen giderlerle davalının eylemi arasında uygun sebep sonuç bağı olmadığı- Mahkemece, icra giderleri ile hükmün kesinleşmesinden sonra işlemiş olan faize ilişkin istek bölümünün hesaplanıp reddine karar verilmesi gerektiği- Tedavi hatası nedeniyle rücuen tazminat istemine ilişkin davaya konu olayın gerçekleşme biçimi, çalışma koşulları, iş yoğunluğu gözetilerek, tahsiline karar verilen zarar miktarından uygun bir miktarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği-
Eski hale getirme bedeli taşınmazın gerçek değerinin üzerinde ise eski hale getirme bedeline değil, gerçek değere hükmedilmesi ve bu durumda ise taşınmazın tapusunun halen davacının üzerinde kalmaya devam edeceği de gözetilerek, belirlenen tazminat tutarından uygun bir indirim yapılması gerektiği- Dava konusu olayda, taşınmazdan stabilize malzemesi alınması nedeniyle taşınmazda kot farkı oluşmasından dolayı taşınmazın aynına zarar verilmiş olup; alınan bilirkişi raporlarına göre eski hale getirme bedeli hesaplanarak, bu miktara karar verildiği anlaşılmış olup, mahkemece, zarar gören taşınmazın sürüm (rayiç) değerinin de belirlenerek karar verilmesi gerektiği-
İş kazası nedeniyle sürekli iş göremez duruma gelen sigortalıya bağlanan gelirler ve geçici iş görmezlik ödeneğinden oluşan sosyal sigorta yardımlarının, davalı işverenden rücuan tahsili istemi- Zararlandırıcı sigorta olayında işverenin hiç kusuru olmasa bile, şayet sigortalının işe girişi süresinde Kuruma bildirilmemişse, Kurumca yapılan sosyal sigorta yardımlarının tamamından sorumlu tutulması gerektiği- Davanın yasal dayanaklarından olan ve kusursuz sorumluluk halini düzenleyen 5510 sayılı Yasanın 23.madde şartlarının varlığı usulünce araştırılması gerektiği- Rücu alacağından sorumluluk belirlenirken, gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri ile yargılamada yöntemince hesaplanacak gerçek (maddi) zarar karşılaştırması yapılıp düşük (az) olan tutarın hükme esas alınması gerektiği ve gerçek zarar hesabının, tazminat hukukuna ilişkin genel ilkeler doğrultusunda yapılması, sigortalı sürekli iş göremezlik durumuna girmişse bedensel zarar, ölüm halinde destekten yoksun kalma tazminatı hesabı dikkate alınması gerektiği- Uzman bilirkişi tarafından rapor düzenlenerek hak sahibi eşin ve çocuğun gerçek zararının hesaplanması, bu miktar gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri ile karşılaştırılıp düşük olan tutara hükmedilerek işverenin sorumluluğunun belirlenmesi gerektiği- Sigortalının iş kazası veya meslek hastalığına uğramasına birden çok kişinin birlikte kusurlarıyla neden olmaları durumunda, teselsül hükümleri kapsamında bu kişilerin birlikte sorumluluklarının olacağı ve kendi payından fazlasını ödeyenin diğer müteselsil borçlulara karşı rücu hakkı saklı kalmak kaydıyla, her bir borçlu yönünden kusurlarına karşılık gelen miktar ayrılmaksızın teselsül kurallarına göre sorumluluklarına karar verilmesi gerektiği- İş kazası veya meslek hastalığına birlikte sebebiyet veren sorumluların işveren ve üçüncü kişi olması durumunda ise, işverenden istenebilecek gerçek zarar aşılmamak üzere işverenin müteselsilen sorumlu olacağı tutarın, kendi kusur payı gözetilerek sorumlu tutulacağı miktarın (gelirin ilk peşin sermaye değeri X işverenin kusur oranı), üçüncü kişinin sorumlu olacağı tutar (gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısı X üçüncü kişinin kusur oranı) ile toplamı kadar olması, “gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısı” sınırlaması düzenlemesi karşısında üçüncü kişinin müteselsilen sorumlu tutulacağı miktarın ise, gelirin ilk peşin sermaye değerinin yarısı ile işveren de dahil olmak üzere tüm davalıların kusurları toplamının çarpımı sonucu elde edilecek tutar kadar olması gerektiği- Bu yaklaşım ve uygulamanın, işvereni, iç ilişkide üçüncü kişiye rücu edemeyeceği miktarı Kuruma ödemek zorunda bırakmadığından da hakkaniyete uygun olduğu-
Trafik kazasından kaynaklanan geçici ve kalıcı işgöremezlik tazminatı istemi-