TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkisinin Kaynakları > - Haksız Fiillerden Doğan Borç İlişkileri > - A. Sorumluluk > - III. Tazminat > Madde 51 - 1. Belirlenmesi
Davacının aracıyla trafikte seyir halindeyken davalının iş yerine ait çatıdan fırtına nedeni ile kopan malzemelerin davacıya ait aracın üzerine düştüğü, aracın zarar gördüğü anlaşıldığından, olay gününe ve saatine ait rüzgar ve fırtına bilgilerinin M.oroloji Genel Müdürlüğünden istenilmesi, fırtınanın şiddetinin araştırılması ve fırtınanın zararın artmasına neden olduğu sonucuna varıldığı takdirde, bilirkişi tarafından belirlenen tazminat miktarından adalete uygun bir hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği-
"Eski hale getirme bedeli taşınmazın gerçek değerinin üzerinde ise, eski hale getirme bedeline değil, gerçek değere hükmedilmesi ve bu durumda ise taşınmazın tapusunun halen davacının üzerinde kalmaya devam edeceği de gözetilerek, belirlenen tazminat tutarından uygun bir indirim yapılmasının gerektiğini" belirten bozma ilamına karşın, mahkemece "eski hale getirme bedelinden indirim yapılmasının" hatalı olduğu-
Trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminatın tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve kusur durumu da gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği-Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektiği- Müterafik kusur indiriminin, murisin yolcu olarak bulunduğu araç için söz konusu olduğu; karşı araç için söz konusu olmadığı- Dosya içerisinde yer alan desteğe ait en son bordro örneğine göre ise destek asgari ücret aldığından, asgari ücretten daha yüksek maaş aldığı ispat edilemediğine göre, aynı bilirkişiden desteğin bordroda belirtilen asgari ücret esas alınarak hesaplama yapılması için ek rapor aldırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği-
Fazla çalışma ve tatil alacaklarından yapılacak indirimin “hakkaniyet indirimi” ya da “takdiri indirim “olarak nitelendirilmesi doğru olmayacaktır. İndirim, işçinin yılın belli dönemlerinde çalışmadığı karinesine dayalı olduğundan “karineye dayalı makul bir indirim” ifadesinin kullanılmasının daha doğru olacağı- Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma ile fazla çalışma olgusu yazılı belge ile değil tanık beyanları ile kanıtlandığından indirim yapılmasında bir yanlışlık olmadığı, ancak indirim oranının % 50 olarak belirlenmesinin Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulaması ile bağdaşmadığı gibi davacının hakkına ulaşmasına engel teşkil edecek nitelikte fazla olduğu-