Trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminatın tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli ve kusur durumu da gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiği-Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektiği- Müterafik kusur indiriminin, murisin yolcu olarak bulunduğu araç için söz konusu olduğu; karşı araç için söz konusu olmadığı- Dosya içerisinde yer alan desteğe ait en son bordro örneğine göre ise destek asgari ücret aldığından, asgari ücretten daha yüksek maaş aldığı ispat edilemediğine göre, aynı bilirkişiden desteğin bordroda belirtilen asgari ücret esas alınarak hesaplama yapılması için ek rapor aldırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerektiği-
Fazla çalışma ve tatil alacaklarından yapılacak indirimin “hakkaniyet indirimi” ya da “takdiri indirim “olarak nitelendirilmesi doğru olmayacaktır. İndirim, işçinin yılın belli dönemlerinde çalışmadığı karinesine dayalı olduğundan “karineye dayalı makul bir indirim” ifadesinin kullanılmasının daha doğru olacağı- Ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalışma ile fazla çalışma olgusu yazılı belge ile değil tanık beyanları ile kanıtlandığından indirim yapılmasında bir yanlışlık olmadığı, ancak indirim oranının % 50 olarak belirlenmesinin Yargıtay’ın istikrar kazanmış uygulaması ile bağdaşmadığı gibi davacının hakkına ulaşmasına engel teşkil edecek nitelikte fazla olduğu-
Trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemi-
Haksız haciz nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin davada, davacıya ait çekici ve dorsenin haczedilerek muhafaza altına alındığı, söz konusu araçların (2 buçuk ay sonra) davacıya teslim edildiği, davacının araçlarını kullanamaması nedeniyle kazanç kaybı olduğu, araçların yaklaşık 75 gün yediemin deposunda kaldığı, mahkemece bu süre zarfı nazara alınarak hesaplama yapıldığı anlaşılmışsa da, mahkemece, haczin konulduğu ve kaldırıldığı tarihler arasında kalan tüm günler üzerinden zarar tespiti yerine, davacının bu süreyi kapsayan günlerin tamamında çalışması mümkün olmadığından, TBK. mad. 51-52 gereğince uygun bir miktarda hakkaniyet indirimi yapılması gerektiği-
Ceza davasının beraatle sonuçlanmaması, zamanaşımı nedeniyle düşme kararı verilerek ortadan kalkması gerekçe gösterilerek haksız el koyma nedeninden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davanın reddine karar verilmiş ise de, bu durumun ancak belirlenen tazminat miktarından bir miktar indirim yapılması sebebi olabileceği-
Haksız el koymadan kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemi-Davacının maddi zarar kapsamı belirlenerek hükmedilecek tazminat miktarından davacının müterafik (bölüşük) kusuru da gözetilerek indirim yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken ceza mahkemesinin kesinleşen beraat kararı gözardı edilerek maddi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Yıkılan duvar, kiralayan mal sahibi tarafından yapılmış olduğundan; kiracının sadece duvar üzerine işiyle ilgili olarak yaptırdığı dekorasyon bedelini isteyebileceği, zarar hesabı yapılırken, duvarın tamamının hesaba dahil edilmesinin hatalı olduğu- Y.siz ve denetime elverişli olmayan bilirkişi raporuna istinaden, zarar gören eşyaların kullanılmış olduğu nazara alınmadan, piyasa değerleri üzerinden zarar hesabı yapılmasının hatalı olduğu-
Haksız el koymadan kaynaklanan tazminat istemi-
Davalı doktor yüzbaşının çalışma koşulları, hizmetin mahiyeti, bölge şartları da dikkate alındığında, sahte reçete düzenlemek sureti verdiğini zararın tümünün davalıya yükletilmesinin hakkaniyete uygun olmayacağı-
Kurum zararı nedeniyle alacak istemi- Davalıların ihmali ve kusurlu eylemleri nedeniyle davacı kurum bir kamu zararına uğramış ise de; davalıların yaptıkları işin niteliği, sahteciliğe konu teminat mektuplarının özelliği nazara alınarak davalılar lehine sorumlu oldukları tutardan hakkaniyet indirimi gerekip gerekmediği de değerlendirilerek oluşacak sonuca göre hüküm kurulması gerektiği-