Nişanın bozulması nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin davada kural olarak nişanın bozulması yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun miktarda bir para ödenmesini isteyebileceği, (TMK m. 121) nişanın bozulmasından dolayı davacı lehine manevi tazminata hükmedilebilmesi için, nişanın haksız olarak bozulmasının yanında, davacının kişilik haklarının da ihlal edilmiş olması gerektiği-
Davacı ile davalı gayri resmi şekilde bir araya gelmiş ve bir süre birlikte yaşamış olduklarından nişandan ve yasal olarak korunması gereken bir birliktelikten söz edilmesi mümkün olmayacağından taraflar arasındaki uyuşmazlığın haksız fiil olarak nitelendirilip genel mahkemenin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesinin gerektiği-
Nişanın bozulması nedeniyle küçük aleyhine velayeten annesi ve babası davalı gösterilerek nişan hediyelerinin aynen iadesi, olmazsa bedelinin tahsili istenildiği,ancak aleyhine velayeten dava açılanın yargılama aşamasında reşit olduğu ve bu nedenle davaya dahil edilerek bizzat ya da vekili marifetiyle davada temsil edilmesi gerekirken (TMK. md. 16) bu husus resen gözetilmeksizin, taraf teşkili sağlanmadan, davada taraf ve temsilci sıfatı kalmayan velayet hakkı yasa gereği ortadan kalkan anne-baba aleyhine yargılama yapılıp hüküm kurulması usul ve yasaya uygun bulunmadığı-
Mahkemece, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10 ve 12.maddelere göre davacı (karşı davalının ) reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden davalı (karşı davacı ) lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdir olunması gerekirken, davalı-karşı davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemiş olması doğru değil ise de bu hususun düzeltilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Nişanın bozulmasının, davacının hayat, vücut bütünlüğü, sağlık, özgürlük, isim, resim, şeref, haysiyet gibi değerlerinde bir ihlale yol açmadığı, davacının kişilik haklarına herhangi bir saldırının söz konusu olmadığı, bu itibarla, manevi tazminata hükmedilmesi için gereken koşulların oluşmadığı gözetilerek; davanın tümden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Nişanın bozulması yönünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, diğer taraftan manevi tazminat talep edebileceği (TMK. mad. 121)- Haksız fiilden kaynaklanan davaların, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde açılabileceği (HMK. mad. 16)-
Nişanın haksız yere bozulması nedeniyle uğranılan maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkin açılan davada, hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi, davalıların reddedilen maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden davacı (karşı davalı) lehine vekalet ücreti takdir olunması gerektiği- Mahkemece reddedilen manevi tazminat talebine ilişkin davacı (Karşı-davalı vekili) lehine, kabul edilen pırlanta yüzük bedeli yönünden ise davalı (karşı-davacı vekili) lehine vekalet ücreti takdiri gerekeceği, ancak bu hususun düzeltilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Asıl davada kabul edilen ve karşı davada red edilen manevi tazminat talepleriyle ilgili olarak, maddi tazminattan ayrı şekilde davacı–karşı davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-
Nişanın bozulması nedeni ile kişilik haklarının etkilendiğini, büyük acı ve ızdırap duyduğunu iddiasını ispat edemeyen davacının manevi tazminat isteminin reddine karar verilmesi gerektiği- Kullanılmakla eskiyen ve tüketilen (elbise, ayakkabı vs. gibi) eşyaların iadesine karar verilemeyeceğinden, davacı kız için alınan gelinlik ve nişan giysisinin iadesi ve düğün davetlilerinin taşınması gideri yönünden davanın reddi, nişanın davacı tarafın kusuru sonucu bozulduğunun anlaşılması karşısında, sadece davetiye giderlerinin tahsiline karar verilmesi gerektiği-
Nişanın bozulması nedeni ile fahiş bir zarar doğmuş ve bu nedenle kişilik hakları da saldırıya uğramış ise, bu durumun ispatı halinde manevi tazminata hükmedilebileceği- Manevi tazminat isteminin kısmen reddi halinde, karşı taraf vekili yararına hükmedilecek ücretin, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği-