Takip talebinde istenen faiz oranının türünün belirtilmesi ya da istenen faiz oranının o tarihte uygulanan yasal veya ticari faiz oranlarından birine denk gelmesi durumunda o cins faiz oranının istendiğinin kabulü gerekeceğinden ödeme emrine yasal sürede itiraz edilmemiş olsa dahi faizin, istenen faiz türüne göre ve değişen oranlarda hesaplanması gerektiği- Takipte talep edilen ve itiraz edilmeyerek kesinleşen işleyecek faizin türünün gösterilmemesi ve oranının yasal ya da ticari faiz oranlarından birine denk gelmemesi halinde ise aynı sonuca varılamayacağı-TBK'nun 100. maddesi uyarınca, İİK'nun 71. maddesi kapsamında yapılan kısmi ödemelerin, öncelikle faiz ve masraflardan mahsup edilmesi, geriye kalan paranın ise asıl alacaktan indirilmesi ve her ödeme yapıldıkça bakiye alacağın bu suretle saptanması gerekeceği- İcra kefilinin icra kefaletine dair icra emri düzenlendiği tarihten sonrası için (%29) işleyecek faiz oranı üzerinden kısmı ödemeler düşülerek sorumlu olduğu tutarın belirlenmesi gerektiği, tüm borçtan sorumluymuş gibi üstelik takip çıkışı toplam miktarı üzerinden işleyecek faiz hesaplanarak borçtan sorumlu olması gereken tutarın belirlenmesinin hatalı olduğu-
Mahkemece, takip borçlusunca icra dairesine yapılan ödemeler değerlendirilerek, itfa itirazı yönünden, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 100. maddesi dikkate alınmak suretiyle, gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılıp Yargıtay denetimine elverişli rapor aldırılarak, icra takip dosyasında fazla ödenen bir paranın olup olmadığı tespit edildikten sonra şartları oluşmuş ise icranın geri bırakılması ile varsa fazla ödemenin borçluya iade edilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Yat bağlama sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla yapılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali istemi-
Taraflar arasındaki ilişkinin menkul satış sözleşmesi olduğu, davalının davacıdan kumaş satın aldığı, alınan kumaşlarda renk farkı şeklinde açık ayıbın bulunduğu, ancak bu ayıbın süresi içinde davacıya ihbar edilmediği, davalının ayıba karşı tekeffül hükümlerinden yararlanamayacağı, bu sebeple ayıp sebebiyle uğranıldığı iddia edilen zarar talebini içeren karşı davanın reddi gerektiği, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 50.120,65 TL alacağının bulunduğu, takip tarihinden sonra 12.03.2014 tarihinde davalı tarafından 28.520,66 TL davacıya ödemede bulunulduğu, bu miktarın talep edilen rakamdan düşülmesi gerektiği, sonuç itibariyle davacının 21.599,99 TL alacağının kaldığı, bu miktara takip tarihinden itibaren % 11,75 oranından başlamak ve talebi aşmamak üzere değişen oranlarda avans faizi yürütülmesi gerektiği, takip tarihi ile kısmi ödemenin yapıldığı tarih arasında işleyen faiz, icra harç ve masrafları ile icra vekalet ücretinin İcra Müdürlüğü’nce infazda dikkate alınması gerektiği, asıl dava itirazın iptali davası olduğundan takipten sonra ve davadan önce 12.03.2014 tarihinde davalı tarafından yapılan 28.520,66 TL ödeme nedeniyle bu miktar yönünden davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı, hükmolunan alacağın faturalara dayanması nedeniyle likid olduğu gerekçesiyle, asıl davanın 21.599,99 TL alacak üzerinden kısmen kabulüne, bu miktar üzerinden % 20 oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, takipten sonra yapılan 28.520,66 TL’lik ödeme açısından davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından davacının iş bu kısma ilişkin isteminin dava şartı yokluğundan reddi gerektiği-
Borçlunun takibe konu edilen tedbir nafakalarının daha önce açılan icra dosyasına ödendiğini belirttiği durumlarda, ilk takip dosyasının getirtilerek tedbir nafakasına hükmedildiği tarihten itibaren istenebilir nafaka miktarının belirlenip, önceki icra dosyasına yapılan ödemeler mahsup edilmek suretiyle sonraki dosyadan istenebilecek alacağın tespiti gerektiği- Yargıtay'ca incelenmesi istenen kararın taşkın hacze ilişkin kısmının İcra Mahkemesi kararlarından temyiz olunabilecek kararlar arasında sayılmadığı ve kararın kesin olduğu-
Takip tarihinden ödeme tarihine kadar geçen süre içindeki takip masrafı, icra vekalet ücreti ve işlemiş faiz yönünden borç miktarının hesaplanarak, ödemelerin öncelikle faiz ve fer'ilere mahsubu ile bakiye borç miktarının bulunarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Ödemenin kısmi olması ve alacaklının takipten önce ödemeden haberdar olmaması halinde, alacaklının takip yapmakta haklı olduğu düşünülerek, TBK. mad. 100 hükmüne göre yapılan ödemenin öncelikle takip masrafları (icra vekalet ücreti dahil) ve faize mahsup edileceği göz önünde bulundurularak, bakiye, alacağın belirlenmesi gerekeceği-
Alacaklı takip talebinde işlemiş faiz talebinde bulunmadığından, takip tarihinden ödeme tarihine kadar geçen süre içindeki takip masrafı, icra vekalet ücreti ve işlemiş faiz yönünden gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak borç miktarının hesaplanmasının, TBK'nun 100. maddesine göre ödemelerin öncelikle faiz ve borç fer'ilerine mahsubu ile bakiye borç miktarının bulunmasının, oluşacak sonuca göre karar verilmesinin gerekli olduğu-
TBK'nun 100. maddesi uyarınca, İİK'nun 71. maddesi kapsamında yapılan kısmi ödemelerin, öncelikle faiz ve masraflardan mahsup edilmesi, geriye kalan paranın ise asıl alacaktan indirilmesi ve her ödeme yapıldıkça bakiye alacağın bu suretle saptanması gerekeceği-
Borçlu, faiz ve masrafları ödemedikçe kısmi ödemelerin ana paradan mahsup edilemeyeceği, TBK'nun 100/1. maddesinin dikkate alınması için takip talebinde ayrıca istenilmesi gerekli olmayıp, istek olmasa da memurlukça re'sen dikkate alınması gerekeceği ve İİK. mad. 71 kapsamında kalan kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve masraflardan mahsup edilmesi, geriye kalan paranın ise asıl alacaktan indirilmesi ve her ödeme yapıldıkça bakiye alacağın bu suretle saptanması gerekeceği-