Kısmi ödemelerin öncelikle fer'i alacaklardan mahsup edileceği kuralının bulunduğu-
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda; asıl alacak miktarına dava tarihinden itibaren yasal faiz işletildiği, hesaplama yapılır iken bir yılın 365 yerine 360 gün olarak kabul edildiği, Kurum tarafından yapılan ödemelere yönelik 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 100 (818 sayılı B.K'nun 84.) maddesinde belirtilen kısmi ödemelerin öncelikle faizden ve masrafdan mahsup edileceği hükmüne riayet edilmediği anlaşıldığından, mahkemece, dayanak ilamda belirtilen ......... İdare Mahkemesi dava tarihinin ilgili mahkemeden sorularak faiz başlangıç tarihinin belirlenmesi, yılı içeren dönemde faiz hesaplamasının 365 gün üzerinden yapılması, borçlu Kurum tarafından yapılan dayanak ilama yönelik ödemeler belirlenip, bu ödemelerden mahsup işlemi yapılır iken 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 100 (818 sayılı B.K'nun 84.) maddesinde belirtilen ilkeler doğrultusunda konusunda uzman bir bilirkişiden yeni bir rapor alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Sözleşmede 7 dükkan için aylık kira bedeli belirlenmiş olup, takibe konu 8. dükkanın kira bedelinin ne kadar olduğu sözleşme kapsamından anlaşılamadığından, aylık kira bedelinin tespiti noktasındaki uyuşmazlığın ancak genel mahkemede yapılacak yargılama sonucu anlaşılabileceği-
Alacaklı takip talebinde takip tarihi itibariyle asıl alacağını ve bu alacağa işlemiş faizi TL'ye çevirip alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda yasal faiz talep etmişse de, mahkeme ilamında alacağın tahsili yönünde alacaklıya TBK. mad. 99 kapsamında seçimlik hak tanınmamış olduğundan, alacağın takip talepnamesinde ".... alacağı olarak tahsili ve fiili ödeme günündeki kur üzerinden TL'ye çevrilmesi bu tarihe kadar da .... alacağına ilama uygun olacak şekilde yabancı para faizi işletilmesi, TL olarak yapılan kısmı ödemenin de, ödenen TL'nin karşılığı olan .... miktarınca yabancı para borcundan (TBK. 100. md. nazara alınarak) düşülmesi suretiyle ve bakiye yabancı para alacağına da yine tahsil tarihine kadar .... cinsinden mevduata uygulanan yasal faiz işleyeceği"nin kabulü gerektiği-
Asıl alacağın aidat olduğu ve aidat borcunun da hesaplanabilir ve likit olduğu gözetilerek, davacı lehine asıl alacak üzerinden icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiği- Davalı tarafından yapılan ödemeler, TBK'nın 100. maddesi gereğince öncelikle faiz borcundan düşülerek hesaplama yapılmış ise de, diğer kooperatif ortakları hakkında daha önce bu hususta ne tür bir uygulama yapıldığı hususu, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu'nun 23. maddesi kapsamında ve eşitlik ilkesi çerçevesinde araştırılmamış olup, bu husus araştırılarak, aksi yönde bir uygulama olup olmadığı belirlenip, eşitlik ilkesi çerçevesinde bir hesaplama yapılması gerektiği-
Borçlunun alacaklının hesabına ödeme yaptığı gün icra takibinin başlatılmış olması ve alacaklının takipten önce ödemeden haberdar olduğunun ispatlanamamış olması halinde, yatırılan bu paranın iadesi ile alacaklının temerrüde düştüğünün kabulü gerektiği- Kısmi ödemeler, öncelikle faizden ve masraftan mahsup edileceğinden (TBK. mad. 100), takip tarihi itibari ile dosya hesabı yapılması gerektiği-
Takip dosyasının incelenmesinde; takip talebi ve ödeme emrinde alacaklı tarafından yıllık %9 oranından az olmamak üzere yasal faiz talep edilmiş olduğu görülmekte olup, bu durumda borçlunun faiz ve masrafları ödemede gecikmiş olması durumunda bakiye dosya hesabında yapılan ödemelerin öncelikle faiz ve masraflardan mahsup edilmesi, geriye kalan paranın ise asıl alacaktan indirilmesi ve her ödeme yapıldıkça bakiye alacağın bu suretle saptanması gerekeceği-
Borçlunun ilamda kendi lehine hükmedilen ilam vekalet ücretlerini alacaklıya ödeme yaparken mahsup etmesi, kendi lehine olan bir hükümden vazgeçmesi anlamına geldiği, bu durumun Avukatlık Kanunu'nun 164/5. maddesine aykırı olmadığı- Borçlunun alacaklı lehine hükme bağlanan vekalet ücretini değil, aynı ilamda kendi lehine hükmedilen ilam vekalet ücretini mahsup ettiğini bildirdiğinden ilamda borçlu lehine hükmedilen ilam vekalet ücretinin mahsup edilmesinde bir usulsüzlük bulunmadığı-
TBK'nun 100. maddesi nazara alınarak borçluların ilamdan kaynaklı borçlarının tespiti gerekip bilirkişi incelemesi yaptırılarak bakiye borcun belirlenmesi gerektiği-
Borçlunun icra takibinden önce dayanak illam nedeniyle yaptığı ödemelerden bahisle icra emrinde talep edilmiş olan tazminat miktarlarının ve bu miktarlara işletilen faizlerin iptali talebi de bulunduğuna göre, mahkemece icra emrinde istenebilecek faiz hesaplaması yerinde ise de, bu hesaplama tekniği ile takipten önce yapılan ödemenin kısmi ödeme olduğu kabul edilerek TBK'nun 100. maddesi de gözönünde bulundurulup yapılan ödeme nedeniyle bakiye dosya borcunun belirlenmesi gerektiği, sadece faiz yönünden icra emrinin düzeltilmesinin hatalı olduğu-