3. HD. 04.10.2021 T. E: 2020/6826, K: 9435-
Dava konusu vekalet ücreti alacağı likit olduğundan, itirazın iptali davasında asıl alacak üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği, burada borçlunun kötü niyetle itiraz etmiş olması şartının aranmadığı- Taraflar arasında imzalanan avukatlık ücret sözleşmesinde; her ayın 25'ine kadar aylık ücretlerin ödenmesi gerektiği kararlaştırıldığından, davalıların her ayın 25'inde temerrüde düşeceği, belirlenen taksitler yönünden her ayın 25'inden itibaren faiz hesabı yaptırılmak suretiyle davacının takip tarihinde ne kadar işlemiş faiz talep edebileceğinin belirlenmesi gerektiği-
Davacı avukatın, vekaletin başladığı tarihten, murisin vefatı ile vekaletin sona erdiği tarihe kadar sağladığı hukuki yardım nedeniyle sarf etmiş olduğu emek ve mesaiye karşılık hak ve nesafete göre belirlenecek bir ücrete hak kazandığı- Mahkemece, dava konusu 14.05.2007 tarihli avukatlık ücret sözleşmesi dikkate alınarak, davacı avukatın hak kazandığı ücret belirlenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, davacının ücret sözleşmesine göre belirlenen vekalet ücretinin tümüne hak kazandığı gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğu- İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını dava ederek haklı çıkması gerektiği ancak borçlunun kötüniyetli olmasının yasal koşul olmadığı-
Özel Dairenin HMK’nın 46. maddesine dayalı olarak açılan davada maddede sayılan sebeplerin hiçbirisinin gerçekleşmediği gerekçesiyle verdiği red kararının davanın esastan reddine yönelik bir karar olduğu, bu durumda Özel Daire tarafından red sebebiyle davacı aleyhine disiplin para cezasına hükmedilmesi gerekirken davacının disiplin para cezası ile cezalandırılmasına yer olmadığına dair karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu- Davacının dava değerini teminat mektuplarında belirtilen teminatların bedeli olan .......TL olarak belirtmiş ve mahkemeye başvuru esnasında da peşin harcını bu değer üzerinden belirlenen miktara göre yatırdığı, bu durumda Özel Daire tarafından hüküm verildiği tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin esas alınarak davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Bir senedin fotokopisinin, usul hukuku anlamında "senet" olmadığı- Somut olayda davalı sözleşmeyi inkar ettiğine göre sözleşmenin varlığının ispatının bundan lehine sonuç çıkartan tarafa yani davacıya ait olacağı- Mahkemece davacı tarafa sözleşmenin aslını sunması için kesin süre verilmesi, bu süre içinde sözleşme aslı sunulamaz ise davacının iddiasını ispatlayamadığı yani yazılı sözleşmenin bulunmadığının kabul edilmesi, sunulur ise belge aslı üzerinde imza incelemesi yapılması için konusunda uzman bir bilirkişi tayin edilmesi gerekeceği-
Müvekkilin tüketici sıfatını taşıması halinde, avukatlık sözleşmesinden kaynaklanan davanın tüketici mahkemelerinde görüleceği-
Avukatlık sözleşmesi, vekâlet sözleşmesinin özel bir türü olmakla birlikte avukatlık ücreti bu sözleşmeyi vekâlet sözleşmesinden ayıran en önemli unsur olup, avukatlık sözleşmesinde asıl olan vekâlet görevinin bir ücret karşılığında yapılmasıdır. Avukatlık Kanunu'nun "Avukatlık ücreti" başlıklı 164. maddesi uyarınca; avukatın iki çeşit ücret alacağı bulunmaktadır. Bunlar, avukat ile iş sahibi/müvekkili arasındaki sözleşme ilişkisinden doğan "akdi avukatlık ücreti" ile yargılama sonunda haklı çıkan taraf yararına Tarife hükümlerine göre hükmedilen ve yargılama gideri niteliğinde olan avukatlık ücretidir (karşı taraf vekâlet ücreti). Yargılama giderlerinden olan ve davada haksız çıkan taraf aleyhine hükmedilen "karşı taraf vekâlet ücreti" Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre harcın yatırıldığı değer üzerinden belirlenmekte ise, Avukatlık Kanunu'nun 164/4. maddesinde düzenlenen yüzde on ile yüzde yirmi arasında takdir edilecek akdi vekâlet ücretinin de davanın müddeabihi, başka bir anlatımla davada harcın yatırıldığı değer üzerinden saptanması gerekli olduğu-
Davanın reddine karar veren mahkemenin, davalı yararına 'dava değeri' üzerinden nisbi olarak vekalet ücretine hükmetmesi gerekeceği-
Mahkemece, “... Asliye hukuk mahkemesinin 2009/... sayılı dava dosyasında davalının şahsi bir işine bağlı 10.000,00 TL manevi tazminatın hüküm altına alındığı, avukatlık kanunu 164 md. gereğince %15 oranla 1.500,00-TL ve karşı yan vekalet ücreti olarak 1.200,00-TL ye hak edildiği, yine... Asliye hukuk mahkemesinin 2012/... esas sayılı dava dosyasında açılan manevi tazminat davasına yönelik olarak aynı kanunun 164 md. gereğince %15 tutarla 750,00-TL vekalet ücreti ile 1.200,00-TL karşı yan vekalet ücretinin oluşacağı, bu şekilde toplam vekalet ücreti alacak bedelinin 5.100,00-TL olduğu...” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 5.100,00-TL’nin davalıdan tahsiline karar verildiği, ancak mahkemece taraflar arasındaki öncelikli uyuşmazlık konusu olan, “azlin haklı olup olmadığı” hususu ile ilgili yeterli inceleme ve değerlendirme yapılarak, %15 üzerinden akdi vekalet ücreti hesabının gerekçesi oluşturularak ve 5.100,00-TL toplam vekalet ücretinin nasıl hesaplandığı da açıklanarak şüphe yaratmayacak şekilde denetime açık olarak gerekçe oluşturulması gerektiği-
Taraflar arasındaki avukatlık sözleşmesinin konusu, davacı avukat tarafından dosyanın başından beri verilen avukatlık hizmeti değil, dosyanın Hukuk Genel Kurulunda bozulması koşuluna münhasır olduğu- Davalı iş sahibinin, davaya konu sözleşme ile aynı tarihte ve aynı konuda ikinci bir sözleşmeyi, bu kez %25 vekâlet ücreti belirlemesiyle davacının tevkil ettiği, dava dışı iki vekille imzaladığı; anılan sözleşmenin yargılamaya konu olması neticesinde Yargıtay Hukuk Genel Kurulunda avukatlar tarafından yapılabilecek bir hukuki yardım söz konusu olamayacağından, taraflar arasındaki sözleşmenin, eBK’nın 19. ve 20. maddeleri gereğince hukuka, ahlaka ve kamu düzenine aykırı olması nedeniyle geçersiz olduğunun tespit edildiği, bu durumda taraflar arasında aynı şekilde düzenlenmiş sözleşmenin de hukuka, ahlaka ve kamu düzenine uygunluğundan bahsedilemeyeceği- Hukuka, ahlaka ve kamu düzenine aykırılığı çekişmesiz olan davaya konu avukatlık sözleşmesinden dolayı davacı avukatın vekâlet ücreti alacağının söz konusu olmayacağı- Davacı avukatın davanın başından beri verdiği emeğin göz önünde bulundurulması ve uygun bir vekâlet ücreti tayininin gerekliliği akla gelebilirse de, taleple bağlılık ilkesi karşısında, başkaca vekâlet ücretine hükmedilmesinin de doğru olmadığı-