Bilirkişiler tarafından bozma ilamında belirtildiği üzere harçlandırılmış dava değeri üzerinden yapılan hesaplamaya göre davanın tamamen reddi ihtimalinde davalı lehine hükmolunacak vekâlet ücretinin 135.269,10 TL olarak hesaplandığı, davacının tespit edilen bu bedelin bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere 1/3 oranında vekalet ücretine hak kazandığının kabulünün gerektiği, davacı ile davalı arasında imzalanan avukatlık sözleşmesi gereğince davacı tarafından takip edilen ve sulh olunarak sonuçlanan davanın harçlandırılmış müddeabihi üzerinden hesaplanan vekalet ücretinden davacının dava dilekçesi doğrultusunda talep ettiği bedel yönünden davasının kabulüne karar vermek gerektiği-
Uyuşmazlık, haksız azil nedeniyle vekalet sözleşmesinden kaynaklanan ücretin davalıdan tahsili; asli müdahil yönünden ise davalı avukata fazla ödeme yapıldığı iddiasına dayanan alacak istemine ilişkindir...
Daha önce görülüp kesinleşen Tüketici Mahkemesinin dosyasında dava konusu avukatlık ücret sözleşmesinin davalının iradesi ile imzalandığına ilişkin kabule dair istinaf başvurusunun bölge adliye mahkemesi kararı ile esastan reddedildiği ve taraflarca temyiz edilmeden bu hususun kesinleştiği- Davacı tarafından vekaleten takip edilen boşanma davasının para ile ölçülemeyen bir dava olup maktu vekalet ücretine tabi olması, boşanma ile birlikte talep edilen maddi, manevi tazminat ve nafaka istemlerinin boşanma talebine bağlı fer'i nitelikteki talepler olup harca tabi olmaması nedeniyle vekalet ücreti yönünden de dikkate alınamayacaği- TMK m. 225 uyarınca, mal rejiminin, eşlerden birinin ölümüyle, başka bir mal rejiminin kabulüyle, mahkemece boşanmaya, evliliğin iptaline veya mal ayrılığına geçilmesine karar verilmesiyle sona ermesi, mal rejiminin tasfiyesi ile alacak hakkında bir karar verilmesi için eşler arasındaki mal rejiminin sona ermesinin gerektiği- Mal rejiminin sona ermesinin, mal rejiminin tasfiyesiyle katkı payı, değer artış payı ve artık değere katılma alacağı davalarının görülebilirlik ön koşulu olduğu- Mal rejimini sona erdiren boşanma davasının derdest olduğunun anlaşılması durumunda usul ekonomisi gereğince bekletici mesele yapılması, tasfiye davasında, mal rejiminin sona ermemiş ve sona erdirecek davanın da henüz açılmamış olduğunun anlaşılması durumunda ise davanın görülebilirlik ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği- Davacı tarafından yürütülen mal rejiminin tasfiyesi davasının henüz boşanma davası sonuçlanmadan açıldığından, boşanma davası sonucuna bağlı mal rejiminin tasfiyesine yönelik yapılan vekalet ücreti alacağına dair sözleşme maddesinin geçersiz olduğu ve davacının ön koşulun oluşmadığı mal rejiminin tasfiyesi davası için davalıdan ancak maktu vekalet ücreti talep edebileceği, anlaşma protokolü ile davalıya kalan malların değeri üzerinden sözleşmede belirlenen nispi oran üzerinden vekalet ücreti hesabı yapılamayacağı- Dava türünün tam ıslah yolu ile kısmi davadan belirsiz alacak davasına dönüştürülemeyeceği-
Davacı vekilin üstlendiği iş ve hizmetleri, vekâlet verenin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle yürüttüğü, bu nedenle vekilin azlinin haksız olduğu, haksız azil halinde ücretin tamamının ödenmesi gerektiği, vekalet ücretinin belirlenmesinde dava tarihi ve azil tarihinde yürürlükte olan mevzuat hükmünün değerlendirilmesi gerektiği, maktu ücrete ilişkin hükmün 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe girdiği, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 6487 sayılı Kanunla değiştirilen Geçici 6 ncı maddesinin onikinci ve onüçüncü fıkralarının Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin ilgili kararıyla iptal edildiği, davanın 2942 sayılı Kanun'la yapılan değişiklikten önce 28.05.2013 tarihinde açıldığı, akdi vekalet ücretinin belirlenmesinde hukuki yardımın başladığı bu tarihte yürürlükte olan 1136 sayılı Kanun'un ilgili maddesi gereğince hesaplama yapılması gerektiği, bu bakımdan hükme esas alınan bilirkişi raporunun taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli olduğu-
Taraflar arasında düzenlenen Avukatlık Ücret Sözleşmesinin geçersiz olması durumunda, dava konusu olan Asliye Hukuk Mahkemesinin üç ayrı dosyasında davacı avukatın vekillik görevini ifa ettiği, ücretin davacı avukat tarafından takip edilen dava dosyalarındaki harçlandırılmış değer üzerinden Avukatlık Kanununun 164 üncü maddesinin 4 üncü fıkrasına göre belirlenmesi gerektiği-
Haksız azil iddiasına dayalı avukatlık ücretinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali davası- Cevap dilekçesinde zamanaşımı itirazında ve azlin haklı olduğu savunmasında bulunmamış olduğu- Bilirkişi raporunda yapılan hesaplamanın doğru olduğu- Davacı avukat ile davalılar murisi arasındaki avukatlık ücret sözleşmesinin geçerli bir sözleşme olarak kabulü gerektiği- "Sözleşmeden kaynaklanan ana para haricinde kalan faizin tamamı avukatlık ücreti olarak yukarıda belirtilen ücretlerin dışında avukata ödenecektir” bölümünün ise faizin oranı ve miktarı belli olmadığından bu yönüyle geçersiz olarak kabul edilmesinin yerinde olacağı- Faize ilişkin miktar ve önceki ödemeler düşüldükten sonra davaya dayanak takip dosyasında Euro karşılığı TL olarak belirtilen alacakların tahsili talep edilmekle, taleple bağlılık ilkesi gereği TL cinsinden davaya konu takipte asıl alacak talebinde bulunabileceği, KDV yönünden herhangi bir talep olmadığından bu yönde karar verilmesine yer olmadığı, işlemiş faizin ise davacı tarafından davalılara gönderilen ihtarnamenin tebliğ tarihi ve buna verilen sürenin eklenmesiyle ulaşılan tarihten itibaren takip tarihine kadar olarak tespit edilmesi gerektiği, alacak belirlenebilir (likit) olduğundan %20 oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsili ile davacıya verilmesi usul ve yasaya uygun olduğu-
Toplam otuz üç adet şikayet dosyasının farklı icra takip dosyalarından kaynaklı, aynı davalıya karşı açılan ve sebepleri aynı olan usulsüz tebliğ şikayeti hakkında olduğu, bu şikayetler hakkında aynı mahkemece aynı tarihte karar verildiği görüldüğünden, bu şikayetler yönünden vekâlet ücretinin tespitinde AAÜT’nin 22. maddesinin dikkate alınması gerektiği- Şikayetçi lehine vekalet ücretine hükmedilmesi yerinde olmakla birlikte, vekalet ücretinin tam ücretin %50’si olarak belirlenmesi gerektiği-
