Avukatlık Kanunu'nun 165. maddesinde düzenlenen "ücret dolasıyla müteselsil sorumluluk" hallerinden olan "sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşmayla sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde" karşı tarafın avukatı lehine her iki tarafın müteselsil olarak ödenmesinden sorumlu olacağı avukatlık ücreti kapsamına avukat ile iş sahibi arasında yapılan ücret sözleşmesine göre avukata ödenmesi gereken "akdi vekalet ücretinin" dahil olmadığı-
Ölüm ve cismani zarar nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkin davada; dosya kapsamından, davalı şirket lehine hükmedilen vekalet ücretinin, davacılar lehine hükmedilen miktarı geçtiği; mahkemece bu davalılar lehine hükmedilen vekalet ücreti miktarının Avukatlık Ücret Tarifesi hükümlerine uygun düşmediği anlaşılmakla; anılan yön gözetilmek suretiyle vekalet ücretine takdir edilmek üzere hükmün bozulması gerektiği- Mahkemece verilen ilk kararın davalı şirket hakkında davanın husumetten reddine dair kısmının, davacılar vekilince temyize konu edilmeyerek kesinleştiği anlaşılmakla; buna karşın bozmaya uyulmasının ardından, anılan davalı bakımından yeniden hüküm tesis edilmesi ve vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı ve bu hususun da bozmayı gerektirdiği-
Trafik kazası nedeni ile manevi tazminat istemine ilişkin davada; Avukatlık Ücret Tarifesi'ne göre; mahkemece kendilerini ortak bir vekil ile temsil ettiren ve ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu yasal düzenlemeye aykırı olarak yazılı şekilde hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı ve hükmün bu nedenle bozulması gerektiği-
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi m. 3/2'de; “Müteselsil sorumluluk da dahil olmak üzere, birden fazla davalı aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunur.” düzenlemesi bulunmakta olup, eldeki davada; davacının, manevi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ettiği, bölge adliye mahkemesince de davanın tümden reddine karar verildiği, buna göre, ret sebebi ortak olan davalılar lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının doğru olmadığı ve bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, bölge adliye mahkemesi kararının HMK'nun 370/2. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasının uygun görüldüğü-
Sıra cetvelinde yer verilecek vekâlet ücret miktarı, vekâlet sözleşmesindeki miktara göre mi, mahkemenin hükmettiği vekâlet ücretine göre mi belirlenmelidir?
Avukatlık ücret sözleşmesinde belirlenen ücretin net mi brüt mü belirlendiği konusunda açıklık olmaması halinde, ücretin KDV dahil olarak belirlenmiş olduğunun kabulü gerektiği (KDV Kanunu mad. 8)- Sözleşmede "vekil edilenlere ait olduğu belirtilen vergi, resim ve harç gibi giderlerin işin yapılması için gerekli olan giderler olduğu" açıkça belirtilmiş olsa da, sözleşmenin bu hükmünden de ücretin KDV hariç belirlendiği sonucunun çıkarılamayacağı-
İş kazası sonucu vefat eden sigortalının eşinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkin davada; olayın, işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı gözetilerek tatmin duygusu yanında, caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiğinden davacı eş lehine takdir edilen manevi tazminat miktarının az olduğu- Maddi tazminatın tespiti açısından; murisinin yaptığı işin tespit edilmesi, bu doğrultuda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, TÜİK ve ilgili meslek odalarından, murisin sendika üyesi işçi olması halinde ise bağlı bulunduğu sendikadan yapmış olduğu iş ile ilgili alabileceği ücretin araştırılması, işçinin emsallerinin aldığı ücrete göre hesaplamanın yapılması ve diğer doneler de dikkate alınarak, işlemiş dönem ileri çekilmeksizin ve taraflar lehine oluşan usulü kazanılmış haklara riayet edilmesi gerektiği- Avukatlık Ücret Tarifesi'ne göre; manevi tazminat davalarında, davanın kısmen reddi durumunda, karşı taraf vekili yararına hükmedilecek ücretin, davacı vekili lehine belirlenen ücreti geçemeyeceği; AAÜT’nin 10/2. maddesi gözetilmeden davalılar lehine vekalet ücreti takdir edilmesinin hatalı olduğu-
Vekalet ücreti alacağına kavuşmak için dava açmış olan avukatın, davayı 28.05.2014 tarihinden sonra açmış olması sebebiyle Tüketici Mahkemesinin görmekle görevli olduğu- Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından, ayrı bir Tüketici Mahkemesi var ise görevsizlik kararı verilmesi, ayrı bir tüketici mahkemesi bulunmuyorsa ara kararı verilerek davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması gerektiği-
Avukatın, haklı olarak azli halinde ancak azil tarihi itibariyle sonuca varıp kesinleşen işlerden dolayı vekalet ücreti talep edebileceği- Haksız azil halinde ise avukatın,hangi aşamada olursa olsun üstlendiği işin tüm vekalet ücretini talep etmeye hakkı olduğu- Avukatın azli halinde mahkemece, öncelikle davacı avukatın gerçekten azledilip azledilmediğinin belirlenmesi ve avukat azledildi ise azlin hangi tarihte yapıldığı dikkate alınarak takip tarihi itibariyle davacı avukatın ücret isteme hakkının doğup doğmadığının belirlenmesi ve yapılacak bu belirlemenin ardından azlin haklı mı ya da haksız mı olduğunun tartışılması, yapılacak bu tartışmaya göre nihayetinde avukatın ücrete hak kazanıp kazanamadığının belirlenmesi gerektiği- Sözleşmenin geçersiz olması halinde ise AAÜTHK 164/4. maddesi gereği azil tarihi itibariyle dava değerinin %10-%20’si arasında ücret belirlenmesi ve eğer ki mahkemece akdi ücret ,tavan sınır olan %20 üzerinden belirlenmiş ise neden üst sınırdan belirlendiğinin gerekçeli kararda açıklanması gerektiği-
Davacı avukatın, vekalet ücreti talebiyle açtığı davanın 6502 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği tarih olan 28.05.2014 tarihinden sonra açılmış olması halinde davaya bakmakla görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu- Görevle ilgili düzenlemelerin kamu düzenine ilişkin olduğu ve taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re'sen gözetildiği-