Şikayetçinin borçlu aleyhine açtığı ve kabul ile sonuçlanan tasarrufun iptali davasının karar tarihinin, şikayet olunanın borçlu aleyhine açtığı ve tasarrufun iptali davasından önce olduğu, bu durumda şikayetçinin hacizlerinin daha önce kesinleştiği anlaşılmış olup, mahkemenin İİK’nun 100. maddesi hükmüne göre şikayetçinin sıra cetvelinde ilk sırada yer alması gerektiği düşünülmeden yazılı şekilde yanılgılı gerekçeyle hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Davacının, dava dışı borçluya ait taşınmaz üzerinde ipotek hakkı sahibi olduğu, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe geçtiği ve taşınmazı alacaklarına mahsuben satın aldığı, satış bedelinin ilk sırada bulunan 13. İcra Müdürlüğü'nün 2000/6401 ve 2002/969 sayılı dosyaları arasında paylaştırılması gerekirken süresinde geçerli bir satış talebi olmadığından haczi düşen şikayet olunan bankaya ödenmesine ilişkin 30.04.2008 tarihli sıra cetvelinin iptali gerekeceği-
Bononun, İİK.’nun 100. maddesinde sayılan ve hacze iştirak imkanı sağlayan belgelerden olmadığı-
İİK'nun 100. maddesi hacze iştirakin tespitindeki ilkeleri belirlemiş olup, buna göre ilamlarda dava tarihinin esas alınacağı, mahkemece, ilk üç sıradaki şikayet olunanların alacaklarının giriştiği takip borçlunun itirazı üzerine durmuş olup, şikayet olunanların açtığı itirazın iptali davalarının dava tarihlerinin şikayetçinin alacağının takip tarihinden önce olduğu anlaşılmış olup, İİK’nun 100/2. maddesindeki hacze iştirak koşullarının araştırılarak bir karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçinin takibine dayanak teşkil eden ilamın dava tarihinin şikayet olunanların taraf olduğu takipten daha önce olduğu, şikayete konu sıra cetvelinin İİK’nun 100. maddesine aykırı olduğu, dolayısıyla şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmesinin gerekeceği-
İİK'nun 100. maddesi hacze iştirakin tespitindeki ilkeleri belirlemiş olup, buna göre ilamlarda dava tarihinin esas alınacağı, mahkemece, ilk üç sıradaki davalı alacaklarının dava tarihlerinin 2005 yılı olduğu dikkate alınmayıp, şikayet olunan SGK'nun alacağının kamu alacağı niteliğinde olması sebebiyle 6183 sayılı Kanun'un 21/1. maddesine göre garameye girip girmeyeceği hususunun tartışılmaması doğru olmadığı gibi, HMK'nun 297. maddesi hükmüne aykırı olarak “davanın kabulüne” şeklinde infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulmasının da doğru görülmediği-
Satış istenmemesi halinde haczin düşeceği- Araç hacizlerinde trafik kaydında bulunan haciz tarihlerinin dikkate alınması gerektiği- Takiplerin aynı tarihte kesinleşmesinin haczin sırasında bir etkisinin bulunmadığı- Araç üzerinde ilk haczi koyduranın öncelik hakkına sahip olduğu- Şikayetçinin İİK’nun 100. maddesinde düzenlenen hacze iştirak koşullarının oluşmadığı-
Önceki tarihli ihtiyati haczin sonraki tarihli kesin hacze iştirak edebilmesi için, ihtiyati haczin infazından sonra fakat kesinleşmesinden önce konulmuş kesin bir haczin bulunmasının ve ihtiyati haciz sahibi alacaklının İİK 100'de gösterilen şartları taşımasının gerekli olduğu-
İlk haciz sahibinin satış talebinden yararlanması için şikayetçi alacağının ve dolayısıyla takibinin İİK'nun 100. maddesinde sayılan belgelere dayalı olması gerektiği-
Şikayetçilerin takibinin işçi alacağına dayandığı, ancak bir ilama dayanmadığı, aleyhine icra takipleri yapılan borçlu şirket 07.07.2011 tarihinde iflas etse de sıra cetvelinin düzenlenmesine neden olan paranın 01.06.2011 tarihinde yani iflas kararından önce icra veznesine girdiği, İİK’nun 100. maddesi gereğince iflas kararının sonucu değiştirmeyeceği-