Şikayetçinin yediemin alacağının rüçhanlı olup olmadığı ve öne sürdüğü diğer hususlar, sıra cetveli yapıldıktan sonra itiraz halinde tartışılacak bir husus olup, bu aşamada icra müdürlüğünün sıra cetveli düzenlemekten imtina edemeyeceği- Mahkemece, birden fazla alacaklının bulunması ve ihale bedelinin alacağı karşılamaması nedeniyle, icra müdürlüğünce İİK. mad. 140 gereğince sıra cetveli yapılmasının emredilmesine karar verilmesi gerektiği-
Şikayetçinin alacağının rüçhanlı olup olmadığı, sıra cetveli yapıldıktan sonra itiraz halinde tartışılacak bir husus olup, bu aşamada icra müdürlüğünün sıra cetveli düzenlemekten imtina edemeyeceği- Alacaklıların itirazlarını ileri sürebilmesi için öncelikle sıra cetveli yapılması gerektiği- Mahkemece, birden fazla alacaklının bulunması ve ihale bedelinin alacağı karşılamaması nedeniyle, icra müdürlüğünce İİK.nun 140.maddesi gereğince sıra cetveli  yapılmasının emredilmesine karar verilmesi gerektiği-
İİK'nun 100. maddesi uyarınca yazılan yazısında, satışı yapılan taşınmaza ilişkin haczin devam ettiğinin bildirildiği, söz konusu yazıya ilişkin olarak şikayet yoluna başvurulmadığı dosya kapsamı ile sabit olup, bu halde, belirtilen yazıya itibar edilmesi gerektiği- İcra dairesinin muamelelerine karşı yapılan şikayetleri inceleme görev ve yetkisinin, o icra müdürlüğünün bağlı bulunduğu icra mahkemesine ait olduğu- Haczin kaldırıldığı kanıtlanmadığına göre, adı geçen şikayetçinin, şikayete konu taşınmaz bakımından icra dosyasında, ihale tarihinde, haciz alacaklısı olması nedeniyle İİK. mad. 134/2 uyarınca, tapu sicilindeki ilgili sıfatı ile aktif husumet ehliyetinin bulunduğu ve ihalenin feshini talep edebileceği-
Şikayetçinin aynı alacak için göndermiş olduğu haciz ihbarnamesinin tarihi, ihbarnameye konu paranın icra veznesine girdiği tarihlerden önce olduğundan icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılması gerektiği-
İİK. mad. 142/1 hükmünde yer alan "alakadarlar" ifadesi, kural olarak borçluyu değil, şikayet eden alacaklıdan sıra itibariyle önce olan ve kendisine pay ayrılan alacaklıları ifade ettiği; şikayete konu sıra cetvelinde, kendisine pay ayrılmayan şikayet olunanlara husumet yöneltilmesinin isabetsiz olduğu- İİK'nın 206. maddesindeki imtiyazların, (hacze iştirak hali hariç, İİK.m. 100-101) haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetvellerinde, sonraki tarihli haciz sahibi alacaklıyı önceki tarihli haciz sahibi alacaklının önüne geçiremeyeceği; şikayetçinin 6183 s. K. mad. 21/1 uyarınca ilk hacze iştirak etme hakkı bulunduğundan, şikayetin kabulü ile sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi gerektiği-
İhale alıcısı alacaklının, rüçhanlı ipotek alacağının belirlenmesine yönelik itirazlarının çözümü ancak ipotek alacağının sıra cetveli yapılarak belirlenmesi ve sıra cetveline itiraz hakkı verilmesi ile mümkün olduğu-
Alacaklının, tarafı olmadığı icra takip dosyasından aynı paraya konulan haciz nedeniyle İİK. 100'e göre yapılan bildirimde belirtilen haczin, İİK. 106 ve 110 gereğince düştüğüne ilişkin şikayet hakkının bulunmadığı; bu durumda ancak sıra cetveline itirazda bulunabileceği-
Alacaklının, tarafı olmadığı icra takip dosyasından aynı mala konulan haciz nedeniyle İİK'nun 100. maddesine göre yapılan bildirimle belirtilen haczin, İİK'nun 106 ve 110. maddelerine göre düştüğüne ilişkin şikayet hakkı bulunmayıp, bu konudaki iddiaların, sıra cetveli yapılması halinde dinlenebileceği, mahkemece şikayetin bu nedenle reddi gerektiği-
Şikayetçinin, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu'nun 166/2. maddesi kapsamında rüçhanlı olduğunu ileri sürdüğü bu alacakların icra takibinin asıl alacak kısmını oluşturduğu, İİK'nın 138/3. maddesinde ifade edilen vekalet ücretinin sırf bu takibe ilişkin giderler içerisinde yer alan vekalet ücreti olduğu, şikayetin konusunun, İİK'nın 138/3. maddesinde düzenlenen vekalet ücreti olmayıp, sıra cetvelinde şikayetçiye ayrılan vekalet ücreti alacağına ilişkin sıraya yönelik olduğu-
İşçi alacaklarının iflas halinde birinci sırada imtiyazlı ise de, hacze iştirak halinde İİK'nın 100. maddesindeki sayılan koşullara sahip olmaması halinde haciz tarihi daha önce olan alacaklıların önüne geçemeyeceği-