İcra takibine dayanak yapılan ilamda müşterek müteselsil tahsil hükmü bulunmadığı halde, bu şekilde takip başlatılması halinde, mahkemece icra emrinin "düzeltilmesine" karar verilmesi gerektiği-
Faize ilişkin şikayet üzerine, icra emrinin faiz yönünden düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken tümden iptalinin hatalı olduğu-
Şikayetçi 3. kişinin icra müdürlüğüne başvurusunun alacaklıya ödenen paranın kendisine ait olduğu iddiasına dayalı olup İİK'nun 96. maddesi kapsamında istihkak iddiası niteliğinde olduğu, bu iddiasını ancak İİK'nun 96. ve bunu izleyen maddelerde düzenlenen istihkak prosedürü kapsamında ileri sürmesi mümkün olup, İİK'nun 16. maddesi uyarınca şikayet yoluyla paranın kendisine ödenmesini isteyemeyeceği, bu nedenle icra müdürlüğünce şikayetçinin talebi üzerine İİK. nun 96 vd. maddelerine göre istihkak prosedürünün uygulanması gerekirken, bunun yapılmamış olmasının yasaya aykırı olduğu-
İcra emrinde yer alan “Borcu hemen öderseniz” bölümünde yer alan, vekalet ücretine KDV ve gecikme tazminatına ilişkin ibarelerin ilama uygun talepler olmadığı, mahkemece takip talebinden ve icra emrinden çıkartılması şeklinde düzeltme yapılması gerektiği-
Takip talepnamesinde takibe konu ilamın "muhtesatın kaline" ilişkin hüküm fıkrasının infazı talep edilmemiş olduğundan, örnek 2 icra emrinde "muhtesatın kali" talebinin bulunmasının isabetsiz olduğu- Örnek 2 icra emrinin takip talepnamesine uygun olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği-
Başvurunun niteliği itibariyle "şikayet" olduğu-
İcra müdürünün takip talebinin bu kanunda öngörülen şartları içerdiğine karar vermesi halinde ödeme emri düzenleyeceği hükmünü haiz olup, takip talebine uygun ödeme emrini düzenleme yükümlülüğünün icra müdüründe olduğu, bu durumda, alacaklı tarafından düzenlenen takip talebinde bulunmayan "borcun hemen ödenmesi" halinde yapılacak olan dosya hesabına yönelik ibarenin icra müdürünce ödeme emrine eklenmesine ilişkin müdürlük işleminden alacaklının sorumlu tutulamayacağı-
Hükümde "yıllık en yüksek mevzuat faizi ile tahsili yönünde ibare bulunmadığı"ndan, bu faiz cinsinden talepte bulunulması doğru değil ise de, bu durumda hükümde belirtilen tarihten itibaren "yasal faiz talep" edilebileceği ve bu durumda mahkemece, yasal faiz esas alınarak istenebilecek faizin hesabı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılarak İİK.'nun 17. maddesine uygun şekilde faize ilişkin talebin düzeltilmesi gerekirken "icra emrinin kıdem tazminatına işleyecek faiz yönünden iptali"ne dair hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Takip dosyasında yer alan, takip talepnamesinin incelenmesinde alacaklıların ilama göre alacaklı olduğu alacak kalemleri ayrı ayrı gösterilmiş, talep edilen faiz kalemlerinde hangi alacaklara ilişkin olduğu açıklanmış olup, icra müdürlüğünce düzenlenen icra emrinde ise faiz alacaklarına ilişkin bu açıklamalara yer verilmemiş olduğundan, mahkemece "icra emrindeki bu eksikliğin giderilmesi ve düzeltilen icra emrinin borçluya tebliğinin sağlanması için icra müdürüne talimat verilmesi" şeklinde, hüküm kurulması gerektiği-
Ödeme emri tebliği, icra müdürlüğü işlemi olup, bu işlemin usulsüz olduğunun ancak tebliğ işleminin muhatabı tarafından İİK. nun 16.maddesine göre öğrenme tarihinden itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine şikayet yoluyla başvurulması halinde icra mahkemesince inceleneceği ve tebliğ işleminin usulsüz olduğu belirlenir ise İİK. nun 17. ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince tebliğ tarihinin öğrenme tarihi esas alınarak düzeltileceği-