Sıra cetveline yönelik şikayetlerde İcra Mahkemesi'nin, önüne gelen şikayetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olup, düzenlenecek yeni sıra cetvelinde sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirtmesi, diğer anlatımla alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, hukuka uygun olmayan kısımları göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne talimat vermesi (İİK. m.17/I) gerektiğinden, sıra cetvelinin iptaline karar vermekle yetinmesi gerekirken, icra müdürünün yerine geçerek düzenleme yapılmasının doğru olmadığı-
Kredi borçlarının ödenmemesi üzerine başlatılan icra takipleri sonucu, ödenen harçların tahsiline ilişkin idari işlemin iptali ile söz konusu tutarın taraflarına iadesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın,  'adli yargı yerinde' çözümlenmesi gerektiği-
Ancak hukukun cevaz verdiği “ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz vb gibi” veya İİK.nun 17-18 maddelerinde öngörülen şikayet davalarında olduğu gibi Kanunun duruşma açılmadan dosya üzerinden karar verilmesinde hakime takdir hakkı tanıdığı hallerde dosya üzerinden karar verilebileceği-
Kiralanan taşınmazların tahliyesine ilişkin davaların, icra mahkemesince duruşma açılarak çözümlenmesi gerekeceği-
Sıra cetveline itiraz davalarının kabulü halinde, kural olarak “davalıya ayrılan payın, öncelikle davacı alacağının ödenmesine tahsisine; artan tutar kalırsa davalıya bırakılmasına” şeklinde karar oluşturulması gerektiği- Mahkemece, kısmi ödemelerin ve açılmış olan tasarrufun iptali davasının değerlendirilmesiyle karar oluşturulması gerekirken, paylaştırmanın ne şekilde yapılacağını dahi göstermeyen, infazı kabil olmayacak ve karardan sonraki işlemlerin dahi icra müdürünün takdirine bırakacak şekilde hüküm tesisinin hatalı olduğu-
Ödeme emri tebligatı usulsüz ise de borçluların şikayete konu ödeme emrinin gönderildiği takibe yönelik olarak menfi tespit davası açmış olmaları karşısında en geç bu tarihte tebligattan haberdar olduklarının kabulü gerekeceği-
İcra mahkemesi kararlarının infazı için kesinleşmesinin aranmadığı- Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte usulsüz tebligat şikayeti kabul edildiğinden, haciz isteme hakkı doğmadan gerçekleştirilen haczin yasal dayanağı olmadığından, hacizlerin de kaldırılması gerektiği-
İcra mahkemesince, şikayet üzerine verilen kararın yerine getirilebilmesi için kural olarak kesinleşmesine gerek bulunmadığından, şikayet sonucunda icra mahkemesinin vermiş olduğu “taşınmaz üzerine konulan haczin kaldırılmasına” yönelik kararın kesinleşmesi beklenmeden, icra dairesince bu karar doğrultusunda işlem yapılması gerekeceği-
Mahkemece verilen ‘yetkisizlik kararı’ üzerine, HUMK. 193’de (şimdi; HMK. 20/1'deki) öngörülen on günlük (şimdi; iki haftalık) süre içinde ‘dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi’nin davalı tarafından da istenebileceği–