Borçlu, faiz ve masrafları ödemedikçe kısmi ödemelerin anaparadan mahsup edilemeyeceği, bunun takip talebinde ayrıca istenilmesi gerekli olmayıp, istek olmasa da memurlukça re'sen dikkate alınması gerektiği- Ödeme emrinde talep edilen işleyecek faize itiraz edilmesi durumunda faiz oranının kesinleştiğinden söz edilemeyeceği, böyle bir durumda talep edilen faizin talep tarihi itibariyle hangi tür faiz oranına denk geldiği belirlenerek, bu faiz türünden değişen oranlarda işleyecek faizin hesaplanmasının gerekeceği, ancak talep edilen faiz oranının yasal ya da ticari faiz oranlarının üzerinde bir oran olması ve söz konusu faiz oranlarına itiraz edilmemesi halinde bu oranın kesinleşeceği-
Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması dava şartı olup, vekaletname eksikliği hususunun sonradan giderilebileceği, mahkemece, İİK'nun 17/1. maddesi gözetilerek, "icra müdürlüğünce, vekaletname eksikliğinin giderilmesi yönünde işlem yapılması gerektiğine" karar verilmesi gerekirken, borçlunun talebi aşılarak, itirazın kaldırılması kararını da hükümden düşürecek şekilde ödeme emrinin iptaline karar verilemeyeceği-
İhtiyati haciz kararına dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takibe başlandığı, aynı gün bedeli paylaşıma konu taşınmazın tapu kaydına ihtiyati haciz uygulandığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği ve ihtiyati haczin 10 günlük ödeme süresi sonu olan günün mesai saati bitiminde haczin kesin hacze dönüştüğü; alacaklı vekilinin satış isteyip, avans yatırdığı, icra müdürlüğünce eksiklikler giderildiğinde ve satış talebinin yenilenmesi halinde satış hususunun düşünülmesine şeklinde karar verildiği, alacaklı vekilince yeniden satış talebinde bulunulduğu, ikinci ihalede alıcı çıkmadığından İİK'nın 129/son maddesi hükmü uyarınca, satış talebinin düştüğü, alacaklı vekilince 3. kez, ve 4. kez satış istenildiği, taşınmazın satılmış olduğu anlaşılmakla, İcra Müdürlüğü'nce eksiklikler giderildiğinde ve satış talebinin yenilenmesi halinde satış hususunun düşünülmesine şeklinde karar verilmesi üzerine alacaklı vekilince yeniden satış talebinde bulunulduğunda, bu tarihinten itibaren 2 yıllık yeni bir satış isteme süresi işlemeye başlamayacağı- Mahkemece, şikayetçinin bu satış talebinin 2. ihalede alıcı çıkmaması sebebiyle İİK'nın 129/son maddesi uyarınca düştüğü, 3. satış talebinin ise, kesin haciz tarihinden itibaren başlayan İİK'nın 106. maddesindeki 2 yıllık satış isteme süresi içerisinde yapılmadığı ve buna göre şikayetçinin hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, HMK'nın 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca sıra cetveline ilişkin şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerektiği- Şikayet olunan alacaklı tarafından bedeli paylaşıma konu taşınmazın haciz tarihinden itibaren iki yıllık kanuni süre içinde satış istendiği, satış avansının yatırıldığı ve satış talebi üzerine icra memurunun "satış şartlarının oluşmadığını" gerekçe göstererek satış talebini reddettiği görülmüş olup, süresi içerisinde alacaklının bir an evvel satışa yönelik iradesini icra dosyasına yansıtmak zorunda olduğu ve isteğini İcra Müdürlüğü'ne iletip avans yatırması ile geçerli bir satış talebinin doğmuş olacağı, bundan sonra satışın da aynı 2 yıllık süre içerisinde yapılması yönünde bir zorunluluk bulunmadığı, söz konusu haczin de geçerliliğini kaybettiğinden söz edilemeyeceği- Cüz’i de olsa satış avansının yatırılmış olmasının, usulüne uygun bir satış talebinin bulunduğu anlamına geleceği- Yatırılan masrafın yetmeyeceği sonradan anlaşılırsa, bunun tamamlanması istenebilirse de, masraf hiç yatırılmamışsa geçerli bir satış talebinin varlığından söz edilemeyeceği-İcra memurunun ret kararı, sadece satışın fiilen yapılamayacağına yönelik bir tesbitten ibaret olduğundan, yasal düzenlemeye uygun olan satış talebindeki haklılığı ortadan kaldıran bir karar niteliğinde bulunmadığının kabulü gerektiği; İcra Müdürünün ret kararının ayrıca İcra Hakimliğince iptalinin talep ve dava edilmesine gerek dahi olmadan mahkemece re'sen nazara alınması gerektiği- Süresiz şikayet hakkına sahip olan şikayet olunanın, aleyhindeki bu karara karşı İİK'nın 16. maddesine göre süreli şikayet yoluna gitmemesi nedeniyle icra müdürünün kararını iptal ettirilmemiş olmasının, yasaya uygun olarak süresinde yapılan satış talebinin sağladığı hukuki sonuçları ortadan kaldırmayacağı- Alacağın esas ve miktarına yönelik sıra cetveline itiraz davalarının kabulü halinde, davanın taraflarının sırasının değiştirilmesine karar verilemeyeceğinden, mahkemece sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacı alacağının karşılanmasının tahsisine, artan kısmın davalıya ödenmesine karar verilmesi gerektiği- Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hüküm, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğuracağı ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulması gerektiği-
İlama aykırı olarak fazla talep edilen asıl alacak ve buna isabet eden faiz miktarlarının, gerek görüldüğü takdirde denetime elverişli bilirkişi raporuyla tespitiyle, fazla kısımların icra emrinden çıkartılarak düzeltilmesine karar verilmesi yerine takibin tümden iptali yönünde hüküm tesis edilemeyeceği-
Borçlunun faize itirazı, Yargıtay denetimine elverişli, gerek duyulduğu takdirde bilirkişiden rapor alınmak sureti ile incelenmesi gerektiği, fazla faiz talebinde bulunulduğunun tesbiti halinde, bu kısım iptal edilerek icra emrinin düzeltilmesine, aksi halde istemin reddine karar verilmesi gerektiği-
İcra emrinin alt kısmında "borcunuzu hemen öderseniz" başlığı ile yeni bir hesaplama ve farklı takip toplamı gösterilmesinin İcra İflas Kanunu'nda yerinin olmadığı; ancak bu durumun icra emrinin iptalini gerektirmeyeceği; mahkemece, "borcunuzu hemen öderseniz" başlıklı bölümde yer alan 2. hesap kısmının icra emrinden çıkarılmasına karar verilmesi gerektiği-
Sıra cetveline itiraz davasında, davacının icra hukukuna aykırılık iddiaları incelenerek, davalının haczinin düştüğü yolundaki sıraya yönelik uyuşmazlık çözümlendiğinden sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi gerektiği-
Üçüncü kişinin elindeki bir paranın haczedilmesinde, paranın somut olarak üçüncü kişinin elinde mevcut olması ve hacizden itibaren bir yıllık süre içerisinde paranın icra dosyasına celbinin istenmesi gerektiği aksi halde haczin düşeceği- Üçüncü kişi nezdinde doğacak (beklenen) alacakların ise tezkere yazılması suretiyle haczinin mümkün olmadığı, borçlunun üçüncü kişi ile arasındaki bir hukuki ilişkiye dayanan henüz doğmamış olmakla beraber doğması muhtemel alacakları için İİK'nın 89. maddesine göre haciz ihbarnamesi gönderilebileceği, üçüncü kişi nezdinde bulunan alacak için haciz talebi halinde, haciz tarihi belirlenirken gözetilecek tarihin, haciz yazısının yazıldığı tarih değil, üçüncü kişiye ulaşıp, kayda işlendiği tarih olduğu- Sıra cetveline yönelik şikayetlerde icra mahkemesinin icra müdürüne talimat verip, düzenlenecek yeni sıra cetvelinde sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirtmesi, diğer anlatımla alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, hukuka uygun olmayan kısımları göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne talimat vermesi gerektiği (İİK. mad. 17/I), icra müdürünün yerine geçilmek suretiyle sıra cetvelinin düzenlenmesinin isabetsiz olduğu-
Şikayetçinin 15.07.2008 tarihinde kesinleşen ilk haczi 1 yıllık süre içerisinde paranın dosyaya celbi istenmediğinden düşmüş ise de, 06.11.2009 tarihli müzekkere ile İİK'nun 88. maddesine uygun olarak talep ettiği ve hesapta bulunan para üzerine konulan 18.11.2009 tarihli haczinin süresinde paranın dosyaya celbinin istenmesi nedeniyle ayakta olduğu, şikayet olunan vergi dairelerinin ise bankadaki paranın süresinde dosyaya celbinin istenmesi üzerine bu dosyaya gönderilme tarihi olan 08.08.2011'den önce haciz koydukları anlaşıldığından 6183 sayılı Kanun'un 21/1. maddesi uyarınca ilk haciz olan şikayetçinin haczine iştirak koşullarının gerçekleştiği-