Mahkemece, vergi borcu bulunan dava dışı şirketin ticaret sicil kayıtları ve esas sözleşmesi getirtilerek bedeli paylaşıma konu taşınmazın malikinin anılan şirketin kanuni temsilcisi olup olmadığının tespiti, bu şahsın şirketin kanuni temsilcisi olduğunun belirlenmesi halinde davalı vergi dairesine ait işlem dosyası incelenerek, AATUH. Kanun'un mükerrer 35 ve VUK’un 10. maddelerindeki koşulların oluşup, oluşmadığının yapılacak araştırma ile belirlenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- Sıra cetveline yönelik şikayetlerde icra mahkemesinin, önüne gelen şikayetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olup, düzenlenecek yeni sıra cetvelinde sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirtmesi, yani, alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, hukuka uygun olmayan kısımları göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne talimat vermesi (İİK. mad. 17/1), iptal nedenlerinin gerekçede belirtilmesi ve hüküm fıkrasında sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerektiği- Sıra cetveline itiraz davalarında ise, kıyasen uygulanması gereken İİK. mad. 235/3 uyarınca sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerektiği-
Sıra cetveline yönelik şikayetlerde icra mahkemesi, önüne gelen şikayetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olup, düzenlenecek yeni sıra cetvelinde sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirtmesi, diğer anlatımla alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, hukuka uygun olmayan kısımları göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne talimat vermesi (İİK'nın m.17/I) gerektiğinden, iptal nedenlerinin gerekçede belirtilmesi, hüküm fıkrasında HMK'nın 297/2. maddesi uyarınca gerekçeye ait bir söz tekrar edilmeksizin sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi ve eda hükmü kurulmaması gerekeceği- Haciz yolu ile takiplerde kıyasen uygulanması gereken İİK'nın 235/3. maddesi uyarınca alacağın esas ve miktarına yönelik sıra cetveline itiraz davalarının kabulü halinde ise davanın taraflarının sırasının değiştirilmesine karar verilemeyeceğinden, mahkemece sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacı alacağının karşılanmasının tahsisine, artan kısmın davalıya ödenmesine karar verilmesi gerekeceği- Karşı oy yazısında "Geçici hacze (İİK.108) veya borçlu ve alacaklı arasında satış talebinden evvel borcun taksitlendirilmesinin (İİK'nın 111.) yapılması halinde, satış talebi icra müdürünce yasal engeller bulunması nedeni ile reddedileceği, gerek yasal gerekse yasal olmayan nedenlerle satış talebi icra müdürlüğünce reddedilmesi halinde, bu kararın İcra Hakimi tarafından İİK'nın 16. maddesi uyarınca şikayet yolu ile huzuruna getirilmesi halinde uyuşmazlığın yasaya uygun olup olmadığını incelenip karara bağlaması gerekeceği, aksi halde icra müdürünün reddettiği bir kararın yasal olduğunu kabul etmenin icra mahkemelerinin kuruluş amacına ters düşeceği" görüşünün savunulduğu-
Şikayetin İcra Mahkemesi'nce kabulü halinde, şikayet olunan muamelenin bozulacağı yahut düzeltileceği-
Borçlu, faiz ve masrafları ödemedikçe kısmi ödemelerin anaparadan mahsup edilemeyeceği, bunun takip talebinde ayrıca istenilmesi gerekli olmayıp, istek olmasa da memurlukça re'sen dikkate alınması gerektiği- Ödeme emrinde talep edilen işleyecek faize itiraz edilmesi durumunda faiz oranının kesinleştiğinden söz edilemeyeceği, böyle bir durumda talep edilen faizin talep tarihi itibariyle hangi tür faiz oranına denk geldiği belirlenerek, bu faiz türünden değişen oranlarda işleyecek faizin hesaplanmasının gerekeceği, ancak talep edilen faiz oranının yasal ya da ticari faiz oranlarının üzerinde bir oran olması ve söz konusu faiz oranlarına itiraz edilmemesi halinde bu oranın kesinleşeceği-
Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması dava şartı olup, vekaletname eksikliği hususunun sonradan giderilebileceği, mahkemece, İİK'nun 17/1. maddesi gözetilerek, "icra müdürlüğünce, vekaletname eksikliğinin giderilmesi yönünde işlem yapılması gerektiğine" karar verilmesi gerekirken, borçlunun talebi aşılarak, itirazın kaldırılması kararını da hükümden düşürecek şekilde ödeme emrinin iptaline karar verilemeyeceği-
İhtiyati haciz kararına dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yolla takibe başlandığı, aynı gün bedeli paylaşıma konu taşınmazın tapu kaydına ihtiyati haciz uygulandığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği ve ihtiyati haczin 10 günlük ödeme süresi sonu olan günün mesai saati bitiminde haczin kesin hacze dönüştüğü; alacaklı vekilinin satış isteyip, avans yatırdığı, icra müdürlüğünce eksiklikler giderildiğinde ve satış talebinin yenilenmesi halinde satış hususunun düşünülmesine şeklinde karar verildiği, alacaklı vekilince yeniden satış talebinde bulunulduğu, ikinci ihalede alıcı çıkmadığından İİK'nın 129/son maddesi hükmü uyarınca, satış talebinin düştüğü, alacaklı vekilince 3. kez, ve 4. kez satış istenildiği, taşınmazın satılmış olduğu anlaşılmakla, İcra Müdürlüğü'nce eksiklikler giderildiğinde ve satış talebinin yenilenmesi halinde satış hususunun düşünülmesine şeklinde karar verilmesi üzerine alacaklı vekilince yeniden satış talebinde bulunulduğunda, bu tarihinten itibaren 2 yıllık yeni bir satış isteme süresi işlemeye başlamayacağı- Mahkemece, şikayetçinin bu satış talebinin 2. ihalede alıcı çıkmaması sebebiyle İİK'nın 129/son maddesi uyarınca düştüğü, 3. satış talebinin ise, kesin haciz tarihinden itibaren başlayan İİK'nın 106. maddesindeki 2 yıllık satış isteme süresi içerisinde yapılmadığı ve buna göre şikayetçinin hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, HMK'nın 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca sıra cetveline ilişkin şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerektiği- Şikayet olunan alacaklı tarafından bedeli paylaşıma konu taşınmazın haciz tarihinden itibaren iki yıllık kanuni süre içinde satış istendiği, satış avansının yatırıldığı ve satış talebi üzerine icra memurunun "satış şartlarının oluşmadığını" gerekçe göstererek satış talebini reddettiği görülmüş olup, süresi içerisinde alacaklının bir an evvel satışa yönelik iradesini icra dosyasına yansıtmak zorunda olduğu ve isteğini İcra Müdürlüğü'ne iletip avans yatırması ile geçerli bir satış talebinin doğmuş olacağı, bundan sonra satışın da aynı 2 yıllık süre içerisinde yapılması yönünde bir zorunluluk bulunmadığı, söz konusu haczin de geçerliliğini kaybettiğinden söz edilemeyeceği- Cüz’i de olsa satış avansının yatırılmış olmasının, usulüne uygun bir satış talebinin bulunduğu anlamına geleceği- Yatırılan masrafın yetmeyeceği sonradan anlaşılırsa, bunun tamamlanması istenebilirse de, masraf hiç yatırılmamışsa geçerli bir satış talebinin varlığından söz edilemeyeceği-İcra memurunun ret kararı, sadece satışın fiilen yapılamayacağına yönelik bir tesbitten ibaret olduğundan, yasal düzenlemeye uygun olan satış talebindeki haklılığı ortadan kaldıran bir karar niteliğinde bulunmadığının kabulü gerektiği; İcra Müdürünün ret kararının ayrıca İcra Hakimliğince iptalinin talep ve dava edilmesine gerek dahi olmadan mahkemece re'sen nazara alınması gerektiği- Süresiz şikayet hakkına sahip olan şikayet olunanın, aleyhindeki bu karara karşı İİK'nın 16. maddesine göre süreli şikayet yoluna gitmemesi nedeniyle icra müdürünün kararını iptal ettirilmemiş olmasının, yasaya uygun olarak süresinde yapılan satış talebinin sağladığı hukuki sonuçları ortadan kaldırmayacağı- Alacağın esas ve miktarına yönelik sıra cetveline itiraz davalarının kabulü halinde, davanın taraflarının sırasının değiştirilmesine karar verilemeyeceğinden, mahkemece sıra cetvelinin iptaline değil, davalıya ayrılan payın yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacı alacağının karşılanmasının tahsisine, artan kısmın davalıya ödenmesine karar verilmesi gerektiği- Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hüküm, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğuracağı ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulması gerektiği-
İlama aykırı olarak fazla talep edilen asıl alacak ve buna isabet eden faiz miktarlarının, gerek görüldüğü takdirde denetime elverişli bilirkişi raporuyla tespitiyle, fazla kısımların icra emrinden çıkartılarak düzeltilmesine karar verilmesi yerine takibin tümden iptali yönünde hüküm tesis edilemeyeceği-
Borçlunun faize itirazı, Yargıtay denetimine elverişli, gerek duyulduğu takdirde bilirkişiden rapor alınmak sureti ile incelenmesi gerektiği, fazla faiz talebinde bulunulduğunun tesbiti halinde, bu kısım iptal edilerek icra emrinin düzeltilmesine, aksi halde istemin reddine karar verilmesi gerektiği-
İcra emrinin alt kısmında "borcunuzu hemen öderseniz" başlığı ile yeni bir hesaplama ve farklı takip toplamı gösterilmesinin İcra İflas Kanunu'nda yerinin olmadığı; ancak bu durumun icra emrinin iptalini gerektirmeyeceği; mahkemece, "borcunuzu hemen öderseniz" başlıklı bölümde yer alan 2. hesap kısmının icra emrinden çıkarılmasına karar verilmesi gerektiği-