Borçlunun, bilinen adresine çıkartılan tebligatın bila tebliğ iade döndüğü görüldüğünden, borçlunun bilinen adresine çıkarılan tebligat iade edildiğine göre, 7201 s. Tebligat Kanunu'nun 10/2. maddesindeki koşul oluşmuş olmakla borçlunun adrese dayalı kayıt sistemindeki adresine aynı Kanunun 21/2. maddesi uyarınca tebligat çıkarılması gerekeceği; mahkemece "borçlunun adres kayıt sisteminde adresi olup olmadığı" tespit edilerek, varsa, "T.K'nun 21/2. maddesi gereğince tebligat çıkartılması için İİK'nun 17/2. maddesi gereğince icra müdürlüğüne talimat verilmesi" gerektiği-
Şikayetin kabulü halinde şikayet olunan işlemin ya bozulacağı veya düzeltileceği ya da memurun sebepsiz yapmadığı veya geciktirdiği işlemin icrasına emrolunacağı-
Şikayetin kabulü halinde, şikayet olunan muamele bozulması ya da düzeltilmesi gerektiği (İİK. mad. 17/1)- Takibe konu iş mahkemesi ilamında, ''...Güvence hesabı yönünden ise poliçenin 50.000,00 TL teminat limiti aşılmamakla ek dava tarihi olan 25.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline...'', karar verildiği ve bu haliyle, borçlunun poliçe limiti ile sorumlu olması gerektiği anlaşıldığından, mahkemece ilama aykırı yön tespit edildiği halde, icra emrinin düzeltilmesi yerine, iptaline karar verilmesinin hatalı olduğu-
İİK.nun 140. maddesi gereğince icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılarak, ihale alıcısı haciz alacaklısının ihale bedelini yatırması gerekip gerekmediği belirlendikten sonra şikayetçi alacaklı aleyhine fark doğduğu tespit edilirse ihale bedelini yatırması için alacaklıya süre verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, "borçlunun, hesap tablosuna ilişkin şikayeti" hakkında yöntemince bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle hükme elverişli ve Yargıtay denetimine imkan verecek şekilde rapor alınması, bu suretle, şikayetin yerinde görülmesi halinde, İİK. mad. 17/1 uyarınca hatalı hesap tablosunun düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği-
İcra mahkemesince, "alacaklı tarafça talep edilebilecek faiz miktarı tespit edilip, buna göre icra emrinin düzeltilmesi"ne karar verilmesi gerekirken uygulanacak faiz oranlarının belirtilmesi ile yetinilmesinin bozmayı gerektiği-
İİK'nın 94/2. maddesine dayalı olarak açılan davada, adına taşınmazların tescili istenen borçluya husumet yöneltilmesine gerek bulunmadığı- İİK. mad. 94 uyarınca alınmış bir yetki belgesi bulunmadığından tapu ve tescil istemine ilişkin davanın HMK'nın 114/2 ve 115/2. maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği- Muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davalarında ispat yükünün, davalı alacaklıda olduğu- Her zaman düzenlenmesi mümkün olan çek ve bononun, alacağın varlığını ispatlamaya tek başına yeterli olmayacağı- Alacağın miktarına göre diğer tarafın açık muvafakati bulunmadığı sürece tanık dinlenemeyeceği ve tanık beyanına dayalı olarak hüküm kurulamayacağı; davalı alacaklının savunma ve delilleri çerçevesinde alacağın gerçek olup olmadığının tartışılması, davalı ile borçlu arasındaki hukuki ilişkinin ve davalının alacağının doğum tarihinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiği Davalının takip tarihi, davacının takip tarihinden önce olup, her ikisinin alacağının da herhangi bir belgeye dayalı olmadığının anlaşılması halinde, davalının alacağının, davacının alacağından daha önce doğduğunun kabulü gerekeceği-Satış tarihi itibariyle geçerli bir haciz bulunmadığı gerekçesiyle sıra cetvelinde kendisine pay ayrılmamış olan alacaklıya yönelik açılan davanın hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle HMK'nın 114/1-h ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği- Haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetveline itiraz davalarında ise,"sıra cetvelinin iptali"ne değil, davalıya ayrılan payın, yargılama giderleri ve vekalet ücreti de dahil olmak üzere öncelikle davacıya ödenmesine, artan kısım bulunması halinde, davalıya bırakılmasına karar verilmesi gerektiği- Sıra cetveline itiraz davaları sonunda verilen hükmün, sadece davanın tarafları bakımından sonuç doğuracağı ve verilen kabul kararı ile durumun tespiti ile yetinilmeyip, eda hükmü kurulması gerektiği-
İcra mahkemesince şikayetin kabulü halinde, şikayet olunan işlemin ya bozulacağı veya düzeltileceği ya da memurun sebepsiz yapmadığı veya geciktirdiği işlerin icrasının emrolunacağı-
İcra takibine dayanak yapılan ilamda, müşterek ve müteselsil tahsil hükmü bulunmadığından borçluların her birinin sorumlu oldukları miktarlar ayrı ayrı belirlenerek icra emrinin düzeltilmesi gerektiği-
Mevcut takip dosyası kapsamına göre şikayete konu dosya hesabının yapılmadığı ancak bu hususun şikayet konusu yapıldığı anlaşıldığından, mahkemece, İİK. mad. 17 uyarınca, temlik tarihinden şikayet tarihine kadar dosya kapak hesabının icra müdürlüğünce yapılmasına karar verilmesi gerektiği-