Takip dayanağı ilamda, davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulmadığı ve ilamda üç davalı sorumlu tutulduğuna göre, takipte talep edilen alacak kalemlerinin her bir borçludan 1/3 oranında tahsilinin gerektiği-
Dava tarihinden ilamın kesinleşme tarihine kadar yasal faiz, kesinleşmeden itibaren takip tarihine kadar Anayasa 46/son faizinin uygulanacağı ve yine dosya borcuna ilişkin ödeme yapıldığı dikkate alınarak TBK. mad. 100 'ün gözönünde bulundurulup, yapılan ödemenin öncelikle faiz ve masraflardan düşülerek bakiye dosya borcunun belirlenmesi gerektiği-
Dosya hesabına yönelik şikayet üzerine icra mahkemesince, şikayete konu dosya hesabının yapıldığı tarih itibariyle borç miktarı belirlenip anılan dosya hesabının buna göre düzeltilmesi gerektiği; "dosya hesabı işleminin tümden iptaline ve talepte bulunulması halinde, dosya hesabı yapılmasına" karar verilmesinin hatalı olduğu-
İİK'nun 17. maddesinde " Şikayet icra mahkemesince kabul edilirse, şikayet olunan muamele ya bozulur, yahut düzeltilir" denilmiş olduğu; mahkemece, bu yasal düzenleme gözetilerek şikayete konu icra emrinde fazla talep edildiği belirlenen miktarlar yönünden icra emrinin İİK'nun 17. maddesi gereğince düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde icra emrinin tümden iptalinin isabetli olmadığı-
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu mad. 94 uyarınca yaptıkları serbest meslek işleri dolayısı ile bu işleri icra edenlere yapılan ödemelerden (18.inci maddede yazılı olanlarla kazançları götürü olarak tespit edilen serbest meslek erbabına ve noterlere serbest meslek faaliyetlerinden dolayı yapılan ödemeler hariç) istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben (avans olarak ödenenler dâhil) tevkifat yapmaya mecbur oldukları- Vekil vasıtasıyla yapılan takiplerde vekalet ücreti miktarının, alacaklı ile borçlu arasında yapılmış sözleşmeye bakılmaksızın icra müdürü tarafından avukatlık ücret tarifesine göre hesaplanacağı, bu şekilde tayin olunan vekalet ücretinin de takip masraflarına dahil olduğu- Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda alacaklının, takip dayanağı ilamda kıdem tazminatı ve fazla mesai alacak kalemleri için hükmedilen bir yıllık mevduata uygulanan en yüksek banka mevduat faizini talep edemeyeceğinin ve borçlu tarafça söz konusu gelir vergisi kesintisinin yapılabileceğinin benimsendiği görüldüğünde mahkemece hatalı bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu- Şikayet icra mahkemesince kabul edilirse, şikayet olunan muamelenin ya bozulacağı ya da düzeltileceği-
Takip dayanağı ilama göre; davalının sorumluluğu belirlenerek icra emrinin bu borçlu yönünden düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken ilamda alacaklı lehine hükmedilen 4870,00TL vekalet ücretinin icra emrinde inkar tazminatı olarak istenilmiş olmasının maddi hataya müstenit olduğu da gözardı edilerek borçlu yönünden takibin tümden iptali yönünde hüküm kurulamayacağı-
İhalenin kesinleştiği ve satış bedelinin, araç üzerindeki rehin ve haciz alacaklarının tamamını karşılamadığı görüldüğünden, icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılmasına karar verilip kesinleşecek sıra cetvelinin sonucuna göre işlem tesisi gerekirken, doğrudan paranın takip alacaklısına ödenmesinin doğru olmadığı, öte yandan, şikayetçinin iddialarının, sıra cetveli yapılmasından sonra, sıra cetveline itiraz edilmesi halinde inceleneceğinin tabii olduğu, hal böyle olunca, mahkemece, İİK'nun 17/2. maddesi hükmü doğrultusunda birden fazla alacaklı bulunması ve ihale bedelinin tüm alacakları karşılamaması nedeniyle, İİK'nun 140. maddesi gereğince, icra müdürlüğünce sıra cetveli yapılmasının emredilmesine karar verilmesi gerekeceği-
İcra Müdürlüğü tarafından yürütülen takip sonucu harç alınması işleminin, kanuna aykırılığı iddiasının şikayet yolu ile İcra Mahkemesinde çözümleneceği; mahkemenin incelemeyi, söz konusu icra dosyası üzerinde yaparak, işlemin Kanuna uygun olup olmadığı hususunda karar vereceği-  Harç alınması işleminin, kanuna aykırılığı iddiasının adli yargılamanın bir parçasını oluşturduğu ve adli yargı yerince çözümlenmesinin gerektiği-
İhtiyati haciz kararlarında hüküm altına alınan miktar ipotekte olduğu gibi üst sınırı ifade etmediğinden, icra dosyasındaki faiz ve masrafların tamamını kapsayacak şekilde kapak hesabı yapılarak, bu miktarın tamamının ihtiyati haciz kapsamında değerlendirilmesi gerekirken, mahkemece ihtiyati haciz miktarlarının üzerinde haciz tatbik edilemeyeceğinin kabul edilmesinin hatalı olduğu- Borçlunun yetki itirazının mahkeme kararı ile kabul edildiği ve borçlu vekilinin yetki itirazından vazgeçtiği dikkate alındığında, bu dosyanın kesinleşme tarihinin vazgeçme tarihi olan tar,h olarak kabul edilmesi ve sıra cetvelinin de bu tarih dikkate alınarak düzenlenmesi gerektiği- Sıra cetveline yönelik şikayetlerde icra mahkemesinin, önüne gelen şikayetleri sonuçlandırıp icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olduğu ve gerekçede yeni sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirlemesi gerektiği-
Aynı alacak için birden çok taşınmazın rehnedilmiş olması halinde, rehnin paraya çevrilmesi istemi, taşınmazların tamamı hakkında yapılsa da, icra dairesinin sadece gerektiği kadarını paraya çevireceği- Gerekçede yer alması gereken hususlara hükmün fıkrasında yer verilmesinin İİK. mad. 17/1'e aykırı olduğu, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait bir sözün tekrar edilmemesinin HMK'nın 297/2. maddesine aykırı olduğu-