TTK. 642 (şimdi; Yeni TTK. mad. 730) uyarınca «ödememe protestosu»nun belirli süre içinde keşide edilmesinin, hamilin sorumlularına müracaatı için yeterli olduğu, ayrıca bunun tebliğ edilmemiş olmasının müracaat hakkının yitirilmesine neden olmayacağı—
Çek nedeniyle «asıl borçlu -keşideci-» yanında, «ciranta»lar ve «bunlara aval verenler»in hamile karşı müteselsil sıfatıyla sorumlu oldukları—
Ölü kişi hakkında -4.5.1978 T. ve 4/5 sayılı İçt. Bir. K. gereğince- icra takibi yapılamayacağı ve mirasbırakan-borçlu hakkında yapılmış olan takibin aynı dosyadan mirasçılara teşmili suretiyle de sürdürülemeyeceği—
Çek, görüldüğünde ödeneceğinden, keşide tarihinden önceki bir tarihte çekin bankaya ibraz edilmiş olmasının çek niteliğini olumsuz yönde etkilemeyeceği—
Ölü kişi hakkında takip yapılamayacağı gibi, bu şekilde başlatılan bir takibin mirasçılara da yöneltilemeyeceği– (Not: 6100 sayılı yeni HMK’ nun 124/4 maddesindeki “dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.” şeklindeki yeni düzenleme nedeniyle, bu kararlar önemini yitirmiştir…
Senet arkasında takip alacaklısına yapılmış bir ciro bulunmadıkça takip alacaklısının «yetkili hamil» sayılmayacağı—
Cirantanın, kendisinden sonra gelen cirantayı takip edemeyeceği—
Senette birden fazla vâdenin yazılı olması (çift vâde bulunması) halinde, senedin «bono» sayılamayacağı-
«Çek» kelimesinin, senet metni içinde yer almasının zorunlu bulunmadığı—
Çekin, üzerinde «keşide tarihi» olarak yazılı olan tarihten önce ibraz edilmesi halinde de, zamanaşımı süresinin hesaplanmasında değişiklik olmayacağı (yani; yine, üzerindeki keşide tarihine göre ibraz süresinin sona ermesinden itibaren altı ay geçmekle, zamanaşımına uğrayacağı) (Çeklerde zamanaşımı süresinin, fiili ibraz tarihinden değil çekte yazılı keşide tarihinden itibaren hesaplanması gerekeceği)—