TÜRK BORÇLAR KANUNU > - Genel Hükümler > - Borç İlişkilerinde Özel Durumlar > - Bağlanma Parası, Cayma Parası ve Ceza Koşulu > - C. Ceza koşulu > - I. Alacaklının hakları > Madde 179 - 1. Cezanın sözleşmenin ifası ile ilişkisi
Madde Listesi Madde 179 - 1. Cezanın sözleşmenin ifası ile ilişkisi
Davaya konu 6 adet reçetenin ve dayanak raporların e-raporlar olup şekil olarak unsurlarının tam olduğu ve iğfal kabiliyetlerinin bulunduğu, reçete arkalarında ilacı alan kişinin adı, soyadı, imzası ve telefon numaralarının bulunduğu, davacı eczanenin usule ve protokole uygun hareket ettiği, eczacının e-raporların gerçek olup olmadığını bilemeyeceği ve eczacının ilacı alan kişinin kimlik bilgilerini sorgulama yetkisi olmadığı gerekçeleri ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacının sahibi olduğu eczane ile birlikte 31 eczane hakkında yapılan şikayet ve soruşturma neticesinde düzenlenen müfettiş raporu doğrultusunda davacıya ait eczanede usulüne uygun olarak düzenlenmemiş 6 adet reçetenin bulunduğunun belirlendiği, bu reçetelerin 3. kişiler tarafından sahte olarak tanzim olunduğu ve bedellerinin kuruma fatura edilmesinden dolayı idare tarafından sözleşmenin 5.3.2. ve 6.3.3 maddeleri uyarınca cezai işlem tesis edildiği, davacı eczanenin ibraz edilen reçetelerin arkasına ilaçları teslim alan kişilerin kimlik bilgilerini kontrol ederek yazması gerektiği, davacının kendisinin de taraf olarak imzaladığı protokol hükümlerine göre kendisine yüklenen kimlik tespiti yapma yükümlülüğünü yerine getirmediği, şayet ilaçları teslim etmek için reçeteyi ibraz eden kişilerden kimlik bilgilerini sormuş olsa idi bu kişilerin ilaçları teslim almaya yetkili olmadıklarının anlaşılacağını, davaya ve davalının işlemine konu reçetelerin sahteliği sabit olup, bilirkişi raporu ile belirlenen iğfal kabiliyeti hususunun ceza yargılaması yönünden sonuç doğuracağı, davacının kimlik tespiti yapma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olması nedeniyle sorumluluğunun ortadan kalkmayacağı- Eczanenin kuruma fatura ettiği reçetelerden bulunması gereken ve reçete muhteviyatı ilaçların reçete sahibine yada yakınına teslim edildiğine ilişkin imzanın, reçete sahibine veya ilaçları teslim edildiği yakınına ait olmadığının tespit edilmesi halinde, reçete bedelinin 5 katı tutarında cezai şart uygulanarak eczacı yazılı olarak uyarılır, tekrarı halinde reçete bedelinin 5 katı tutarında cezai şart uygulanarak sözleşmenin feshedileceği ve 1 (bir) ay süre ile sözleşme yapılmayacağı-
İnşaat sözleşmesinde davalının fazla imalat yaptığını beyan ettiği bunun bilirkişi raporuyla da saptandığı, ancak fazla imalatın yapı süresi hesaplanarak teslim süresine eklenmediği, sözleşmede öngörülen ilave süreye rağmen bu sürenin teslim tarihine eklenmeden teslim tarihinin hesaplandığı- Teslim tarihinin, ilave süre ve bilirkişi tarafından saptanan fazla imalatın yapım süresinin sözleşmedeki ifa süresine eklenerek hesaplanması gerektiği, gecikme ceza koşulunun da buna göre hesaplanacağı-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin ileriye etkili feshi istemine ilişkin davada talep dışına çıkılarak sözleşmenin geriye etkili feshine karar verilmesinin taleple bağlılık ilkesine aykırı olacağı (HMK. mad. 26)- Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin geçerliliğinin, bu sözleşmelerin noterde "düzenleme" şeklinde yapılmasına bağlı olduğu- Tarafların iradelerinin birleşmesi halinde ya da haklı sebeplerin bulunması durumunda mahkemenin vereceği fesih kararı ile sözleşmenin sona ereceğinin kabul edildiği, bu sözleşmelerden dönmek isteyen tarafın, eğer karşı taraf dönmeyi kabul etmiyor ve karşı çıkıyorsa, hakimin kararına ihtiyacı olduğu, yani mahkemede açacağı "sözleşmenin feshi" davası sonunda feshi (dönme) kararı ile sözleşmeden dönebileceğinden, mahkemenin, önce fesih isteyenin haklı olup olmadığını tartışarak; haklı ise feshe karar vereceği, aksi halde davayı reddederek sözleşmeyi yürürlükte tutacağı- İleriye etkili fesihte yüklenicinin, inşaatı getirebildiği seviyeye göre tapu payı almaya hak kazanmakta, arsa sahibi de geriye etkili feshin aksine, ifaya ekli cezayı ve ifanın gecikmesine bağlı gecikme (kira) tazminatını (TBK. mad. 112) yükleniciden isteyebilmekte olduğu, ileriye etkili fesihte cezai şartın istenebileceği, ancak, seçimlik cezanın durumunun buna müsait olmadığı; ileriye etkili fesih bir bakıma sözleşmenin ifası demek olduğundan alacaklının akdin icrasını (akdin ifasını) istemek dışında cezanın tediyesini talebe yetkisinin olmadığı, ancak tarafların aksine sözleşme yapabilecekleri ve böyle bir sözleşme varsa fesih ileriye etkili olsa bile, alacaklının ayrıca seçimlik cezayı da isteyebileceği (TBK. mad. 179/1)- Alacaklının, ifanın yanında ifaya ekli cezai şartı da isteyebileceği; şayet ifaya ekli ceza, teslimde gecikme halinde ödenmesi kararlaştırılan ceza ise, bu cezanın, teslim borcunda temerrüdün gerçekleştiği anda muaccel hale geleceği; süre verilmesi gereken durumlarda verilen sürenin dolmasından (TBK. mad 123), süre verilmesi gerekmiyorsa (TBK. mad. 124) yüklenicinin teslim borcunda temerrüdünü takiben alacaklının (arsa sahibinin) TBK. mad. 125/I-II'de yazılı seçimlik haklarını kullanacağı, seçimlik hak sözleşmenin feshi doğrultusunda kullanılmışsa bu iradenin yükleniciye bildirilmesinden sonra yükleniciden işe devam etmesinin beklenemeyeceği; arsa yapı devri karşılığı eser sözleşmesinin feshine mahkemenin karar vereceği; yargılama sonucu ileri etkili feshe karar verilirse cezai şartın teslimde temerrüt tarihi ile fesih iradesinin yükleniciye bildirdiği tarihler arasında istenebileceği, ancak yükleniciye süre verilmesi gerekmiyorsa ve fesih için doğrudan dava açılmışsa cezai şartın veya gecikme tazminatının temerrüt tarihi ile dava tarihi arasında istenmesinin olanaklı olduğu; fesih için açılan davada feshin ileri etkili değil, geriye etkili olarak hüküm altına alınması halinde sözleşmeyi fesheden arsa sahibinin ifaya ekli cezayı veya müspet zarar kapsamındaki gecikme tazminatını talep edemeyeceği- Mahkemece, ileriye etkili feshin tasfiye sonucunun da kararda açık seçik gösterilmesi ve yeni uyuşmazlıklara neden olunmadan taraflara aidiyeti gereken payların (bağımsız bölümlerin) infazda tereddüt yaratmayacak biçimde belirlenmesi gerektiği- Mahkemece, taleple bağlı kalınarak sözleşmenin ileriye etkili feshi ile eksik ve ayıplı işler bedelinin karşılığı olan arsa payı belirlenerek, şayet daha önce yükleniciye arsa payları devredilmişse, bu bedelin karşılığı olan arsa payının iptali ile arsa sahibi adına tesciline, bu paylar devredilmemişse, arsa sahibi üzerinde bırakılmasına ve sözleşmenin tasfiyesine karar verilmesi gerekeceği-
Ticari tellallık niteliğindeki sözleşme uyarınca danışmanlık ücreti ve danışmanlık ücretinin ödenmemesi halinde cezai şart ödenmesi kabul edilmiş olup, kararlaştırılan cezai şart, TBK. mad. 179/1'deki seçimlik cezai şart olduğundan ve bu tür cezai şartın kararlaştırılması halinde, taraflarca aksi öngörülmemişse, alacaklının, ya borcun ifasını ya da kararlaştırılan cezanın ödenmesini isteyebileceğinden, sözleşmede aksi kararlaştırılmadığından, davacı tarafça sözleşme bedeli yani ifa da istenmekle, artık TBK. mad. 179/1 uyarınca cezai şartın istenmesinin mümkün bulunmadığı- Davalı, Afganistan'da yaşanan güvenlik sorunları nedeniyle sözleşmeyi imzalamaya gelemeyeceklerini bildirmişse de; davalının tacir olması nedeniyle, basiretli davranma yükümlülüğü altında olduğu (TTK. mad. 18) ve davacı ile danışmanlık konusunda sözleşme tanzim edildiği tarihte de Afganistan'daki olaylar tüm kamuoyunca bilinebilir durumda olduğundan, davalı yönünden sonradan ortaya çıkmış veya öğrenilen bir durumun söz konusu olmadığı, yani davalının bu mazeretinin geçerli sayılmayacağı-
İmalat karşılığı iş sahibi kooperatife ait bir villanın ortaklık hakkının yükleniciye verilmesinin kararlaştırıldığı sözleşmede yer alan seçimlik cezanın, davacının ifa istemesi halinde istenemeyeceğinden, cezai şart isteminin reddi gerekeceği (BK. mad. 158/1; TBK. mad. 179/1)- Dava tarihinde sözleşmede kararlaştırılan Alman Markı para biriminin yürürlükte bulunmadığı anlaşıldığından, sözleşmede kararlaştırılan bedelin Euro karşılığının belirlenerek 3095 s. K. mad. 4/a uyarınca belirlenen faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi gerekeceği-
Sözleşmede kararlaştırılan tazminatın süresiz uygulanamayacağı, maktu tazminatın tarafları bağlayacağı süre sözleşmedeki teslim süresinin, gecikilen sürenin uzunluğu, öngörülen tazminat miktarı, geçen süre içinde gerçekleşen enflasyon, fiyat artışları, döviz fiyatları ve faiz oranlarındaki artış ve eksilişler ve rayiçlere göre istenebilecek miktar ile maktu tazminatın ödenmeye devam edilmesi halinde arsa sahibinin elde edeceği miktarlar da gözönünde tutulmak suretiyle bu hususta bilirkişi görüşünden de yararlanılarak, sözleşmedeki miktarın en az 1 yıl süreyle mutlak bağlayıcı olacağı ve maktuen belirlenen miktar ile rayiçlere göre saptanacak miktar arasında en az bir misli fark bulunması gerektiği de dikkate alınarak hakkaniyete uygun biçimde hakim tarafından takdir edilmesi gerekeceği, hakim tarafından belirlenen makul süreden sonraki gecikme tazminatı miktarının da; taşınmazın mevkii, konumu, ülkenin ve inşaatın yapıldığı yerin sosyo ekonomik koşulları da gözönünde tutulmak suretiyle ve sözleşmede kararlaştırılmış gecikme tazminatı yokmuş gibi gecikme tazminatının en az mahalli piyasa rayiçlerine göre mahrum kalınan kira bedeli kadar olacağı ilkesine göre bilirkişiye hesaplattırılması gerekeceği-
Alacaklı ceza koşulunu isteme hakkından açıkça vazgeçmişse artık bu yönde talepte bulunamayacağı gibi alacaklının, çekince koymadan ifayı kabul etmesi veya sözleşmeden doğan edimlerini ifaya devam etmesi hallinde de ceza koşulunu isteyemeyeceği- Çekince için bir şekil şartının öngörülmediği- Her yıl sonunda bir önceki yıla dair ceza koşulunun istenebilmesinin, takip eden yılda henüz ifaya başlanmadan önce çekince (ihtirazi kayıt) bildirilmesi veya ihtar çekilmesine bağlı olduğu; sözleşme süresi içinde çekince konmadan uzun süre ifaya devam edilmesi üzerine borçluda ''ceza koşulu istenemeyeceği''ne dair haklı bir güven oluşmuş ise oluşan bu haklı güven ve dürüstlük ilkesi nedeniyle önceki yıla veya yıllara ait ceza koşullarının talep edilemeyeceğinin kabulü gerekeceği-
1086 sayılı HUMK’nm 76 ve 6100 sayılı HMK’nın 33.maddesine göre hakim Türk Kanunlarını (hukukunu) kendiliğinden uygulayacağı ve bu halde maddi vakıaları ileri sürüp ispatlamak taraflara, hukuki vasıflandırma hakime ait olduğundan kararlaştırılanın sözleşme ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 s. BK’nun 158/II.maddesinde düzenlenen ifaya ekli ceza koşulu değil, aynı Kanunun 106/II.maddesinde öngörülen ve uygulamada kira kaybı-kira tazminatı diye de adlandırılan gecikme tazminatı olması nedeniyle, ihtirâzi kayıt ileri sürülmeden eser teslim alınsa dahi zamanaşımı süresinde gecikme tazminatı istenebilmesi gerekeceği-
Taraflar arasındaki Direkt Satış Sözleşmesinin davacı tarafından haklı sebeple feshi nedeniyle sözleşmeye dayalı pazarlama faaliyetine katkı bedeli ve cezai şartın tahsili istemi-