İş sözleşmesinin, feshinden sonra iş yerinin devir durumunda, iş yerini devralan işverenin önceki işçilik alacaklarından sorumlu olup olmayacağını saptamak için, her iki şirketin ticaret sicil kayıtları getirtilerek, aralarında organik bağ bulunup bulunmadığının ve tapuda satış olarak gösterilen işletmenin bulunduğu arsanın devri işlemini muvazaaya dayanıp dayanmadığı hususlarının açıklığa kavuşturulması gerekeceği-
Taraflar arasındaki sözleşmenin 2. maddesinde yer alan cezanın, BK'nın 158/2. maddesinde düzenlenen ifaya ekli ceza olduğu, bu cezanın istenebilmesi için inşaatın süresinde yüklenici tarafından teslim edilmemiş olmasının gerekeceği, bu ceza; asıl borca bağlı olup, asıl borcun muaccel olmadan önce fer'i nitelikte olduğu, eserin teslimi yükümlülüğünün başlamadan önce istenemeyeceği, bu durumda, yüklenicinin fiili teslim yükümlülüğü bulunmadığına, diğer anlatımla teslimde henüz temerrüde düşmediğine göre mahkemece cezai şarta yönelik talebin reddine karar vermek gerekeceği-
Taraflar arasındaki tazminat ve cezai şart davaları-
Taraflar arasındaki tazminat, nama ifaya izin davası-
Taraflar arasındaki nama ifaya izin ve alacak davaları-
Davalarda talep konusu olan ''yoksun kalınan kira bedeli'' gecikme tazminatı niteliğinde olup, ifaya ekli cezai şart (Borçlar Kanunu 158/2. maddesi) hükümlerinin aksine bu tazminatın talep edilebilmesi için teslim sırasında ihtirazı kayıt konulmasına gerek olmadığı gibi, Borçlar Kanunu'nun 96. ve 106/2. maddeleri uyarınca sözleşmede düzenlenmemiş olsa dahi istenebilmesinin mümkün olduğu-
Sözleşmenin feshi halinde davacının uğradığı menfi zararları isteyebileceği, dava dilekçesinde istenen kira kaybının menfi zarar kapsamında olmayıp, müspet zarar niteliğinde olduğu, sözleşmenin feshi halinde müspet zararın da istenebileceğine dair sözleşmede hüküm bulunmadığı, ayrıca sözleşmenin üçüncü maddesinin ifaya ekli cezai şart niteliğinde olduğu, bu cezai şartın akdin feshi halinde istenemeyeceği-
Taraflar arasındaki sözleşmenin özel şartlar bölümünde "sözleşme şartlarına uymayan taraf diğer tarafa sözleşme değeri kadar cezai şart ödeyecektir." hükmünün kabul edildiği, hükmedilen bu cezanın BK'nın 158/1. maddesinde düzenlenen ifa yerine geçen seçimlik ceza niteliğinde olduğu, aksi sözleşmede belirtilmedikçe arsa sahibinin, ya borcun ifasını, ya da cezanın ödetilmesini isteyebileceği, cezai şart borçlunun sözleşmedeki edimini, sözleşmeye uygun şekilde yerine getirmesini sağlamak ve buna zorlamak amacıyla kabul edilmiş bir hukuksal baskı aracı olup, seçimlik veya ifaya eklenen türde cezai şartın kararlaştırılabileceği, tarafların, cezai şartı sözleşmeyle birlikte veya sonradan kararlaştırılabileceği-
Alacaklının, İİK. mad. 94/II uyarınca icra dairesinden yetki belgesi alarak, borçlunun adına tescil ettirmediği taşınmazın, borçlu adına tescili için mahkemede tescil davası açabileceği- Genel iskan ruhsatı alındığı ve kullanıma engel bir hal bulunmadığı halde bağımsız bölümlerini teslim almayan arsa sahibinin artık o tarihten sonraki dönem için cezai şart talebinde bulunamayacağı- Tescil kararı verilen bağımsız bölümler arsa sahibinin güvencesini teşkil eder nitelikte olup yargılama sırasında kullanıma engel teşkil etmese de bir kısım eksik ve kusurlu işler bulunduğundan, arsa sahibinin davaların açılmasına neden olduğundan bahsedilemeyeceği, gerek asıl davada gerekse de birleşen davada, aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu, arsa sahibinin güvencesini teşkil eden bu bölümlerin arsa sahibi lehine hükmedilen miktarlar ödendiğinde tesciline karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesinin de isabetsiz olduğu-
Mahkemece, talep edilen zararlarla ilgili uyuşmazlığın esası incelenip taraf delilleri toplanıp taraflar arasında adi yazılı sözleşmenin pay devri yapılmak ya da önemli ölçüde ifa edilmek suretiyle geçerli hale gelip gelmediği üzerinde durulması, bu şekilde geçerli hale gelmemişse tarafların ancak birbirlerine verdiklerini BK'nın 61. maddesine göre sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre talep edebileceği, menfi zararın istenemeyeceği; şayet sözleşme anılan şekilde sonradan geçerli hale gelmiş ve bundan sonra sözleşme taraflarca geriye etkili olarak feshedilmiş ise BK'nın 108/2. maddesindeki olumsuz zararın talep edilebileceği-
